1. YAZARLAR

  2. Salih Tuna

  3. Darben başarılıysa ne ala, değilse veyl sana!
Salih Tuna

Salih Tuna

Yazarın Tüm Yazıları >

Darben başarılıysa ne ala, değilse veyl sana!

15 Temmuz 2008 Salı 04:45A+A-

Günlerdir (ben ne diyorum, aylardır) Özden Örnek Paşa'ya atfen “Darbe Günlükleri”nden bahsediliyor; lakin 2 bin 455 sayfalık iddianamede bu günlüklere dair bir satırcık yok.

Çünkü…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı dün yaptığı açıklamada, mezkur günlükler hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığını belirtti.

Aslında böyle olacağı belliydi.

Ergenekon davası kapsamında “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı halkı isyana tahrik…” gibi suçlardan 48'i tutuklu, 38'i tutuksuz şüpheli hakkında dava açacaksın…

Ama…

Bu davanın soruşturma aşamasında “Kuvayi Milliye Derneği”nin çaycısının bile ifadesini alırken, Özden Örnek Paşa'mızın ifadesine başvurmayacaksın!...

Ne demek oluyor bu şimdi?

Ya çok enteresan bir hal bu, ya da bunda bir iş var!

Söz konusu “Darbe Günlükleri” Paşa'ya ait değil mi yoksa?

Bilindiği üzre, emekli Oramiral Örnek Paşa, günlüklerin kendisine ait olmadığını her fırsatta dile getiriyordu.

Cumhuriyet Başsavcılığı, belki de, Orgeneral Hilmi Özkök gibi düşünüyor.

Neden olmasın?

Hani, Özkök Paşa, “Darbe girişimi var da demem yok da demem” şeklindeki ünlü açıklamasında, “Bir taraf, 'Günlükler Özden Amiral'e ait' diyor. Amiral ise, 'Benim ilgim yok, bana ait değil' diyor. Ben Amiral'e itibar edilmesi gerektiğini düşünüyorum…” demişti ya…

Demem o ki; Başsavcılık, “Bir taraf”a karşı, “Amiral”in tarafına itibar edilmesi gerektiğine mi kanaat getirdi?

Bu soruya cevap vermeden evvel, “Bir taraf”ta kimlerin yer aldığına dilimiz döndüğünce açıklık getirelim.

Emniyet uzmanları malum günlüklerin Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığını tespit etmekle, doğal olarak, “Özden Amiral'in” iddiasının karşı tarafında yer aldıklarını ispat etmiş oldular.

Dolayısıyla “Bir taraf”ın içinde yer aldıkları “bilimsel” bir gerçekliktir.

Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen, ilkin bir internet sitesinde, ardından Nokta dergisinde mufassal şekilde gün yüzüne çıkarılan “sözde” günlükler hakkında kendisine “ispat hakkı” tanınması gerektiğini dillendiren gazeteci Alper Görmüş de hiç kuşkusuz “Bir taraf” içinde yer almaktadır.

En önemlisi de kamuoyunun tamamına yakını “Bir taraf” gibi düşünmektedir.

Çünkü Ergenekon soruşturması çerçevesinde zikredilen eylemlerle “Darbe Günlükleri” acayip çakışıyor.

Sayın Başsavcı Engin'in iddianame hakkında yaptığı açıklamada yer verdiği, “Hükümeti görev yapamaz hale getirmek(…)Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı halkı isyana tahrik…” gibi ifadelerle “Darbe Günlükleri” öyle örtüşüyor ki, olursa o kadar olur.

İmdi, söz konusu günlükleri soruşturma kapsamında değerlendirilmemesi elbette Başsavcılık makamının takdiri.

Davanın seyrine göre belki bundan sonra değerlendireceklerdir.

Ayrıca “Darbe Günlükleri”nin doğru olup olmaması, ilgi alanlarına hiç girmemiş de olabilir.

Gelgelelim, “Darbe Günlükleri”nin dönem itibariyle askeri savcılığın kıta sahanlığına girdiğine hükmetmişlerse, durum biraz netameli demektir.

Çünkü bu anlayışla, bütün zamanların en onursal adamı Sabih Kanadoğlu'nun, eyleme geçmeyen darbe teşebbüsünün mümkün olamayacağını dillendiren anlayışı, sonuçları itibariyle öyle bir çakışır ki, kimsecikler işin içinden çıkamaz...

Bu anlayış müstakbel darbeciye nihayetinde şunu ihsas eder:

Darbe girişiminde başarıya ulaşırsan ne ala, değilse veyl sana…

Her hangi bir “adıneydiherneyse” aslanlar gibi darbe yapıp, anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddelerinin arasına, “Darbeciler yargılanamaz” hükmünü ilave ettikten sonra, hangi “sivil hukuk” onu yargılayabilir ki!

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT