1. YAZARLAR

  2. Resul Tosun

  3. Darbe ile övünmek
Resul Tosun

Resul Tosun

Yazarın Tüm Yazıları >

Darbe ile övünmek

03 Haziran 2009 Çarşamba 04:36A+A-

Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından eski bir rektör, kendisini 'hayatını demokrasi, barış ve insan haklarına adamış biri' olarak tanımlamış. Ve de, 'Ergenekon terör örgütü üyeliğini ve yöneticiliğini asla kabul etmediğini' söylemiş.

Rektör, aynı zamanda görev yaptığı süre içinde türbanlı kızların üniversiteye girmesine izin vermediğini belirterek 'Bu da benim darbemdi' demiş.

Ben Ergenekon adı verilen davanın Türk demokrasisinin tıkalı damarlarını açma hamlesi olduğuna inanıyorum. Yargılananlar hakkında henüz bir hüküm verilmediği için şahıslar üzerinde fikir beyan etmeyi doğru bulmuyorum. O yüzden de dünkü basına yansıyan rektörün adını anmayı da doğru bulmuyorum. Ama sergilediği mantığı daha doğrusu mantıksızlığı, tutarsızlığı ve darbeciliği birazcık irdelemek istiyorum.

Profesör olmuş ve rektörlük gibi ulvi bir makama yükselmiş bir ilim adamının bu çelişkiler yumağı içinde bulunması, Türkiye üniversiteleri adına da utanılacak bir durumdur.

Gerçekten üzülüyorum.

Kendini hem demokrasi kahramanı ilan ediyor hem de şunları söyleyebiliyor: "Evet ben üniversitede türban yasağını uygulayarak darbe yapmıştım! Daha rektör olmadan önce tıp fakültesi cerrahi kliniği servisinde türbanlı doktoru kütüphanede görevlendirdim."

Kendisini demokrasiye adadığını söylüyor ama ötekine saygıyı öngören demokrasinin gereğine iltifat etmiyor. Kendisini barış ve insan haklarına adadığını söylüyor ama kendisiyle birlikte çalışan öğretim üyesi ve öğrencileriyle barışa yanaşmıyor ve kılık kıyafet özgürlüğünü bir hak olarak görmüyor.

Bu beyefendi hangi demokrasi hangi barış ve hangi insan haklarından bahsediyor sizce?

Cevap aramaya gerek yok cevabı kendisi veriyor, "Evet ben üniversitede türban yasağını uygulayarak darbe yapmıştım! Daha rektör olmadan önce tıp fakültesi cerrahi kliniği servisinde türbanlı doktoru kütüphanede görevlendirdim."

Dikkat buyurun yasaları uyguladım demiyor, darbe yaptım diyor!

Türk Dil Kurumu Sözlüğü darbeyi, bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme eylemi, iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek olarak tarif ediyor.

Darbe dünyanın bütün yasalarında hukuken suçtur.

Rektör Ergenekon ismi verilen çeteye üyeliğini şiddetle reddediyor ama kendisinin bir çeteci ve darbeci olduğunu itiraf ediyor.

Doğrudur, rektör ve benzerleri başörtüsü konusundaki tutum ve uygulamalarıyla darbe yapmışlar ve suç işlemişlerdir.

Başörtüsünü yasaklayan ne bir anayasa maddesi ne de bir kanun vardır. Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya aykırı bir yorumundan yola çıkılarak uygulanan başörtüsü yasağı hiçbir hukuki dayanağı olmayan rektörün itirafıyla tam anlamıyla bir darbedir.

Başörtülü doktoru yasal yasak olmadığı için engelleyememiş ama bir cerrahı kütüphaneye görevlendirerek küçük darbe yapmış, rektör olunca öğrencilere de yasak getirerek büyük darbeyi gerçekleştirmiş.

O zat rektör oluncaya kadar kısmi sıkıntılar vardı ama bütün üniversitelerde başörtülü eğitim devam ediyordu. Rektörlük yarışına katılan 5 adaydan dördü seçilirlerse bilimle uğraşacaklarını, kılık kıyafetle uğraşmak üniversite yönetimlerinin görevi olmadığını söylemişler sadece o zat başörtüsü yasağını uygulayacağını ilan etmişti.

Gelin görün ki, fiilen darbelere maruz kalmış, darbeciler tarafından kodeste tutulmuş dolayısıyla kendisini demokrasi kahramanı zanneden dönemin cumhurbaşkanı, demokrasi barış ve insan haklarına saygılı olacağını ilan eden 4 adayı bir kenara bırakmış, başörtüsüyle mücadele edeceğini ilan eden o rektörü atayarak darbeye zemin hazırlamıştır.

Evet belki yargılanan çeteye üye olduğu ispat edilemeyebilir, beraat de edebilir ama başörtüsünü yasaklayarak hukuka karşı başkaldırdığını itiraf eden o rektör, onu atayan şahıs ve onu destekleyenlerin hepsi o darbeye ortak olmuşlardır.

Unutmayalım darbe hukuku çiğneyerek zor kullanarak yetki kullanmaktır ve suçtur.

Şecaat arz edeyim derken sirkatin söyleyen merd-i kıptiye ne kadar da benziyor değil mi?

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT