1. HABERLER

  2. HABER

  3. “Dün Üzüntü Belirtenler Burak Yavrumuz İçin Ne Diyecek?”
“Dün Üzüntü Belirtenler Burak Yavrumuz İçin Ne Diyecek?”

“Dün Üzüntü Belirtenler Burak Yavrumuz İçin Ne Diyecek?”

Başbakan Erdoğan, Burak Can Karamanoğlu'nun öldürülmesine ilişkin, "Dün üzüntü belirtenler Burak yavrumuz için ne diyecekler" dedi.

14 Mart 2014 Cuma 09:35A+A-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada, aşkları, sevdaları, ahde vefaları için Aksaraylılara teşekkür etti.

"Kesik çayır biçilir mi/ Soğuk sular içilir mi/ Bana Aksaray'dan geç diyorlar/ Aksaray tatlı, geçilir mi" diyen Erdoğan, Aksaray'ın 2002'de yüzde 48, 2007'de yüzde 63, 2011'de de yüzde 66 ile AK Parti dediğini anımsattı.

Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Türkiye, Aksaray, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını dileyerek, ülkenin demokrasi tarihinin en önemli ve en zor seçimlerinden birine hazırlandığına dikkati çekerek, "Sandıktan umudunu kesenlerin, kaybedeceğini anlayanların, farklı yollara tenezzül ettikleri bir süreçten geçiyoruz. Milletin iktidarından rahatsız olanların kendi iktidarlarını kurmak için, eski Türkiye'ye dönmek için çok kirli tuzaklar kurduğu bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.

"Bunların meselesi millet"

Bu durumun birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ettiğini, içeride ve dışarıda birilerinin milletin iktidarından ciddi şekilde rahatsız olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ne diyorlardı biliyor musunuz? 'Aksaraylı çoban nasıl ülkeyi yönetir? Aksaraylı esnaf nasıl Türkiye'yi yönetir? Aksaraylı çiftçi nasıl Türkiye'ye istikamet çizer, Aksaraylı öğretmen, Aksaray'daki ev hanımı nasıl olur da Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olur. Bunlar bidon kafalı, bunlar göbeğini kaşıyan adamlar' diyorlardı. Eski Türkiye'de olduğu gibi ülkeyi manşetler yönetsin istiyorlardı. Eski Türkiye'de olduğu gibi ülkeyi holdingler, işverenler, elitler, bir avuç seçkin yönetsin istiyorlardı. Bunların meselesi biz değiliz, bunların meselesi AK Parti değil, bunların meselesi millet, bunların meselesi sizsiniz siz. Görüyorsunuz hiçbir zaman bir araya gelmemiş ve gelemeyecek olanlar şu anda aynı safta buluştu mu? Allah aşkına MHP ile eli kanlı devlet düşmanı DHKP-C'nin bir araya geleceğini söyleseler inanır mıydınız? Artık inanın, zira bir araya geldiler, ittifak yaptılar, aynı safta, aynı hizada buluştular. Birbirlerine en ağır ifadeleri kullanan CHP ile Pensilvanya'nın bir araya gelebileceğini hiç düşünür müydünüz?"

"CHP ile Pensilvanya aynı safta buluştu"

CHP'nin Said-i Nursi'nin hem dirisine hem ölüsüne zulmettiğini vurgulayan Erdoğan, yine CHP'nin bütün kutsalları ayaklar altında çiğnediğini, Kur'an kurslarını kapattığını, Kur'an öğretmeyi yasakladığını, camileri ahıra, depoya çevirdiğini söyledi.

Erdoğan, CHP ve onun zihniyetinin, yıllarca başörtülü kızlara zulmettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"İmam hatip okullarının orta kısmını kapattılar. Pensilvanya'ya en ağır sözleri bu CHP söyledi. Meclis'te bizzat Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı, Pensilvanya'ya militan yetiştiriyor öyle dedi. Soru önergesi verdi, Meclis araştırması istedi. Şimdi bu CHP ile Pensilvanya aynı hizada, aynı safta buluştu. Sadece bunlar değil, başka kesimleri, marjinal örgütleri, terör örgütlerini de yanlarına çekiyorlar. Medya bunlara destek veriyor. Pensilvanya'nın medyası terör örgütüne destek veriyor. 6 ay önce böyle değildi. Ama şimdi dünkü başlıklara bakın, onu göreceksiniz. İş adamları, işveren kuruluşları bunlara destek veriyor. Hep birlikte sokakları ateşe vermek, yıkmak, tahrip etmek, huzuru bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar."

"Dün bu kadar  üzüntü belirtenler acaba Burak yavrumuz için ne diyecekler?"

Erdoğan, dün İstanbul'da, Berkin Elvan'ın cenazesi sırasında bir itfaiye aracına saldırıldığını ve itfaiyecinin dövüldüğünü anımsatarak, "Bunların insanlıktan nasibi yok" ifadesini kullandı.

İstanbul'da dün akşam saatlerinde ise askerden yeni gelmiş olan Burak Can Karamanoğlu'nun öldürüldüğünü belirten Erdoğan, "Peki, dün bu kadar yazı yazan, bu kadar televizyonlarda söyleşiler, bu kadar üzüntüler belirtenler, acaba Giresun'un Alucra'sından o Burak yavrumuz için ne diyecekler söylerler mi? Hiçbir şey duydunuz mu?" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar dükkanlara saldırdılar, esnafa saldırdılar. O Burak yavrumuzun ne günahı var? Ne yaptı? Elinde silah mı vardı? Ne vardı? Dün, DHKP-C bakın olayı üstlendi. Olay bu. Bütün bunlara karşı biz her zaman için uyanık kalmaya mecburuz. Bunlara karşı dimdik duruyoruz, dimdik durmaya mecburuz.

Belediye otobüslerine saldırıyorlar. Bu belediye otobüsleri ne iş yapar? Halkı taşır. Bunlar halkın yanında değil ki. Halkı taşıyan belediye otobüsüne saldırıyorlar, bu belediye otobüslerimizi yakıyorlar. Bu ihanet değil de nedir? Soruyorum sizlere. Dün güya cenazedeler. Ne cenazesi, ne cenazesi. İşte buyurun, bizim 10 tane seçim koordinasyon merkezini yaktılar. Ne alakası var bununla onun? Aynı şekilde seçim propagandası yapan aracımızı yaktılar. Ne alakası var bununla? Bunların derdi başka. Şu hale bakın. Filistin'in çocukları için, Mısır'ın çocukları için, Suriye'nin çocukları için, Mavi Marmara şehitleri için, hatta Türkiye'deki terör kurbanları için vicdanı bir kez bile sızlamayan Pensilvanya sokakları tahrik etmek için mesaj yayınlıyor. Yazıklar olsun. Bu millet neyin ne olduğunu çok net görüyor, çok net izliyor."

"CHP, 160 bin insanın katili olan Esed'le yan yana, yandaş" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, CHP'nin, Mısır'da da Mursi'yi darbe ile deviren Sisi ile yandaş olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Bu Pensilvanya montaj konusunda da biliyorsunuz çok usta. Bunlar sadece kaset montajı yapmıyorlar. Bunların aslında şu andaki durumları çok berbat. İşte şimdi siyasete montaj yapmaya çalışıyorlar. Bu montaj tutmaz. Bu montajdan bir şey çıkmaz. Bu montaj, işte Aksaray haykırıyor, 30 Mart'ta dağılır. İşte bu montajı siz dağıtacaksınız. Siz bu montaj siyasetine, bu kaset siyasetine, bu tahrik siyasetine 30 Mart'ta son noktayı koyacaksınız" diye konuştu.

"Bunların hepsi 3 şeyi iyi başarıyorlar. Takiye, yalan, iftira ve fitne-fesat. Bunlarda her yol bu noktada meşru" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşte mayısta çevrecilik, tutturdular, 12 tane ağaç bir yerden söküldü, bir başka yere dikildi. Neymiş, bunlar çevreciymiş. Elinize, dilinize dursun. Ne çevrecisi? AK Parti iktidarına kimse çevrecilikte yaklaşamaz. Üç milyar ağaç ve fidanı Türkiye'ye diken AK Parti iktidarına kimse bununla yaklaşamaz. Onların derdi oradaki 12 ağaç değil. Neymiş, samimi niyetlerle oraya gelmişler. Geçin o işleri. Ne samimi niyeti? Onlar samimiyetsiz. Bunları artık yutmuyoruz. Bunlara karşı uyanık olacağız ve uyanık olarak da biz ülkemizi daha ileri nasıl taşıyacağız buna bakacağız. Bunların gençlerinin elinde molotoflar var, taş var, sopa var. Palalar var. AK Parti gençliğinin elinde de bilgisayar, tablet bilgisayar, kalemi, kitabı var. Farkımız bu. Yaktılar, yıktılar ondan sonra utanmadan, sıkılmadan 'AK Parti yıkıyor' diyor. Kim söylüyor bunu? Kılıçdaroğlu. Ya Kılıçdaroğlu, senin bu ülkede dikili ağacın var mı? Hangi eserin var?"

"Çuvalladın orada çuvalladın"

2009'da Ortaköy'de 120, merkezde 500 yatak kapasiteli yurtlar açtıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlıkta, istediğimiz hastaneye gidiyor muyuz? İlaçlarımızı istediğimiz eczaneden alıyor muyuz? Ey genel müdür, Kılıçdaroğlu. SSK'nın genel müdürüydün. Ne yaptın? Çuvalladın orada çuvalladın. Senin zamanında, benim vatandaşım kuyruklardan inim inim inledi. İlaçların yarısı alınıyordu, yarısı alınmıyordu. Öyle eczanelerden gidip alamıyordun zaten. Şimdi alıyorsun. Halkını kim seviyor? Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin aslında adını değiştirmek lazım. Bu halkı çıkarmak lazım. Bunun halkla alakası yok. Bunların alakası kiminle biliyor musunuz?

Bu ülkedeki, kaymak takımıyla, kaymak 'Beyaz Türkler' diyorlar ya. İşte bakıyorsun bir tanesi dün çıkmış, 'Mağazalarımın kapısı sonuna kadar açık' diyor. Bir zamanlar da siyasete soyundu bu, biliyor musunuz? Meydanlara çıktı, avucunu yaladı. Bunların kim olduğunu anlıyorsunuz. Bunların mağazalarından alışveriş etmeyin. Bunlara dersi böyle vermek lazım. Çünkü, halkına hakaret eden, milletine hakaret eden, terörle, teröristlerle işbirliği halinde olanlara gereken cevabı vermemiz lazım."

"Pensilvanya'daki zat en yakınındaki kişiyi 15 yıl dinliyor"

MHP'nin 30 Mart yerel seçimlerinden de üçüncü parti olarak çıkacağını dile getiren Erdoğan, "Bırakmaya var mısın? Bırakamaz, koltuk ona çok sıcak geliyor" ifadesini kullandı. MHP'nin, DSP-MHP-ANAP koalisyonunda iktidar ortağı olduğunu ancak 5 yıllık görevi 3,5 yılda bıraktığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin küresel projelerini durdurmak, Türkiye ekonomisini durdurmak için çok gayret sarf ettiler fakat başarılı olamadılar. Biz dik durduk, 77 milyon dik durduk, soğukkanlı olduk. Sabrettik ve bu badireyi atlattık ancak bu sefer de malum, tutturdular yolsuzluk ve rüşvet iftirasıyla 17 Aralık ve 25 Aralık girişimini başlattılar. Amaç kesinlikle yolsuzluk değildi dert başkaydı. Onda da başarılı olamadılar. Huzuru bozmak, şu anda bir kez daha istikrarımızı yaralamak, Türkiye ekonomisini, Türkiye'nin büyük hedeflerini, küresel projelerini engellemek istediler. Şu anda bu ihanet çarkı dönmeye devam ediyor fakat bu da tutmadı. Büyük Türkiye'ye, yeni Türkiye'ye çok ağır saldırıyı gerçekleştirme gayretindeler. Pensilvanya, yıllardır kaydettiği hukuksuz sesler, hukuksuz görüntülerle bu saldırıda başrol oynuyor.

Bir ülkenin başbakanını, cumhurbaşkanını, genelkurmay başkanını, bakanlarını, milletvekillerini dinlemek, bırakın vatandaşı dinlemek ihanetttir, ihanet. Mahkeme kararıyla dinlemeler yapılabilir, eyvallah ama siz mahkeme kararıyla başbakanı dinleyemezsiniz, asla dinleyemezsiniz. Böyle bir yetki onlara verilmiş değil. Ama onlar bunu da yaptılar. Hatta bizim için kurulu olan güvenli hattı bile dinlediler.

Ne olacak, Pensilvanya'daki zat, yanında, en yakın halkasında olan kişiyi dinliyor. 15 yıl dinliyor ve soruyor ona o zat, o da bir hoca, 'Hocam 15 yıl beni dinledin mi'. 'Evet' diyor. 'Niye' diyor, 'Napıyorsun takip etmem lazım' diyor. Böyle bir hoca olabilir mi? Bizim dinimizde, inancımızda böyle bir şey yok. Kusura bakmasınlar böyle bir şey yok. Dinleyemezsin, gözetleyemezsin. Bunlar bunu da yaptılar. Aynı zamanda gözetlediler. Her pisliği işlediler. Çünkü bunlarda takiye, yalan, iftira var. Bunlarda iftiranın ötesinde fitne fesat var. Diyorum ki: Eğer yavrularınızdan bunların dershanesinde olanlar varsa yavrularınızı çekip alın."

"Bumerang gibi bu beddualar onları vuracaktır"

Milli Eğitim Bakanlığınca hafta sonlarında takviye kursları verileceğini, isteyenlerin bu kurslara ücretsiz olarak katılabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Bunların evlerinden, yurtlarından bunlar gibi düşünmeyenler şimdi atılıyor. Geceleri beddua seansları yapıyorlar. Ablalar beddua seansı yapıyor ama biz dua seansı yapıyoruz. Sizler teheccütte bunu yapıyorsunuz, dualarla yapıyorsunuz. Varsın onlar beddualarını yapsınlar. Bumerang gibi bu beddualar onları vuracaktır" değerlendirmesinde bulundu.

YURTKUR'a sadece dün 811 öğrencinin müracaat ettiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Düşünebiliyor musunuz, bakın neler yapıyorlar. Hani bunlar hizmet kurumuydu, hani bunlar hizmet ehliydi, hayır kurumuydu? Niye atıyorsunuz bu çocukları? Bunlar sizin gibi düşünmeye mecbur mu? Ama bunlar adeta makine ürünü istiyorlar. Ya benim gibi düşüneceksin ya da dışarıda sürüneceksin. Böyle bir inanç, böyle bir hayır hizmeti olmaz. Onun için 30 Mart Pensilvanya'ya en güzel cevap olacaktır. İnanıyorum ki CHP, MHP ve BDP'ye en güzel cevap olacaktır. 17 gün çok önemli. 

Bizim ablalarımız sizlersiniz, çok çalışmaya var mıyız? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Abiler sizler de 17 gün dolaşmaya var mıyız? Durmak yok, çok çalışacağız. Çok açık söylüyorum: bu saldırı devlete bir saldırıdır, milli güvenliğimize bir saldırıdır. Gerekli tedbirleri bunun için beraber alıyoruz. Milliyetçi olduğunu iddia eden MHP'de bir cevap var mı? Bu olaylar karşısında herhangi söylediği bir şey var mı? Bu saldırılarda ön saflarda oynuyorlardı."

"Tahriklere gelmeyeceğiz"

Erdoğan, Aksaraylılara "Soğukkanlı, sabırlı olacağız. Sağduyuyla, vakarla hareket edeceğiz. Tahriklere gelmeyeceğiz. Aksaray'ı da karıştırmak istediler. Anadolu'nun bu güzel, huzurlu şehrinde dahi huzuru bozmak istediler. Aksaray tarihinde belki de ilk kez polisle çatışanlara şahit olduk. Bu tuzağa, oyuna gelmeyeceğiz. 30 Mart'ta sandığa gidecek, biz cevabımızı sandıkta vereceğiz. CHP'nin esersizlik siyasetine değil, MHP'nin fırsatçılık siyasetine değil, BDP'nin gerilim siyasetine değil AK Parti'nin hizmet, eser, huzur ve istikrar siyasetine mührü basacağız" diye seslendi.  

Yerel seçim öncesindeki mitinglere Sivas'tan başladığını ve Aksaray'da 31'inci mitingi yaptığını anlatan Erdoğan, Türkiye'de farklı bir coşku, heyecan gördüğünü kaydetti. "Siz bu gazetelerin, televizyonların kasıtlı ve çirkin yayınlarına aldırmayın. Bunların İstanbul'un, Ankara'nın sokaklarından verdikleri o marjinal görüntülere inanmayın. Bu görüntüler Türkiye manzarası değil, Türkiye manzarası işte burada, Aksaray" değerlendirmesini yaptı.

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum