1. HABERLER

  2. HABER

  3. Erdoğan: İzleyince Beynimden Vurulmuşa Döndüm!
Erdoğan: İzleyince Beynimden Vurulmuşa Döndüm!

Erdoğan: İzleyince Beynimden Vurulmuşa Döndüm!

Erdoğan, "Ergenekon ve Balyoz'daki tutuklamaların tamamından bilgisi vardı" iddialarına ilişkin, "A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Bunlar, o kadar ahlaksız, adi ve seviyesiz ki, bunlar takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler" dedi.

20 Mart 2014 Perşembe 12:33A+A-

Başbakan Erdoğan, "Ergenekon ve Balyoz'daki tutuklamaların tamamından bilgisi vardı" iddialarına ilişkin, "A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Bunlar, o kadar ahlaksız, adi ve seviyesiz ki, bunlar takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir Başbakanı, Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını, Genelkurmay Başkanını, Bakanlarını siz hiçbir şekilde dinleyemezsiniz. Eğer bunlar dinleniyorsa ve bunları dinleyenler ortaya çıktığı anda bu, casusluk suçuna girer. Bunu ben söylemiyorum, hukuk söylüyor. Hiçbir demokratik rejimde bunların yeri yoktur. Bu, bir casusluk suçu olduğu için de bunun gereği tabii ki yapılacaktır" dedi. 

Başbakan Erdoğan, TRT 1, TRT Haber, TRTTürk ve TRT Arapça televizyon kanallarının ortak canlı yayınında gazeteci Nasuhi Güngör'ün moderatörlüğünde gazeteciler Ahmet Taşgetiren, Nihal Bengisu Karaca ve Hakan Albayrak'ın gündeme dair sorularını cevapladıladı.

Güngör’ün, "Paralel yapı"ya ilişkin, “Türkiye bir hesaplaşma içine girdi, ortada bir çete, örgüt var, insanların özel hayatlarına giren bir yapı var. Bu yapı bizi nereye götürmek istiyor” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin gündeminin böyle olmasını istemediklerini söyledi.

Konunun “Hesaplaşma” şeklinde değerlendirilmesini uygun bulmadığını ifade eden Erdoğan, “Fakat bu ülkenin bir Başbakanı olarak, bir örgütün, çetenin adeta Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirme operasyonunu sinsince yürütmesi karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir” diye konuştu.

Erdoğan, yapılacaklar neyse bunların hukuk içinde yapılacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Çünkü bu ülkenin 657’si vardır, 657’nin dışında bu ülkede memur nasıl çalışır bunun şartları bellidir. Bir Başbakanı, Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını, Genelkurmay Başkanını, Bakanlarını siz hiçbir şekilde dinleyemezsiniz. Eğer bunlar dinleniyorsa ve bunları dinleyenler ortaya çıktığı anda bu, casusluk suçuna girer. Bunu ben söylemiyorum, hukuk söylüyor. Hiçbir demokratik rejimde bunların yeri yoktur, bu bir casusluk suçu olduğu için de bunun gereği tabii ki yapılacaktır.

Şimdi kaçışlar başladı, kimisi hemen emekliliğini isteyip kaçıp gidiyor, kimisi izin kullanıp kaçıp gidiyor ve dönmüyor. Niye? Çünkü işin başındaki bir defa kaçmış gitmiş. Ne zaman? 99’da kaçarak, başka hülyalar içerisinde belki bir hedef kendine belirlemiş. Ben, 2 yıl önce bir olimpiyatta çağrı yaptım, ‘gelin, ülkenize dönün’ dedim ve çok kaçak cevap verdi, tabi o gelemeyeceğini aslında ifade edebilen bir cevap değildi. Çünkü emekli olup da giden bir insan değildi, istifa ederek giden, ama yine o paralel yapının ona uydurma bir yeşil pasaport vermesiyle Amerika’ya giden bir kişi, bu kişi oradan ülkemi karıştırıyor. Şu anda bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir durum söz konusu ve buna karşı tedbirleri almak bizim görevimiz. Şu anda bizim yaptığımız bu tedbirleri alma adınadır ve bu tedbirleri almak için de ne gerekiyorsa A’dan Z’ye bunun hepsini hukuk içerisinde kesinlikle alacağız. Bunlar konuşulduğu zaman çevresindeki kişiler, yani bunlara kişi bile demek bir irtifadır o da denmez, çünkü bunların uhudiyet anlayışında bir defa sıkıntılar var. Diyorlar ki 'inzivaya çekildi' diyorlar, Amerika’da inzivaya çekilmek, bu nasıl bir inziva anlayışıysa, eğer inzivaya çekileceksen bizim bu güzel ülkemizde çok yerler var. Eğer münzevi arayacaksak kusura bakmasın, bizim ülkemizde, tarihimizde hele hele ilim, tasavvufta bizim münzevileri çok iyi tanımışız, keşke sen de öyle bir münzevi olabilseydin, ama maalesef böyle bir şey söz konusu değil.”

Başbakan Erdoğan, "Paralel yapı"nın mali, parasal işlere organize şekilde girdiğini, kendilerine ait televizyonlardaki dizilerin senaryolarına dahi müdahale eden bir yapı oluşturulduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Malum televizyon kanallarından kendilerine ait dizilerin olurunu veren... Sevgili Peygamberimizin Miraç’tan inişinde onu kamyonete bindirip, ondan sonra o kamyonetin sürdürülmesi olaylarından tutunuz da bunun dışındaki birçok senaryolarda onun olurunu görüyorsunuz. Bu, nasıl bir iştir, bunun gerçekten dini ilimlerle ilişki halinde olan bir insana bunlar yakışır mı? Bakıyorsunuz yok bilmem filancaya rafineri verilmesi olayına nasıl bakarsınız? Uygundur, uygun değildir, oradan bunun olurunu almak, yok bilmem ananaslar gitmiş, ananaslar gelmiş, eğer bu normal bir ananassa bunu oraya sormanın anlamı nedir? Bu kadar garip şeyler.

Hele hele bir gece yarısı bir alüfte ile bir siyasinin bir durumu olacakmış, bunun haberi kendisine gidiyor ve kendisi de hemen buna anında müdahale ediyor ve alüfte ile bir araya gelmeyi engelliyor. Bu, bir bir şantajcının yapacağı iştir, bir istihbarat reisinin yapacağı iştir. Bir dini ilimlerle ilgilenen hocaefendinin böyle bir şeyle ilişki halinde olması veya ilgilenmesi diye bir şey olabilir mi? Zaten bunlar tamamıyla şantaj olarak kullanılan şeyler. Partilerden istifa edenlerin istifa aslında nedenlerini araştırırsak altından bu tür şeyler de çıkabilir, bu tür şantajlar çıkabilir. Bunun zaten bunların üzerine gidilecek, şu 30 Mart bir kırılma noktasıdır."

İZLEYİNCE BEYNİMDEN VURULMUŞA DÖNDÜM

Dinlemeleri sert bir şekilde tepki gösteren Erdoğan, Enerji Bakanı'yla yaptığı görüşmenin uluslararası boyutu olabileceğini belirterek, "Belki bir ülke ile sıkıntım var sen onu dinler birilerine servis edersen, bu dört dörtlük bir vatana ihanet suçuna girer" diye konuştu. 

"Bizim bu görüşmelerimizin neticelerini de uluslararası bazı yerlere servis etmedikleri ne malum" diye soran Erdoğan, Adana'da "TIR"ların durdurulmasına değindi. "Mesela adana olayı, yenilir yutulur değil" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Ben onları izlediğim zaman beynimden vurulmuşa döndüm" dedi.

Aralarında askerlerin de olduğu MİT mensuplarının yere yatırıldığı söyleyen Erdoğan, bunu yapanların paralel yapının mensupları olduğunu belirtti ve "Bu nasıl vatanseverliktir, milletini sevmektir?" diye sordu. 

PARALEL YAPIYI NE ZAMAN FARK ETTİ?

"Paralel yapı"yı ilk olarak ne zaman fark ettiğine yönelik bir soruya Erdoğan, daha önce fark etmeye başladıklarını 8 Şubat'ta da zirve yaptığını söyledi. "MİT müsteşarımızı ifadeye çağırdılar" diyen Erdoğan, daha önce Oslo görüşmelerine kadar gittiğini söyledi. Terör örgütü lehine adımlar attıklarının iddia edildiğini daha sonra ise MİT Müsteşarı'nın ifade vermeye çağırdıklarını söyledi. Erdoğan, Hakan Fidan'ı da daha önce Emre Taner'i de kendisinin görevlendirdiğini ifade etti.

BUNLARIN DEVLETİN İÇERİSİNDE AZ SIZDIKLARI VEYA ÇOK SIZDIKLARI YERLER VAR

Başbakan Erdoğan, "Paralel yapı"nın Türkiye'de 35 yıllık bir süreç içerisinde attığı adımlar bulunduğunu, 12 yıllık AK Parti iktidarında da iyi niyetlerini koruyarak bu günlere kadar geldiklerini ifade ederek, "Bunların devletin yapısı içerisinde az sızdıkları veya çok sızdıkları yerler var. Bunlara gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum, her şeyden önce bu kardeşlerimizin şunu bilmesi lazım. Şu ifade çok kullanılıyor, ‘hocaefendi dediyse bundan bir keramet vardır, hikmet vardır, bunda şu vardır, bu vardır.' Bu yaklaşım tarzı çok çok yanlış bir tarz" değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu yapının kendi amaçları için her şeyi meşru gördüğünü, her şeyi kullanabildiğini ve buna kendisini şahit olduğu için bu konuda rahat konuşabildiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlara ben şahit olduğum için bunu rahatlıkla söylüyorum, ama bunu açmak benim edebime ters düşüyor, özel görüşmelerde bazı dostlarımız, kardeşlerimiz sorduklarında açıyorum, ama bu tür programlarda bunu açamam, bunu da zaten onların anlaması lazım. Fakat ben o kardeşlerime en basitinden şunu söylerim; Sevgili Peygamberimize bireysel yanlışlar sebebiyle, diyelim ki zina yapmış, soruyor Peygamber Efendimize ‘zina yaparsa bir kişinin durum ne olur’, Peygamber Efendimiz ‘günahkar olur’, çalarsa ne olur şöyle olur, en sonunda diyor ki ‘yalan söylerse’ ne olur, orada Peygamber Efendimiz ayağa kalkıyor ‘asla’ diyor. Çünkü yalanın toplumsal bir bedeli, karşılığı var, bundan dolayı bu kadar önemli.

Bunlarda yalan var, bunlarda takiye var, bunlarda iftira var, fitne, fesat var. Ben bu kardeşlerime şunu söylemek istiyorum; aldığınız görevde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan ve ekibi 12 yıldır bu görevde son 2 yıla kadar herhangi bir şey yoktu veya 3 yıla kadar hatta bize de zaman zaman bazı kitaplarını, eserlerini gönderiyor, kapağın içinde de kendi kelamı içerisinde methiyeler düzüyordu, bize tespihler falan, bize de geldi o tespihlerden. Fakat ne oldu ki son 2 yılda şahsım, ailem hepsi A’dan Z’ye hepsini bu ülkede, bir anda yani akla gelebilecek her türlü yalanı, her türlü iftirayı atma durumuna girdiler, bu iftiraların içerisinde düşünebiliyor musunuz?"

BİR MÜSLÜMAN KALKIP DA BİR MÜSLÜMANI VEYA BİR BAŞKA İNSANI DİNLEYEBİLİR Mİ?

Başbakan Erdoğan, paralel yapının kendisini, eşini, çocuklarını hatta güvenli hat ile konuştuğu Bakanlarla olan görüşmelerini dinlediğine dikkati çekerek, "Yasal olarak bu mümkün değil, yasal olmanın dışında bir Müslüman acaba kalkıp da bir Müslüman'ı veya bir başka insanı dinleyebilir mi, gözetleyebilir mi, bizim dinimizde böyle bir şey var mı? Bunlar, bunu yaptı ve yapmaya da devam ediyorlar, bütün bu konularda şantajı da kullanıyorlar" dedi.

Paralel yapının yaptığı dinlemelerin ulusal boyutu olduğu kadar uluslararası boyutu da olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Ben diyelim ki Enerji Bakanımla görüşüyorum. Enerji Bakanımla yaptığım görüşme uluslararası özelliği olan bir görüşme. Bizim herhangi bir ülkeyle sıkıntımız var, tahkime göndereceğiz, uluslararası bir tahkime. Sen bunu dinler, oradaki bilgiyi de ilgili yerlere servis edersen bunun bedelini kim ödeyecek, Türkiye ödeyecek" diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir, bu dört dörtlük bir vatana ihanet suçuna girer, biz burada vatanımızın çalınan bir imkanını geri kazanmak istiyoruz. İki, sen bir yerlerle iltisak halindesin. Tabi bunlar şimdi birçok uluslararası tahkimdeki davalar halloldukça ondan sonra bunlar dökülecek ortaya. Bir başka olay bizim bu görüşmelerimizin neticelerini de uluslararası bazı yerlere servis etmedikleri ne malum. Bu da var. Bunların içerisinde tabii çok çok sıkıntılı olaylar var. Sen bir yerlerle iltisak halindesin, tabii bunlar şimdi birçok uluslararası tahkimde falan davalar halledildikçe bunlar dökülecek ortaya. Bizim bu görüşmelerimizin neticelerini yine uluslararası bazı yerlere servis etmedikleri de ne malum, bu da var."

A'DAN Z'YE BUNLARIN HEPSİ YALAN

"Ergenekon ve Balyoz'daki tutuklamaların tamamından bilgisi vardı" iddialarına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, "A'dan Z'ye bunların hepsi yalan. Bunlar, o kadar ahlaksız, adi ve seviyesiz ki, bunlar takiyeyi, yalanı, iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler" dedi.

AİHM KARARI YALAN YANLIŞ BİR AÇIKLAMA

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin Abdullah Öcalan'la ilgili açıkladığı dünkü kararına değinen Erdoğan, "AİHM bölücü terör örgütüyle ilgili bir karar almış, Batılı ülkelerde olmayan bir uygulama İmralı'da yapıldığı halde, yapılan açıklama, yalan yanlış bir açıklamadır" dedi.

 

HABERE YORUM KAT