1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Biz bu nefreti biliyoruz!
Biz bu nefreti biliyoruz!

Biz bu nefreti biliyoruz!

“Sanatçılar Girişimi” adlı oluşum “göç tehdidi” üzerinden sandık vurgusu yaparak ırkçılığını kanıtladı.

23 Mayıs 2023 Salı 10:15A+A-

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de kendisini “aydın, sanatçı, entelektüel” sıfatlarıyla tanımlayan kimseler hakkında Atilla İlhan’ın meşhur bir sözü vardır.  "Türk aydını dediğimiz kişi, batı'nın manevi ajanıdır." şeklindeki bu söz İlhan’ın siyasi kimliğini örtbas etmez. O ayrı bir tartışma konusudur ancak bu sözün ilginç bir noktaya dikkat çektiğini de unutmamak gerekir.

Batılı değerler uğruna laiklik ve çağdaşlık denilince bu “aydınların” yapmayacakları şey yoktur. Darbeleri de desteklerler savaştan kaçan kadın ve çocukları da hedef almaktan çekinmezler.

28 Mayıs seçimi yaklaşırken kendisini “Sanatçılar Girişimi” olarak tanımlayan bir oluşum “cumhuriyetçi” kaygılarla bir bildiri yayımlamış. Tanınmış bazı isimlerin de olduğu bu grubun bildirisinde en ilgi çekici husus ise göç üzerine yapılan vurgu:

Bu seçim, büyük özverilerle ve Atatürk’ün olağanüstü dehasıyla kazanılan askeri ve siyasi başarıları sayesinde kurulmuş olan cumhuriyetimizin tüm gelecek rotasını belirleyecek. 

Türkiye Cumhuriyeti bu tarihi adımı atarken özgür demokrat bir sosyal hukuk devleti mi olacak, yoksa şeyh sermayelerinin dayatmalarıyla, kendi topraklarının doğal zengin Anadolu etnik mozaiğinden ve kültürlerinden hızla uzaklaşmaya ve belki iç kargaşalara neden olabilecek büyük bir göç ile ülkenin öz yapısının darmadağın edilmesine seyirci mi kalacak?

Büyük bir göç ile ülkenin öz yapısı darmadağın oluyormuş… Bu ülkenin “öz” yapısını darmadağın eden şeyin ne olduğu üzerine iyice düşünmek lazımdır. Batı’dan ithal fikirlerle inşa edilmiş bir ideolojinin milyonlarca insan üzerinde kurduğu baskı ve şiddet rejimini akıldan çıkartarak bu ülkenin “öz” yapısını konuşmak anlamsızdır.

Kemalist diktanın tek adam ve tek parti dönemlerinde ekonomik olarak yoksullaştırılmış, devlet tarafından dışlanmış olan geniş dindar kitleler bu ülkenin öz yapısını oluşturuyordu. Bugün kendisine “aydın-sanatçı” diyen manevi ajanlar ise Müslümanlara olan nefretiyle Kemalist refleksleri sürdürmeye devam ediyor.

Günümüzde ise bu nefret mülteciler üzerinden kendisini dışa vurmaktadır. Seçimleri kazanmak için siyasi ikbal ve kaygılarla savaştan kaçmak durumunda kalan binlerce kadın ve çocuk sol-Kemalist çevrelerin saldırısına maruz kalıyor. Biz bu nefreti biliyoruz! Dersim’i yerle bir eden, İstiklal Mahkemelerinde binlerce insanı katleden, başörtüsünü ve ezanı yasaklayan nefret bugün mülteci kardeşlerimizi hedef almaktadır! Onları bu zalimlere karşı yalnız mı bırakacağız!


Bildirinin tamamı ve imza atan isimler:

"Türkiye, 28 Mayıs’ta Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına birkaç ay sonra girmek üzereyken, geleceğini şekillendirecek bir seçimle karşılaşıyor.

Bu seçim, büyük özverilerle ve Atatürk’ün olağanüstü dehasıyla kazanılan askeri ve siyasi başarıları sayesinde kurulmuş olan cumhuriyetimizin tüm gelecek rotasını belirleyecek. 

Türkiye Cumhuriyeti bu tarihi adımı atarken özgür demokrat bir sosyal hukuk devleti mi olacak, yoksa şeyh sermayelerinin dayatmalarıyla, kendi topraklarının doğal zengin Anadolu etnik mozaiğinden ve kültürlerinden hızla uzaklaşmaya ve belki iç kargaşalara neden olabilecek büyük bir göç ile ülkenin öz yapısının darmadağın edilmesine seyirci mi kalacak?

Sanatçılar Girişimi olarak, ne ilk tur seçimlerin ardından yaşanan moral düşüklüğünü, ne de seçim sonuçlarının oldu bittiye getirilme çabasını kabul etmemiz mümkündür. Böylesine tarihsel önemde bir dönemeçte, pes etmek, önden algı ile dayatılmaya çalışılan bir yenilgiye geçit vermek, cumhuriyetçi ve yurtsever kimliğimizin razı olabileceği bir şey değildir.

Kalan son 10 günde ayağa kalkarak, elbirliği ile kadın-erkek eşitliğini, laik ve demokratik Cumhuriyet’i, hukuk devleti ve adalet önünde her daim eşitliğimizi, emeği ve işçi haklarını, çağdaş yaşamı, düşünceyi dile getirme özgürlüğü ve düşünce üretim koşullarımızı, çocuklarımızı ve önümüzdeki kuşakların geleceğini büyük bir orta çağ sarmalına almaya çalışan gerici anlayışın büyük tehditlerine karşı inançla, büyük bir dayanışma bilinci ve kararlılığı ile kazanmak zorundayız.

Halkımızı iradesini çalmaya yönelik her oyuna karşı uyanık olmaya ve her sandığın, her oy torbasının ödünsüz takipçisi olarak geleceğimizi aydınlık yarınlara taşıyacak kararlılığı göstermeye davet ediyoruz.

Bizler, bu ülkenin sanatçıları, bu kararlılıkla ve halkımızla birlikte, oy sandıklarının korunmasından sorumlu olarak, ulusal istencin gerçekleştiği son ana kadar her an görev başında olacağız."

İmzalayanlar:

Ataol Behramoğlu, Orhan Aydın, Bedri Baykam, Ümit Zileli, Sevgi Özel, Genco Erkal, Onur Behramoğlu, Nebil Özgentürk, Müjdat Gezen, Rutkay Aziz, Muzaffer Akyol, Ahmet Özer, Selçuk Yöntem, Nazım Alpman, Salih Güney, Mine Kırıkkanat, Pelin Batu, Selçuk Korku, Haluk Şahin, Mustafa Balbay, Zeynep Oral, Nurduran Duman, Yücel Kayıran, Altay Öktem, Orhan Kurtuldu, Uğur Büke, Öykü Eras, Tuna Kiremitçi, Yücel Kayıran, Ülker İnce, İbrahim Baştuğ, Dilek Türker, Tevfik Kızgınkaya, Haydar Ergülen, Mustafa Uslu, Sinem Uslu, Hilmi Yarayıcı, Mehtap Meral, Hasan Öztoprak, Nevra Bucak, Alper Akçam,  Atilla Aşut, Sibel Baykam, Ercan Akyol, Haluk Işık, Hüseyin Yurttal, Hidayet Karakuş, Tülay Ferah, Eren Aysan, Gültekin Çizgen, Tülin Onat, Görkem Candan, Mehmet Yılmaz, Erdoğan Şamiloğlu, Bozkaya Aldaş, Suzan Batu, Ayten Akbayram, Edip Akbayram, Şevval Başalan, Deniz Gökduman, İbrahim Karaoğlu, Hayati Misman, Selman Ada, Ogan Akıncı, Cem Şenler, Pınar Kür, Gazi Şansoy, Aysel Gözübüyük, Denizhan Özer, Emrah Kolukısa, Beril Anılanmert, M. Sabri Tezcan, Hülya Düzenli, Koray Erkaya, Mustafa Karyağdı, Mehmet Özenbaş, Öznur Oğraş Çolak

 

HABERE YORUM KAT

10 Yorum