Yazar Münib Engin Noyan, 26 Haziran Kültür Sarayı'nda sevenleriyle buluşarak Kur'an ve Sünnet ilişkisiyle, Müslümanların güncel sorunları gibi konularda seminer verdi. Sinevizyon gösteriminin ardından başlayan programın açılışı Kur'an tilavetiyle gerçekleştirildi. Muhammed Cihat Çiğdem'in seslendirdiği İnşirah Duası'ndan sonra sahneye gelen Münib Engin Noyan, dünya genelinde Müslümanların kalabalık bir nüfus oluşturmasına rağmen olması gereken yerde ve halde bulunmadığına dikkat çekerek, bunun sebepleri hakkında düşünmek gerektiğine dikkat çekti. Müslümanların Kur'an-ı Kerim'in ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sav) verdiği bilgileri anlamayacak duruma gelmesini eleştiren Münin Engin Noyan, "Akletmek, düşünmek, tefekkür etmek, tedebbür etmek… Bunlar Kur'an-ı Kerim'de geçen kavramlar… Ve görüyoruz ki rehber kitabımızda akletmek de farz niteliğinde, tıpkı namaz, oruç, zekat gibi... Mübarek kitabımızda yüce Allah 'akletmez misiniz' diyerek birçok yerde bizi düşünmeye, tefekkür etmeye çağırıyor. Bu çağrıya lütfen kulak verelim. Biz akıl edenlerden, aklını kullananlardan olalım. Bunun için ilk olarak Kur'an'ı öğrenmeliyiz, sonra Kur'an'ı anlamalıyız ve sonrasında da mübarek Kur'an'ı yaşamalıyız. Kur'an merkezli bir hayat inşa etmek her müslümanın dini bir vecibesidir." dedi.

Çekirdek aile de parçalanıyor

Günümüz modern hayatının İslami hayat tarzıyla uyuşmadığına dikkat çeken Münib Engin Noyan, özellikle televizyon kültürüyle birlikte geleneksel aile modelinden sonra artık çekirdek ailelerin dahi parçalanma noktasına geldiğini televizyon reklamlarından çarpıcı örneklerle anlattı. "Bir yayın platformunun tanıtımı, maç izlemek isteyen babaya, dizi izlemek isteyen anneye ve çizgi film izlemek isteyen çocuğa farklı yayın seçenekleri sunduğunu söylüyor. Bunun için de herkesin kendi odasında televizyon olmasının propagandasını yapıyor. Aileler, misafir gelince bile muhabbeti bıraktı, birlikte televizyon izlemeye başladı. Şimdi bir sonraki aşamada televizyon izlemek de teker teker gerçekleşecek. Görüyorsunuz, siz bu kültüre alıştıkça o daha fazlasını istiyor! Bu tuzağa düşmeyelim, televizyonların propagandalarına teslim olmayalım… Aileler olarak yeniden birbirimizle, kitaplarla irtibat kuralım. Her şeye vakit ayırabilirken, neden evlerimizde Kur'an'ı anlamıyla birlikte öğrenmeye vakit ayırmayalım ki? Hayatımızın kurallarını belirleyen ve yol gösteren kutsal vahyin, mübarek sözlerin anlamını bilmeli değil miyiz?" diyerek dinleyenlerine ailelerine önem vermeleri ve evlerini televizyonun esaretinden kurtarmalarını tavsiye etti.

Hz. Muhammed bizim için modeldir

Kendine has üslubu, esprili anlatım tarzı ve jestleriyle katılımcıların beğenisini toplayan Münib Engin Noyan, konuşmasının son bölümünü Hz. Muhammed'in tüm insanlık için model olduğu gerçeğine ayırdı. "O bir insandı, süper bir varlık değildi… Öyle uçabilen, her şeye gücü yetebilen ve hiç hata yapmayan bir insan da değildi. Düşünün ki, Mekke'de peygamberlik bekleyen ve hatta tevhid düşüncesini bile anlayacak kadar bilgili, varlıklı kişiler vardı. Ve peygamberlik kendilerine gelmedi diye Hz. Muhammed'e ömürlerinin sonuna kadar kin güttüler. Son resulün ise kendisine vahiy gelmeden önce tek bir sıfatı vardı; el-emin… O'na herkes güvenirdi… Sonra o insan, bizim için en güzel örnek oldu. Böylece Rabb'imizin tercihinin ne kadar doğru olduğu da anlaşıldı." dedi. Noyan, "Kuran eğer hayatımızda tecelli etmiyorsa inanın zor durumdayız. Bakın yüce peygamberin hayatını soruyorlar Hz. Ayşe annemize. Annemizin verdiği cevaba bakar mısınız? Ayşe annemiz diyor ki, 'Siz Kuran'ı bilmez misiniz? Hazreti Peygamberin hayatı aynı Kuran hayatıdır' İşte dostlar bizlere kılavuz. Yüce resul. Hem ayrıca bir şeyi bilip bir şeyi anlamanın, onu yaşamadıktan sonra anlamı kalır mı hiç? Yaşantınız Kuran yaşantısı olsun, ahlakınız Kuran ahlakı olsun inşallah" dedi. Münib Engin Noyan, programın ardından kitaplarını imzalayarak, okurlarıyla sohbet etti.