1. YAZARLAR

  2. Yasin Aktay

  3. CHP darbecilere eşitlik mi istiyor?
Yasin Aktay

Yasin Aktay

Yazarın Tüm Yazıları >

CHP darbecilere eşitlik mi istiyor?

06 Temmuz 2009 Pazartesi 03:45A+A-

"Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması" fikrine karşı sergilenen reaksiyon dillendikçe, hukuk zihniyetine dair kimin ne hastalığı ne sıkıntısı varsa semptomları bir bir ortaya çıkıyor. "Askerin sivil mahkemede yargılanması" deyimi bütün hukuk pratiğinden veya felsefesinden koparılarak tırnak içine alındığında, adaleti kadı'nın mülkü sayan, hukuku uygulayan kesimin elinde keyfi olarak kullanılabilen bir araç sayan tuhaf bir zihniyet çalışıyor. Sivilin askeri yargılaması, askeri alan ile sivil alan arasında kurulan bir rekabet, bir cepheleşme dilini konuşturuyor. Kuşkusuz bu dil askerin sivili yargıladığı hallerden bahsedildiğinde de aynı şekilde işliyor. Bu durumda yargılamaya esas olan, hukuk mantığının uygulanması veya adaletin tecellisine yardım edilmesi değil, yargılanana haddinin bildirilmesi oluyor, tabiatıyla.

Yargılayanın asker mi sivil mi olduğunun bu kadar çok önemsenmesi bir yandan da mahkemelerin tecelli eden adaletleriyle birlikte fena halde "tercih edildiğini" göstermiyor mu? Burada Şener Eruygur'un eşinin GATA'da bazı mahkemelerden "bizden" bazılarından da "onlardan" diyerek sergilediği skandalın aslında herkesin zihninde kök salmış olduğunu göstermiyor mu?

Hukukla ilgili beklentilerimizin tamamı dört dörtlük bir skandal oluyor böylece. Hukukun üstünlüğüne, hukuk prosedürlerinin nesnelliğine, gayri şahsiliğine, şeffaflığına açıkça güvenilmediği kurumsal olarak ifade edilmiş oluyor. Daha fenası, bazı yargı süreçlerinin birilerine imtiyazlar sağlıyor olduğu giderek daha açık bir şekilde ikrar edilmiş oluyor.

Olayın bir de Murat Belge'nin dünkü yazısında (Taraf Gazetesi) hatırlattığı bir boyutu daha var. Hani Medine Vesikası dolayısıyla gündeme gelen çok-hukukluluk tartışmaları "sadece tartışma haliyle" bile Refah Partisi'nin kapatılması için gerekçe sayılmıştı ya. Çok-hukukluluk düşüncesine karşı gösterilen bu tepkiden bunun ne kadar kötü karşılandığı düşünülebilirdi. Oysa bugün askeri hukuk ve sivil hukuk diye fiilen, üstelik anayasal referanslara sahip olarak geçerli olan bir çok-hukukluluğumuzun zaten var olduğunu net bir biçimde görüyoruz. Üstelik bu çok-hukukluluk dinsel, etnik, kültürel veya federatif bir temelde değil, belli zümrelerin imtiyazlarına karşılık verecek temelde tesis edilmiştir.

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili düzenlemenin mevcut Anayasa metni açısından sorunsuz olmadığı bellidir. Bundan dolayı Cumhurbaşkanı'nın nasıl bir yol izlemesi gerektiği ayrı bir konudur. Ancak mevcut Anayasa'yla ilgili sorunu olsa bile düşüncenin kendisinin evrensel hukukun mantığına çok uygun olduğunda kuşku yoktur. Kaldı ki mevcut anayasanın varlığını zaten ülkenin tamamına karşı işlenebilecek en büyük suça, darbe suçuna borçlu olduğunu da bilmeyen yok. Cumhurbaşkanı'nın önündeki yasal düzenleme tam da bu suçu işlemiş olanların kendi yargılanmalarının önünü kapatmak üzere kazmış olduğu savunma barikatlarından biri olduğunu da hatırlamak gerekiyor.

Buna karşılık CHP'nin tam da 12 Eylül darbesini yapanları yargılamanın mücadelesini veriyor göründüğü esnada gündeme gelen bu düzenlemeye yaptığı muamele tam bir garabet ve "ne yaptığını bilmezlik" örneği. CHP gerçekten de 12 Eylül'ü yapanların yargılanmasını istiyorsa onların bile yargılanmasının ancak bu düzenlemelerin yapılmasıyla mümkün olacağını bilmediğini düşünemiyoruz bile.

12 Eylül darbecilerini gerçekten yargılamak isteyen CHP lideri Deniz Baykal'ın askerin sivil mahkemelerde yargılanmasına karşı çıkması nasıl açıklanabilir?

Tabii ki bir açıklama, aslında, Baykal'ın olmayacak duaya âmin demesi, olmayacak şeyi istemesidir. Yaşı 93'e vasıl olmuş bir darbecinin yargılanmasının fiilen imkânsızlığını saymıyoruz bile.

Bütün bu olaylardaki tutumları değerlendirildiğinde Baykal'ın toplamda istediği şeyin "darbecilere eşitlik"ten başka bir şey olmadığını anlıyoruz. Ama bu eşitlik bir tür "darbe yapma hakkı eşitliği" gibi bir şey. Türk siyasetinin sol şeridini yıllardır işgal eden Baykal'ın solcu bir değer olarak eşitliği bile böyle anladığı anlaşılıyor: "30 yıl önceki darbeyi bugün yargılayalım. Bugünün darbecilerini de 30 yıl sonra yargılayalım ama fiilen darbe yapma haklarına dokunmayalım. Çünkü 30 sene önce darbe yapmış olanların kullandıkları hak ve imkânlardan onları mahrum etmeye hakkımız yok (!)".

CHP tekrar sol değerlerini hatırlıyor mu diyelim şimdi, ne diyelim?

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT