1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Eşi başörtülü er/komutan/başkomutan!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Eşi başörtülü er/komutan/başkomutan!

06 Eylül 2007 Perşembe 00:43A+A-

Şu yasakçılarda birazcık mantık var mı? Dahası; birazcık ahlâk, birazcık dürüstlük, birazcık samimiyet var mı acaba?

Her gün bas bas bağırırlar; “Bizim hayat tarzımızı değiştiremezsiniz” diye.. Sonra hiç sıkılmadan, hiç duraklamadan “Herkesin dilediği biçimde yaşama hakkı” talebine karşı çıkarlar!..

Evet, sıradan insanlar da değil bunlar. Koca koca proflar. Koca koca rektörler. Koca koca siyasetçiler.. Koca koca hukuk adamları!

Bunların dün sahneye sürdükleri ise, İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu idi..

Sözümona hukukçu olacak bir de..

Evet, yanlış okumuyorsunuz..  “Herkesin dilediği biçimde yaşama hakkı” isteğine karşı çıkıyor Kolcuoğlu..

Bunun, “çok hukuklu sistemi” getireceğini söylüyor.. “Çok hukuklu sistem” suçlamasının, RefahPartisi’nin kapatılma sebebleri arasında olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım..

Görüyor musunuz özgürlük anlayışlarını?.. Görüyor musunuz, “Hayat tarzımızı değiştirmek istiyorlar” diye tepinenlerin gerçek düşüncelerini?..

Onlar, kendi hayat tarzlarının değiştirileceğinden endişe etmiyorlar aslında..

Onlar, başkalarının hayat tarzlarını, artık kendilerinin belirleyemeyeceğinden endişe ediyorlar!

Onun için de, “laikliğin tanımlanması”nı istemiyorlar. “Tanımı yapılmasın ki, enselerinde boza pişirmeye devam edelim” diyorlar!

Daha somut karşı çıkışlar da sergiliyor Kolcuoğlu!... Bir gazeteci soruyor: “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşinin başının kapalı olması ne tür sıkıntılar doğurabilir?”

Sanki Kazım bey tıp doktoru da, özellikle de kaşıntı uzmanı da, kendisine Çankaya’da  başörtünün, kimleri nasıl sıkıntıya düşüreceği soruluyor!

Böyle soru mu olur, söyler misiniz?

Ama karşınızdaki yasakçı bir Baro Başkanı ise, üniversitede kızlar okuyamasın diye kalkıp AİHM’e dilekçe verme utancını avukatlara yaşatan bir Baro Başkanı ise, böyle sorulara önceden hazırlıklıdır zaten..

Hemen cevabı yapıştırmış: “Bu simge, özel hayatta istenildiği gibi kullanılabilir. Ancak kamusal alana taşınması sıkıntı yaratır ve kamuoyu giderek baskı altına alınmış olur.”

Adam kendisinin yaptığı baskıyı söylemiyor da, karşı tarafın hayali baskısından endişe duyuyor!

Be adam, sen; Baro’na kaydolmak isteyen başörtülü avukat adayına, “Çıkart başını aç, gel” diyorsun. Bu baskı olmuyor da, Cumhurbaşkanı eşinin, kendi özgür iradesi ile, kendi başını örtmesi, başkalarına baskı mı oluyor?!

“Bu kafa, nasıl bir kafa” söyler misiniz?

Nasıl bir kafa olduğu şu cümlelerden daha iyi anlaşılıyor: “Bir ordu içerisinde görev yapan subayın eşinin türbanla bazı toplantılara katılamaması veya türbanlı olduğu göz önüne alınarak, bir dini simgeyi ifade eden görüş karşısında görevden alınıyor ama, ordunun Başkomutan’ı olan Cumhurbaşkanı’nın eşi türbanlı. Bu çelişki nasıl ortadan kaldırılacak?''

Mantık nasıl ama?

Subaylar, eşlerinin başörtüleri sebebi ile görevden ayrılmak zorunda kalıyorlarmış... Ama Başkomutan’ın eşi şimdi başörtülü imiş... Bu bir çelişki imiş!

Bir insanın, bir hukukçunun vicdanlı bir açıklama yapması için ne yapması lazım?

Önce subay eşlerine bu yasak başladığında “Erler için, ‘başı açık eş’ araştırması yapmıyoruz. Erler için, başı açık ‘anne’ araştırması yapmıyoruz. Subaylar için niye yapıyoruz?” diye sorması lazımdı..

“Başörtülü eşi olan subay, görevden ayrılmak zorunda kalıyor ama, başörtülü hanımların eşleri, çocukları, hiçbir tereddüt gösterilmeden o subayların emri altında askerliklerini yapıyorlar.. Bu bir çelişki” demeliydiler..

Demediler..

Şimdi Başkomutan’ın eşi başörtülü olunca, “Subayın eşinin başı açık olmazsa atılıyor. Başkomutanın eşi nasıl başı örtülü olur” diye sorgulamaya kalkışıyorlar!

Subaylar kendilerini erlere göre nasıl ayarlamıyorlarsa, Başkomutan da kendisini subaylara göre ayarlamayacak Kolcu efendi!..

Çelişki arıyorsan, en alttan başlayarak ara..

Eğer alttaki çelişkiyi görmüyorsan, üstteki çelişkiye itiraz etme hakkın da olmaz zaten!

Ve şunu unutmayın; üstteki de alttakine uysa, alttaki de üsttekine uysa, sizin dayatmanız geçersiz oluyor. Çünkü; en alttakinde de başörtülü var, en üsttekinde de..!

 

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT