1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Emperyalizmin gölgesinde adaletin yeniden inşası
Emperyalizmin gölgesinde adaletin yeniden inşası

Emperyalizmin gölgesinde adaletin yeniden inşası

Mehmet Garip Tanyıldızı, Gazze’de süregelen katliamın uluslararası sistemin ahlaki ve insani çöküşünü açıkça ortaya koyduğunu vurguluyor.

02 Kasım 2025 Pazar 11:34A+A-

Mehmet Garip Tanyıldızı/Akşam

Yeni bir dünyanın imkânı

Gazze'de iki yıl boyunca aralıksız süren katliam süreci çağın bütün insani, ahlaki ve siyasi krizlerini çıplak bir biçimde gözler önüne serdi.

Buna karşın Siyonist İsrail'in sistematik saldırıları karşısında Gazze halkının direnişi ise günümüzün anlam dünyasına bir reddiye niteliği arz ediyor.

Bir asırdır devam eden zulmün son iki yıllık kesiti birçok ibret, ikaz ve işareti bünyesinde bulunduruyor.

Sürecin en açık şekilde ifşa ettiği gerçeklerden biri içinde bulunduğumuz uluslararası sistemin problem çözme konusunda işlevinin kalmadığı ve çöktüğüdür.

Bu çöküş, sistemin varlığının ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor. Aksine, farklı okumalarla sistemin güçlendiği de öne sürülebilir.

Ancak uluslararası sistem asgari düzeyde adaletin sağlanması konusunda iflas etmiştir.

Şimdi, iflasın ilanından daha fazlasını yapmak zaruret haline gelmiştir.

***

 

Bugünün dünyası, kapitalist emperyalizmin tarihsel mirası üzerine bina edildi.

Sömürgecilik çağında şekillenen, modernitenin ilerleme iddiası altında meşrulaştırılan bu sistem, Batı dışı toplumların topraklarını, kaynaklarını ve kimliklerini yağmalayarak kendi refahını kurdu.

"Öteki" dünya bu emperyalist saldırganlıkla ilk karşılaştığı andan itibaren çeşitli tepkilerle karşılık verdi.

Fakat maalesef, etkili ve nihai bir cevap henüz üretilemedi.

Günümüzün uluslararası düzeni de Batı emperyalizminin gölgesinde kuruldu.

Ulus-devlet formu, ekonomi-politik düzen, uluslararası hukuk normları bu mirasın temellerini oluşturmaktadır.

Ne yazık ki, Batı dışı toplumlar hala bu emperyalist mirasla hesaplaşmadı.

***

 

İsrail bu bağlamda özel bir örneklik teşkil eder. Kolonyalizmin bütün tipik özelliklerini taşımakla birlikte "tekil" bir formelliğe sahiptir.

Sömürgeciliğin "yapay" bir uzantısı olarak sürdürdüğü klasik kolonyal yöntemlerle mevcut uluslararası düzende sistemik bir olguya dönüşmüştür.

İsrail, güç ve egemenlik ilkesi ekseninde dizayn edilmiş devlet-merkezli Westfalyan paradigmayı kristalize etmektedir.

Bugün muhatap olduğumuz çarpık düzenin bir yansıması olarak İsrail, yarım kalmış ve tamamlanmamış bir hikâyenin son fasılası, aşamadığımız travmanın semptomudur.

Cari sisteme varoluşsal karşıtlık, en azından onu yapıbozumuna uğratmak bizim için tarihsel sorumluluktur.

Bu sorumluluk Müslüman coğrafyaya aittir.

Adaletin yeniden inşa edilmesi, ancak zulmün dayanağı sistemi değiştirmekle mümkündür.

HABERE YORUM KAT