1. YAZARLAR

  2. Adem Yavuz Arslan

  3. Çivisi çıkmış yargı ve nihai hedef!
Adem Yavuz Arslan

Adem Yavuz Arslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Çivisi çıkmış yargı ve nihai hedef!

21 Mayıs 2010 Cuma 06:33A+A-

Kamuoyu, CHP'de yaşanan 'tarihi satış' ve estirilen 'Gandi Fırtınası'na kapılmışken gözden kaçtı ama yüksek yargıda inanılmaz şeyler oluyor.

Son yıllarda yaşanan skandallar yüzünden zaten çok yıpranmış olan yüksek yargı birkaç gün içinde internete düşen ses kayıtları sebebiyle kelimenin tam anlamıyla dibe vurmuş durumda.

İşin garibi yüksek yargı suskunluk içinde. Yargıtay Başkanı 'bakacaz' demekle yetiniyor. Haklarında iddialar olan yargı mensupları cılız bir yalanlama bile yapamadılar.

Bir bakıma da İtalyan Gladyosu'nu çökerten yargıç Felice Casson'un 'Derin yapıları çökertirken en büyük engeli bizzat yargıdan gördüm' sözünü teyit etmiş oldular.

Son skandala geçmeden bir konuyu not etmek şart. Malum olduğu üzere pazartesi günü Danıştay saldırısının yıl dönümüydü. Maalesef kürsüye çıkan her yüksek yargıç hükümeti suçladı, 'ikinci Kubilay'dan bahsetti, irtica tehdidinden dem vurdu.

Bu görüşlerin sahipleri belki duymadı ama saldırıdan günümüze kadar Danıştay provokasyonunun altından çok sular aktı. Bize dayatılan senaryo çoktan çöktü.

Acaba bu yüksek yargıçların 'birisi bizi kandırmış olabilir mi' demesi için ortaya ne tür delillerin çıkması lazım?

Artık 'tuz da koktu' dedirtecek skandala gelirsek. İlki 13 Mayıs'ta çıkan ve Yargıtay 8. Daire üyesi Hamdi Yaver Aktan ile 10. Hukuk Dairesi üyesi Fatih Arkan arasında geçen ses kayıtlarında inanılmaz diyaloglar var.

İddia edilen ses kayıtlarında Aktan'ın Cihaner dosyasını Yargıtay'a alarak konunun kapatılacağı söyleniyor. Aktan olduğu iddia edilen kişi, İlhan Cihaner ve Üçüncü Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'i kurtarmak için yoğun çaba içinde.

Cihaner'in davasına bakan heyeti tek tek ziyaret ediyor. Hatta Yargıtay Başkanı seçilmenin yolunu 'Cihaner ve Berk'i kurtarmak olarak gösteriyor.'

Ses kayıtları internette var. İbreti alem için tekrar tekrar dinlemek lazım. Terör örgütü kurma ve yönetmekle yargılanan sanıkların nasıl kurtarılacağı tek tek anlatılıyor.

Berk'e 'rapor al, görev üret' deniyor. Ne hikmetse (!) kendi yerine uçaklarını adliyeye gönderen Berk 'gizli bir görevle Ankara'ya gidiyor.' Hatta 'Bizimkini Genelkurmay tutuyor' deniliyor.

İlhan Cihaner ile ilgili de, Yargıtay'ı kastederek 'Bu davayı buraya getirdik mi burada bitiririz' deniyor. Yine ne hikmetse Erzurum'daki davanın dosyası Yargıtay'a isteniyor. Hatta dosyayı kurye ile aldırıyorlar.

Bu kadar tesadüf normal diyorsanız acele etmeyin.

Yine aynı ses kayıtlarında deniyor ki "Oktay Kuban iyi bir çocuk. Basıyor imzayı, bırakıyor." Hakim Kuban ise artık herkesin malumu.

Yok artık demeyin ses kayıtlarında daha neler var neler. Mesela yalanlanmayan ses kayıtlarında dosyaların uyuşmazlık mahkemesine taşınarak nasıl kapatılacağı anlatılıyor. Burada büyük rol Genelkurmay Adli Müşaviri'nde.

Bu aşamada 'büyük plan'ı da not edelim. Kulislere göre Ergenekon'u yargı üzerinden çökertmek isteyenler devreye uyuşmazlık mahkemelerini sokuyor. Böylece Islak İmza, Cihaner ve Ergenekon davaları uyuşmazlık mahkemeleri üzerinden kapatılacak.

Hatırlatalım; HSYK Şemdinli savcısını, Erzurum savcılarını sorgusuz sualsiz görevden almıştı. Fakat ses kayıtlarına göre bu usulsüzlük bazı Yargıtay üyelerini kesmemiş. 'Hakimleri de almaları gerekiyordu' diyor ses kaydındaki şahıs.

Ses kayıtlarında başka ne var? Mesela AK Parti'ye yönelik yeni bir kapatma davasının açılması gerekliliği anlatılıyor. Ergenekon hakiminin kimleri tahliye etmesi gerektiği de...

Fakat yaşanan onca skandala rağmen bir kez olsun hakimler görevden alınmadı, haklarında soruşturma açılmadı. Ülkenin adalet bakanı, yüksek yargı yöneticileri üç maymunu oynamaya devam etti.

Özetle; siz bütün bu kayıtlardan sonra AK Parti'ye açılan kapatma davasının 'hukuki' olduğunu düşünüyor musunuz?

Hele hele firari Bedrettin Dalan'ın kayıtlarında geçen 'Paşa devreye girdi. HSYK, Ergenekon hakim savcılarını uçuracak. Sen de yaza dönersin' ifadesini gördükten sonra HSYK'yı nereye oturtacaksınız?

Ya da Türk demokrasisi için hayati bir öneme sahip Ergenekon davasının yüksek yargıya gelince sağ salim sonuçlanacağını düşünüyor musunuz?

Veya şöyle soralım; bütün bunlardan sonra Anayasa değişikliğinin zarureti konusunda bir endişeniz var mı?

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT