1. YAZARLAR

  2. Asım Yenihaber

  3. Echeliyet okumuyorum!
Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yazarın Tüm Yazıları >

Echeliyet okumuyorum!

29 Kasım 2011 Salı 05:54A+A-

İyiki de okumuyorum! Cehaletin bin bir türlü hâli var. O mu, şu mu, bu mu derken vakit geçiyor.

 “Zaman çalmak saman çalmaya benzemez” demiş bir köylü feylesof. Samanı telafi edersiniz, yerine koyarsınız; zamanı asla!

Bu Echeliyet numunesini de zaten başka bir kaynakta gördüm.

Önce okuyucu bu “Echeliyet de neyin nesi?” diyecek.

Bu İstanbul’un bir zamanlar en meşhur gazetelerinden biri idi. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında İstanbul basınını terbiye ve tedip maksadıyla kurulmuştu. Takma adı “Cumhuriyet”tir. Asıl ismi ise Echeliyet! Cumhuriyet’i kazırsanız altından o çıkar.

Oradan ne namlı echeller geldi geçti. İlhan Arsel gibi, İlhan Selçuk gibi. Meğer echellerin kökü kurumamış, bir de “Bursalı” echel varmış.

Malûm câhil var, echel var. Yani câhilin katmerlisi. (Cehli mürekkep de var ya, o şimdilik mevzu harici.)

Bu “Bursalı” gazetesinde “bilimsel” konularda kalem oynatmakla tanınırmış ama sık sık siyasi konulara da girermiş.

Bu adamın asıl işi siyaset, “bilimsellik” kılıf anlaşılan.

Dünkü köşe yazısında Dersim tartışmalarının dünü ile günümüz arasında parelellik kurmuş.

Saçmalamanın, hezeyanın ne manaya geldiğini onun beyanlarına bakarak anlayabilirsiniz. Dersim Katliamı bugün savunulamazmış ama o günkü zamanın ruhuna uygunmuş! Bursalı, Başbakan Erdoğan ve arkadaşları da o gün yaşasalar katliamlara ortak olurlarmış!

Nakşiler alevilere düşmanmış, aleviler de nakşilerin başdüşmanı imiş. Bursalı, KCK operasyonunu da Dersim katliamına benzetmiş. İktidar bu devirde katliam yapamayacağı için toplu tutuklamalar yapıyormuş!...

Alın kendi cümleleri: “Bugünkü özgürlükler, İkinci Dünya Savaşı sonrasının ürünüdür. Üstelik 70’li-80’li yıllar sonrasında! 1930’lu yıllarda Mussolini İtalya’da iktidarda! Kahverengi gömlekli köpeklerini halkın ve muhaliflerin üzerine salıyordu! Almanya’da ise siyah gömlekli köpekler işbaşındadır! Sömürgecilik azgındır! Afrika’da insan var ama hakkın zerresi yoktur! Fransız orduları Kuzey Afrika Müslüman ülkelerini sömürmekte ve inim inim inletmektedir vb...”

Birinci hinlik: Asıl 20. Yüzyılın süper katliamcısı Stalin’den hiç bahis yok. O Sovyet dünyasında kaç kavmi dünyadan sildi, silmeye çalıştı? Hitler’in Mussolini’nin yaptıkları onun yaptıkları yanında çocuk işi kalır.

İkinci hinlik: Sömürgecilik ikinci dünya harbinden sonra bitmiştir! Sömürgeciliğin neresi bitti? En âlâsı devam ediyor.

Bu hinlikleri bir tarafa bırakalım, asıl echelliğe dönelim.

Bektaşiliği Atatürk’e model olan 2. Mahmud kaldırdı! Yeniçerileri topa tuttu, bektaşileri de! Tıpkı Dersim gibi!

Nakşiler, bektaşi tekkelerini bir süre yaşattılar. Sonra da asıl sahiplerine devrettiler. Bektaşilik 20. Yüzylılın başına gelindiğinde, nakşilikle birlikte devletin tanıdığı 12 büyük tarikattan biri idi. Bunlara “Turuk-ı aliye” derler!

Bunları bu echele niye anlatıyorum ki? Nasıl olsa anlamaz!

Türkiye’de bektaşileri ve onların kır kesimindeki devamı alevileri temsilsiz bırakan Cumhuriyet’tir. Tekkelerin zaviyelerin kapatılması, sırf nakşileri değil, alevi-bektaşileri de yer altına itmiştir.

İşte cem evleri alevi-bektaşi tarikatının bir nevi canlanmasıdır. Her yerde cem evleri yapılıyor, bunların büyük bir çoğunluğunu AK Partili belediyeler yapıyor ve destekliyor. Herkes kendi inancını yaşasın diye.

Alevi bektaşiye cem evi fiilen serbest. Ya nakşilere, kaadirilere, halvetilere ve diğerlerine aynı hak verilmiyor?

Echeliyet bu soruyu doğru cevaplandır.

Cem evleri ibadethane olursa, nakşi tekkeleri, kaadiri tekkeleri, halveti tekkeleri de ibadethane olmak durumunda.

Buralar ibadethane midir?

Buralar cami değildir, ama ibadet edilen yerlerdir. İslam, ibadet için temiz olan her yeri uygun bulur. Fakat cem evlerinin ibadethane ilan edilmesi bu echelin ilkel hinliklerinden biri. Müslümanlığın içinden başka bir din çıkarmak!

Bu sadece echellik değil, absürtlüktür!

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT