1. HABERLER

  2. HABER

  3. Dünya Gençleri, Artık Aile Sorumluluğu Almak İstemiyor!
Dünya Gençleri, Artık Aile Sorumluluğu Almak İstemiyor!

Dünya Gençleri, Artık Aile Sorumluluğu Almak İstemiyor!

Türkiye’de geçen yıl yaşanan 125 bin 305 boşanma, aile kurumunun tehdit altında olduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre dünya genelindeki tablo da farklı değil.

10 Aralık 2014 Çarşamba 15:03A+A-

Geniş aileden çekirdek aileye geçişin tamamlandığı günümüzde, çekirdek aile de parçalanmayla karşı karşıya. Dünya genelinde yaşanan aile kurumundaki dejenerasyon, verilerle gün yüzüne çıkıyor. Türkiye’de geçtiğimiz yıl 125 bin 305 boşanma yaşandı. Ülkemize ait bu veri bile aile kurumunun küresel anlamda tehdit altında oluşuna bir örnek.

Dünya genelinde aile kurumuna bakıldığında, gençler ya evlenmek istemiyor ya da evlendikten kısa bir süre sonra boşanıyor. Uzmanlar, bunun başlıca sebebinin cehalet ve ekonomi olduğunu söylüyor. Bir kısmı evlenerek, sahip olduğu ekonomik refahı yitireceğinden endişe ediyor. Öte yandan bir kısım gençse ekonomik durumların elverişsizliği yüzünden aile kurmaya güç yetiremiyor. Her iki durum için de uzmanlar, çözüm olarak devlet politikalarının ve toplumsal ahlak normlarının önemini vurguluyor. Arnavut akademisyen Gjon Boriçi, kadına şiddetin evliliğe karşı kadınlar arasında negatif tutum takınmaya sebep olduğunu belirtiyor. Kadına şiddetin sebebini kadının kamusal alanda artan başarısına bağlıyor ve erkeğin buna tahammül edemediğini dile getiriyor. Boriçi, “Başarılı kadınlar, başarılı çocuklar; cahil ebeveynler ise suça bulaşmaya müsait çocuklar yetiştirecektir.” diyor. Nijeryalı yargı mensubu Sadia Muozu Muyana ise kanunlar olsa da insanlarda kadına ve haklarına karşı farkındalık olmadığını kaydediyor.

Romanya’da 30 yıl sonra aile  yok!

Romanya’da her geçen gün aile yapısının zedelendiğini belirten Güneydoğu Avrupa Üniversitesi öğretim görevlisi Yard. Doç. Selami Ahmet Salgür, Romanya’da 20-30 yıl içerisinde aile kavramının yitirilebileceği tehlikesine dikkat çekiyor. Romanya’daki evliliklerin yüzde 27’sinin boşanma ile sonuçlandığını söyleyen Salgür, devlet politikaları teşvik etse de çocuk yetiştirme konusunda ebeveynlerin sorumluluktan kaçtığını belirtiyor.  15 yıldır Romanya’da aile üzerine akademik çalışmalara imza atan Salgür, “Her aileye çocuk başına 2 yaşına kadar her ay 300 Euro veriliyor, bu bile cazip gelmiyor.  Evlenenler de sadece çocuk sahibi olup ayrılıyorlar. Aileler dağılmış durumda. Çocuk sahibi olmak için evlenip boşananlar çocuklarına fazlasıyla düşkün oluyorlar. Boşanmalarda çocuk genellikle annede kalıyor. Çocuk sahibi olmayanlar sevgi ve bağlılık ihtiyaçlarını hayvanlar üzerinden gidermeye çalışıyor.” diyor.

Japonya’da her 5 erkekten biri evlenmiyor

Sophia Üniversitesi’nden Keiko Hairo, Japonya’da günden güne aile kurumuna olan ilginin azaldığını söylüyor. Japonya’da her 5 erkekten ve her 10 kadından birinin 50 yaşına kadar evlenmediğini söyleyen Hairo’ya göre bu durumun sebebi, örtüşmeyen aile ve iş politikaları. Akademisyen Gjon Boriçi, ülkesi Arnavutluk’ta boşanmaların 2006’da zirveye ulaştığını dile getiriyor. Geçtiğimiz yıl yapılan 21 bin evliliğin 4 bininin boşanmayla neticelendiğini belirten Boriçi, evliliğe uzak duruşun sebebinin de ekonomiye yapılan vurgu olduğunu kaydediyor. Zira komünizm sonrası ekonomik düzene adapte olmakta zorlanan Arnavutluk’ta aile yapısı için en büyük tehdit fakirlik ve cahillik.

Tayland’da 50 milyon kız çocuğu yoksulluk içerisinde

Tayland’da Çocuk ve Aile Gelişimi Ulusal Enstitüsü’nde dekan olan Suriyadeo Tripathi, dünya genelinde 50 milyon çocuğun fakirlik içerisinde olduğunu söylüyor. Tayland’da sağlıklı şartların sağlanması gerektiğini belirten Tripathi, sağlıklı bir kız çocuğunun sağlıklı bireyler yetiştireceğini ifade ediyor. Özellikle sağlık ve eğitim şartlarının 12 yaşından itibaren düzenli takip edilmesi gerektiğini kaydeden dekan, Tayland’da kamu kurumlarında babalara da 15 gün doğum izni verildiğini ve özel kurumlarda da bunun sağlanması yönünde yüksek talepler olduğunu belirtiyor.

Nijerya’da  kadınlar haklarından habersiz

Yargı mensubu Sadia Muozu Muyana, kadın güçlenirse toplumun güçleneceğini söyleyerek, çalışan anneler için yeterli reformların yapılmadığının altını çiziyor. Kadınların tek başına yaşarken toplumsal baskı gördüğünü ve bunun yerine evliliği tercih ettiğini belirten Muyana, kadınların haklarının farkında olmadığına dikkat çekiyor. Bunun başlıca sebebinin de ahlakî bozulma ve iktisadî sorunlar olduğunu belirtiyor. Boşanmanın olumsuz karşılandığı Nijerya’da ekonomik güç erkekte olduğu için boşanmalarda çocuklar babada kalıyor. Kadının ekonomik gücü olmaması da mağduriyeti getiriyor. Muyana, “Miras mevzuu da kadını mağdur eden bir konu. Babanın mirası eşi ve çocuklarına verilmiyor, akrabaları bölüşüyor.” diye konuşuyor.

Polonya’da yüksek ev kiraları evliliğe engel

Polonyalı akademisyen Alexandr Tsoi, Polonya’da aile kurumunun kriz içerisinde olduğunu dile getiriyor. Değişen ekonomik düzenin ve işsizliğin ailelerin çocuk sahibi olma konusunda cesaretlerini kırdığını soyleyen Tsoi, ev kiralarının yüksek olması sebebiyle gençlerin aileleri yanında büyük yaşlara kadar kaldığını, bunun da aile müessesesinin gelişimini engellediğini ifade ediyor. Yoksulluğun aile kurumuna en büyük tehdit olduğunu söyleyen Tsoi, 38 buçuk milyon nüfusun olduğu Polonya’da 2 milyon işsiz bulunduğunu aktarıyor.

ZAMAN

HABERE YORUM KAT