1. YAZARLAR

  2. Nihal Bengisu Karaca

  3. Gazze için ekonomik gazâ...
Nihal Bengisu Karaca

Nihal Bengisu Karaca

Yazarın Tüm Yazıları >

Gazze için ekonomik gazâ...

31 Aralık 2008 Çarşamba 05:39A+A-

Gazze'de olanlar içimizi biçti. İsrail, Filistin halkının üzerine F16'larla gidiyor, bombalıyor ve öldürüyor. Sıradan insanlar olarak Beyazıt ve Taksim meydanlarını doldurup mitingler düzenlemekten fazlası gelmiyor elimizden.

Hiç kuşkusuz bu dahi İsrail ile birtakım verimli ilişkiler, sözgelimi doğalgaz antlaşmaları filan içine girmiş olan hükümetimiz açısından 'uyarıcı' bazı nitelikler içeriyor. Ama fazlası da gerekir.

Muhsin Yazıcıoğlu, İsrail mallarına karşı boykot ilan etmeye çağırdı herkesi. Böyle anlarda bana da en uygun gelen 'tepki' bu. Ne kadar demode olursa olsun, kulağa ne kadar bayağı gelirse gelsin. Çünkü, mitingden sonra Starbucks'a uğrayıp 'kahve sevgisini evrensel hale getiren' sadık İsrail ziyaretçisi ve vaktiyle Filistinlilere 'terör' konusunda verip veriştiren Howard Schultz'un 'birbirinden eşsiz ve tutkulu' kahvelerini yudumlamak insanı 'oxymoron'a sürüklüyor, eylemde tükürdüğünüzü kahveyle yalamış oluyorsunuz.

Egemenleri en korkutan-ürküten şey siyasal inandırıcılıklarını yitirmek ya da moral üstünlüklerini kaybetmek değil; bu, kayıpların ticari sonuçları. İnsanların mallarını almaması. 2002 yılının Ocak ayında Norveç halkına İsrail mallarını boykot etme çağrısı yapan Norveç'in sosyalist Maliye Bakanı Kristin Halvorsen'in yol açtığı diplomatik krizi hatırlatmak isterim. Rice, alabildiğine panik olmuş, Norveç Büyükelçisi'ne ve hatta Norveç hükümetine çıkışmıştı. Norveç'in ünlü gazetelerinden Aftenposten, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, Norveç Büyükelçisi ile konu hakkında görüştüğünü, Rice'ın Büyükelçi'ye 'Norveç'in bu boykotun sonuçlarına katlanması gerektiği' notunu ileterek adeta tehdit ettiğini yazmıştı. Norveç'in kuzey bölgesindeki Sör Tröndelag Bölge Belediyesi, İsrail'den belediye adına hiçbir ithalat yapmayacağını belirterek, halkı da İsrail ürünlerine karşı boykota çağırmıştı. Sonuç itibarıyla "boykot olmadan İsrail'in Filistinlilere karşı politikasında bir değişiklik olmayacağını" söyleyen Maliye Bakanı Halvorsen yalnız bırakıldı, Sör Tröndelag bölge belediyesi de hükümet tarafından söz konusu boykotun Norveç yasalarına, Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Ekonomik İşbirliği anlaşmalarına aykırı olduğunu belirten yazılı bir açıklaması ile uyarıldı vs. Ama ne oldu? Boykot, Avrupa'da İsrail'e karşı yapılan ilk boykotlardan olma hüviyetini koruyor. Yok mu şu kabinede Kristin Halvorsen kadar yiğit bir bakan ve yok mu şu ülkede Sör Tröndelag ahalisi kadar yürekli bir ahali, sorusu da tez elden paketi açılacak ve vicdanımızın tepesine dikilecek bir Demokles kılıcı gibi durmakta...

Ekonomik boykot seçeneğini, bu eylem türünün bir türlü etkin hale getirilemediğini, hattın gündem değişir değişmez yarıldığını söyleyerek gereksiz ve geçersiz bulanlara 'en iyi, iyinin düşmanıdır' şeklindeki özlü sözü hatırlatmak istiyorum. Örnek: Sigarayı tümden bırakmak en iyisidir, ama 3 ay için bırakmak da iyidir. Vücudunuz nefes alır misal. Boykot da ne kadar sürecek olursa olsun vicdanın nefes alması içindir biraz da. Boykotun ilanihaye devam etmemesini, boykota girişmek için engel olarak görmemek gerekir. Vur kaç eylemidir boykot. 'Senin refikin benim refikimi üzdü, o halde al sana!' anlamına gelir. Ve doğası gereği çok uzun sürmez, ama korkutucu ve tatmin edicidir.

Hadi Muhsin Yazıcıoğlu'nu dinleyelim, bu rezalete bazı ürünleri boykot ederek direnme yolunu seçelim. Ancak hangi ürünleri boykot edeceğimiz konusunda acilen tutarlı bir listenin hazırlanması gerekmekte. Çünkü boykotun nesnesinin 'sahibi Yahudi olan markalar' olmaması gerekiyor, Siyonizm'e karşı çıkacağız derken anti semit tuzaklara düşmemek gerekiyor. Sanırım insan hakları üzerine çalışan saygın STK'lar elmaları armutlara karıştırmayan, meselenin etik yanını dikkate alan böyle bir listenin çıkarılması işine önayak olabilirler.

Ekonomik bir boykotun, şimdi tam yeri olduğunu ve belki bu kez etkin olabileceğini düşünüyorum öte yandan. Unutmayalım ki, bugünün çokça alışveriş eden yeni orta sınıfı ve burjuvası ile dünün Filistin davası muhibleri aynı kişilerdir. Ve kalbî bağlar kolay kolay yitip gitmez.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT