1. YAZARLAR

  2. Oral Çalışlar

  3. Böyle yaparsanız tek muhatabınız İmralı
Oral Çalışlar

Oral Çalışlar

Yazarın Tüm Yazıları >

Böyle yaparsanız tek muhatabınız İmralı

26 Aralık 2009 Cumartesi 22:38A+A-

Hükümete kim akıl verdiyse, iyi vermiş(!). Kürtlerin seçilmiş ne kadar yasal temsilcisi varsa ortadan kaldırılmak üzere bir operasyon başlatıldı. Önceki akşam TV’de bir tartışma izledim. Sedat Laçiner’le Osman Baydemir arasında.

‘Kürt sorunu’ uzmanı olarak isim yapan Doç.Dr. Sedat Laçiner, akademisyen kimliğinin çok ötesine taşmıştı. Tam bir devlet görevlisi edasıyla ve sanki KCK’ye yönelik olduğu iddia edilen ve Kürtlerin yasal temsilcilerini hedef alan operasyonun örgütleyicisiymiş gibi konuşuyordu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i çok sert ifadelerle suçluyordu.

Daha önce defalarca ortaya konmuş bir senaryo yeni baştan önümüzdeydi. Birileri belli ki hükümete gidip bazı yol göstermeler yapmışlardı.

Bu teoriye göre KCK adlı örgütlenme ortadan kaldırılırsa ortaya ‘iyi Kürtler’ çıkacaktı ve hükümet de bunlarla sorunu kolayca çözecekti.

Bunu Sedat Laçiner de ifade etti. Bundan 15 gün kadar önce de bir TV kanalında Prof.Dr. İhsan Bal da benzer düşünceleri dile getirmişti. Hükümetin ‘Kürt açılımı’ sürecinde belli etkileri olan bu isimlere göre DTP’lilerin dışında başka Kürtler vardı, KCK susturulursa o ‘iyi’ Kürtler ortaya çıkabilirdi.

Doğru, DTP’liler bütün Kürtleri temsil etmiyorlar. DTP’nin temsil ettiği kesim, Kürtler içindeki en dinamik kesim. DTP, Kürt kimliği temelli bir siyasi birikimin, siyasi geleneğin sözcüsü. Kaldı ki, hangi siyasi eğilimden olursa olsun Kürtlerin ezici çoğunluğu ‘kimlik’ konusunda duyarlıdır.

Bu nedenle DTP ya da yeni adıyla BDH bu anlamda geniş bir temsil etkinliğine de sahiptir.

***

BDH’lilere yönelik son operasyon bir kere daha neyin olamayacağını kısa sürede kanıtlayacaktır. Kürtlerdeki kimlik talebi artık daha güçlü ve geriye çekilmesi mümkün görünmüyor. Tabii, bu türden geniş gözaltına alma, tutuklama girişimleri, bölgedeki gerginliği de artırıyor.

Bu tür gerginliklerin nelere yol açtığını, açabildiğini yüzlerce kez yaşadık, gördük. Üstelik, şimdi durum daha da tehlikeli. Çünkü Kürtler çözümle, çözümsüzlük arasında gidip gelmenin çaresizliğini ve öfkesini yaşıyorlar. Umudun umutsuzluğa dönüşmesi, sarsıntıyı daha derinleştirebilir.

Hükümet yanlış yaptı. Belli ki birileri onlara böyle yaparsanız oyunuz artar, desteğiniz artar, sizden kaçan milliyetçi oyları da alırsınız şeklinde akıllar vermiş. Tıpkı daha önceki iktidarların yönlendirildiği yola AK Parti hükümeti de sokulmak isteniyor.

Bu yolun sonu askeri çatışmadır. Bu yolun sonu askerin yeniden Kürt sorununda inisiyatifi ele alması demektir. Bu yolun sonu Kürt sorununu askere teslim etmektir. Bu yolun sonu iktidarın militarizme teslim olması demektir. Bir anlamda iktidar kendi ayaklarına ateş ediyor demektir.

Ne çok yazıldı, ne çok söylendi. Kürt kimliği temelli hareketin yasal alanda güçlenmesi, sorunun barışçı çözümü için en temel meseledir. Sorunun çözümü istemeyen güçler, her seferinde Kürtlerin yasal alandaki temsilcilerini hedef aldılar.

Şimdi aynı oyun bir kez daha oynanıyor. Kürtlerin yasal alanı daraltılıp yok edilmek isteniyor. DTP kapatıldı. Daha önce onlarca DTP yöneticisi tutuklandı. Şimdi yeni bir dalga ile bu akımın yasal alandaki bütün etkili isimleri gözaltına alındılar.

Ne olacak bunun sonu. Kürtler yasal alanda temsilcisiz mi kalacak? Çünkü bu tempoyla giderse gerçekten Kürtlerin temsilcileri toptan cezaevini boylayacaklar.

İnsan ister istemez şunu söylemek gereğini duyuyor. Tamam beyler, bunu siz istediniz. Bu aşamadan sonra önünüzde iki seçenek kalacak: Kandil ve İmralı. İmralı’ya gider, PKK’lıların dağdan nasıl indirileceğini o zaman Öcalan’la konuşursunuz.

Yahut da ‘sonuna kadar savaş’ diyen militarist cepheye teslim olursunuz. Bu zaten sizin de işinizin bittiği anlamına gelir.

Tercih sizin.

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT