1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağdış

  3. Başörtüsüne hapsedilen tesettür, modayla yok edilen başörtüsü
Mehmet Çağdış

Mehmet Çağdış

Yazarın Tüm Yazıları >

Başörtüsüne hapsedilen tesettür, modayla yok edilen başörtüsü

28 Ağustos 2007 Salı 09:44A+A-

Bir süredir gündemin en başat konusu olan Cumhurbaşkanlığı probleminin birinci öncelikli mevzuu müstakbel first leydi”nin başörtüsüdür.

 

Bay Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı neticesinde başörtüsü konusunun gündeme taşınmasına vesile olan Bayan Gül bu durumdan memnun mudur bilemiyoruz ama yapılan tartışmaların ana unsuru olması gereken gündeminden tamamen saptırdığı aleni bir gerçektir.

 

Son süreçte  öyle bir maceranın içerisine sürüklenildi ki, konu sıradan bir “moda” tartışmasına hapsedildi. Vakıanın gerçek boyutları ikinci hatta üçüncü plana atılarak “örtünmenin modern tarzı” birincil gündem haline getirildi.

 

Moda konusuyla eşzamanlı tartışılması yaygınlaştırılan başörtüsünün asıl anlamı gündemden düşürülürken, birinci öncelik olması gereken tesettür bu hengamenin yenilen tarafı haline getirildi.  Böylelikle her Müslüman kadın yada erkeğin yaşantısının her aşamasında dikkat etmesi gereken tesettür öncelikle başörtüsüne, başörtüsü ise modaya hapsedildi. Bu hapsedilme öyle bir çelişkiyi ortaya çıkardı ki, toplumdaki tesettür duyarlılığı başka bir yola sürüklendi.

 

O sebeple artık bu ülkede başörtüsü denildiği zaman akla tesettürün gelmediğini söylemek mümkündür. Buna itiraz edebilecekler çıkacaktır. Belki şu an için yukarıdaki yargı cümlesi erken olabilir ama çevremizde tanık olduğumuz manzara; etek boyu kısa başörtülü, kolu açık başörtülü, göğüs çemberi açık başörtülü tiplerle örülmektedir. Ve bu görüntü her geçen gün yaygınlık kazanmaktadır. AK Parti iktidarıyla birlikte başlayan yeni trend başörtüsü dolayısıyla yasaklı olan birçok bayanın yeniden memuriyete dönmesine vesile olurken, okulda, işyerinde başını açan ama dışarıda başını kapatanların başörtüsü dışındaki kıyafetlerinde tesettür ölçülerini hiç de dikkate almadıkları bir vakıadır.  Okulda başı açıkken eteklerinin kısa olması onu diğerleriyle aynı halde dikkat çekmez bir noktada tutarken –ki bu daha uç bir sorundur-, okuldan ayrılıp sokağa çıktığı anda başı kapalı, eteği kısa bir bayanın ne denli dikkat çektiğine her sosyal alanda şahit olmak mümkündür. Üstelik bu tiplerin diğerlerinin kafasında oluşturduğu Müslüman tipi de çok hoş olmamaktadır. Nice insan duymuşumdur ki, “bu ne kardeşim üstünü kapatmış alta kot pantolan ….” tarzı cümleler kurmasın.

 

Bu ucubeliğin arkasındaki temel sebep süreç içerisinde başörtüsüne hapsedilen tesettür ve moda çemberinin içerisinde öğütülen başörtüsü kimliğidir. Bugün çok az bir kısım haricinde toplumun yaygınında başörtüsünün anlamı, başörtüsü takan varlığın hayata verdiği mesaj vb. konular tartışılmaz, gündem olmaz hale gelmiştir. Başörtüsü siyasi yelpazelerin kozlarını paylaşmalarındaki ara mal haline getirilirken, bu yelpazenin sağında solunda, ortasından önünde yada arkasında duranların ortaya koydukları düşünce tarzları başörtüsünü kimliksizleştirmekte, başörtüsü takanları ise modasal alanın zorlayıcılığı içerisinde ucube tarzlara büründürmektedir.

 

O sebeple biraz insaf ve birazcık tesettür. Tesettürün birazcığı olur mu? Okulda, kursda, hastanede  açık, dışarıda -başörtülü- tesettüre uygun giyindiğini iddia ederken altı Şişhane üstü Mevlevihane görüntülerin içerisine kendini yakıştıranlara bundan daha ileri ne denilebilir ki!?....

YAZIYA YORUM KAT

4 Yorum