Fransa 'Terörle Savaş'ın Kültür Cephesini Açtı

DAVUD EŞ-ŞERYAN*

Britanyalı milletvekili Philip Hollobone, peçenin aralık ayında bu ülkede de yasaklanmasına hazırlık olarak milletvekilleri arasında bir tartışma açmaya çalışıyor. Göç Bakanı Damian Green'se Britanya'nın peçe konusunda Fransa'nın yolundan gitmeyeceğini belirtti. Green'e göre bu adım 'Britanya iklimine uymuyor, hoşgörü ve karşılıklı saygıya dayalı bir toplumun gelenekleriyle çelişiyordu.'

Britanya'daki sorun Avam Kamarası'nda veya hükümette değil. Ayrıca Britanya, ortak para birimi gibi daha önemli sorunlarda Avrupalıların arkasından gitme eğiliminde de değil. Fakat bu ülkenin bağımsız eğilimlerine, geçmişe dayanan geleneklerine ve halkının uygarlığına rağmen, tutucu Fransız adımı Britanya toplumunda olumsuz etki yarattı. Bu ülkede de burka yasağını destekleyenlerin sayısı artıyor. Geçen hafta yapılan bir ankete göre Britanyalıların yüzde 57'si böyle bir yasağı destekliyor. Buna karşın Fransızların yüzde 70'i ve İspanyolların yüzde 65'i burka yasağını destekliyor.

Kapalılığa ve ahmaklığa boğulmuş Fransa'nın adımı muhafazakâr Müslümanları kışkırtıyor. Hatta bu yasak, bazı Fransız Müslümanları bu ülkenin zulmünden kaçarak göç etmeye, bireysel özgürlüklere daha hoşgörülü yaklaşan Britanya ve diğer Avrupa ülkelerine gitmeye sevk edebilir. Böyle bir şey yaşanırsa, Müslümanlara karşı kışkırtma artabilir, Britanya ve diğer ülkelerin Müslümanlara hoşgörüsü gerileyebilir ve peçenin Avrupa'nın dört bir yanında yasaklanmasını destekleyenlerin görüşleri daha fazla dinleyici bulabilir. Britanya da, kendisini Fransa'nın tutuculuğuna boyun eğmeye, Fransızların arkasından yürümeye zorlayan halk baskısıyla karşı karşıya kalabilir.

Fransa'nın değiştiği kesin. Zira ülkede peçe takan kadınların sayısının 2 binden fazla olmamasına rağmen, Paris bu sorunu laikliği ve Fransız değerlerini tehdit eden bir olgu olarak görüyor. Fransa, Müslümanlara karşı kültür savaşının öncüsü olma yolunda ilerliyor. Bu karar, teröre karşı savaşta yeni bir gelişme olduğu kadar aşırılığın ve nefretin temize çıkarılması anlamına da geliyor. Paris artık Avrupa'da özgürlüğün, bağımsızlığın ve ılımlılığın vahası değil. Fakat bu gerilemeye rağmen Araplar Fransa'ya hâlâ eskisi gibi muamele ediyor.

* Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 19 Temmuz 2010 (Tercüme: Radikal)