1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Bartın Özgür Der’de ‘’Suriye Direnişi’’ konulu seminer düzenlendi
Bartın Özgür Der’de ‘’Suriye Direnişi’’ konulu seminer düzenlendi

Bartın Özgür Der’de ‘’Suriye Direnişi’’ konulu seminer düzenlendi

Bartın Özgür-Der'in düzenlediği seminerler kapsamında, bu haftaki konuğu Hamza Türkmen oldu.

19 Ocak 2025 Pazar 16:00A+A-

Hamza Türkmen’in konuşmacı olduğu seminerde kısaca şunlar ifade edildi:

‘’ Bilad-ı Şam İslam coğrafyasında çok önemli bir yere sahiptir. Suriye’nin Lazkiye Ceble bölgesi denilince aklımıza İzzeddin Kassam gelmelidir. İhvan-ı Müslimin, Reşid Rıza, Hasan El Benna ile kol kola yürüyen şehid Kassam, Bilad-ı Şam’ın bölüştürülen parçaları Suriye ve Lübnan’da Fransız işgaline; Filistin’de de İngiliz işgaline karşı ilk silahlı cihad hareketini başlatan öncülerimizdendi.

Birinci Dünya Savaşı’nda Türkçü Osmanlı zabitlerinin Sina, Kudüs, Şam ve Halep cephelerini terk etmeleri sonuncu işgal edilen ümmet coğrafyasının önemli yerlerinden birisi Bilad-ı Şam idi. Bu bölgelerde pasifizme, uzlaşmacılığa ve işbirlikçiliğe karşı en dirayetli uyanış İhvan-ı Müslimin ile başladı.

Suriye’de Arap manda rejimi yerine 61 yıl önce Arap ırkçısı ve sosyalist eğilimli Baas Hareketi askeri darbeyle iktidara geldi. 08 Aralık 2024 tarihine kadar bu mücrim yapı zulüm ve işkencelerle 2014 den bu yana da batı, Rusya ve İran desteğiyle varlığını sürdürdü.

Rabbimize hamd olsun ki İhvan-ı Müslimin tabanıyla 1980-1982 yıllarında Suriye’de başlatılan kıyam; 2011 Arap Devrimleri sürecinin Suriye’ye sıçramasıyla “Eş-Şa’b Yurid İskat en-Nizam” haykırışları arasında 15 Mart 2011 tarihinden itibaren yeniden canlandı.

Diktatörlük rejimine yönelik barışçıl kitlesel protestolar katliamlarla bastırılmaya çalışılınca Zaruret-i Hamse gereği silaha sarılındı.

14 yıllık inişleriyle çıkışlarıyla direniş, bir devrim sürecine dönüştü.

08 Aralık tarihinde Hey’etu Tahrîri’ş- Şam yani HTŞ öncülüğünde ve iyi hazırlanmış bir strateji ile 12 günde zafer ve fetih geldi. Halep’ten Şam’a kadar Suriye’nin büyük bir bölümü özgürleştirildi ve Batı’nın, İran’ın, Rusya’nın fiili olarak desteklediği Nusayri kökenli ırkçı Esed Hanedanlığı Suriye Devrimi ile birlikte yıkıldı.

Allah’a hamd olsun. Geride yüzbinlerle, milyonlarla ifade edilen canlar, işkenceler, sürgünler pahası verilen 14 yıllık fiili bir mücadele; ve şehid düşen on binlerce mücahidin kanıyla kazanılan İslami bir zafer… Şehidlerimize rahmet olsun.

Suriye’de yaşanan Devrim Süreci her türlü vesayetten ve yabancılaşmadan kurtulup hakka ve adalete yürüme konusunda Kur’an nassları ve Resulullah (a)’ın zamanı aşkın uygulamaları doğrultusunda ışık veren bir örneklik ve dersler çıkartılacak bir yaşanmışlık imkânına sayfalarını açıyor.

Suriye Devrimi ve Geçiş Süreci Lideri Ahmed el-Şar’a (eski müstear adıyla Muhammed Cevlani veya Golani) şöyle diyordu: “Ben çocukluğumu Filistin için ne yapmamız gerektiğini düşünerek geçirdim. Beni cihad yoluna yönlendiren Filistin davası oldu.”

Bilad-ı Şam havzasında var olan ıslah, ihya ve inşa birikimi ile hemhal olan tüm İslami çalışmalar, Türkiye Müslümanlarına göre çok daha sahih ve uygulama alanı bulabilmiş bir müktesebata sahiptir.

Devrim sonrası bir heyetle gözlemde bulunmak için gittiğimiz Suriye’de, Devrim Sürecinin Şer’i Başkadısı Dr. Mazhar bizlere “Fethin yapılmasından daha zor olan, fetih veya zafer sonrası sorunların çözülmesi ve enkazın kaldırılmasıdır” açıklamasında bulundu. Cihad hareketinden sonra Devrim Süreci farklı bir evreye adım attı. Suriye halkına nasıl yaklaşılacaktı ve tahrip edilip parçalanan hayat şartları yeniden ayağa nasıl kaldırılacaktı?

Devrimci kadroların dilinde hep Kureyş sûresi vardı: “… Bu Beyt’in Rabbine kulluk etsinler. Onları yedirip açlıktan korudu ve onları korkudan güvene kavuşturdu.” Öncelikli vurgu “halkın doyurulması ve güvenliğin sağlanması” idi.

Adaleti, en başta Devrim’in öncüleri yönetimde ve ekonomik bölüşümde gerçekleştirmeliydi.

Suriye’nin bütünlüğü ve toplumsal güvenlik meselesi Resulullah’ın Yesrib’de gerçekleştirdiği “Medine Sahifesi Sözleşmesi” gibi Sünnisinden Hıristiyanına, Dürzisinden Nusayrisine; Arabından Kürdüne, Tükmeninden Çerkezine kadar ifsada kapalı ama İslamî ölçülerin garantisi altında halka yaşama özgürlüğü sunulacağı ifade edildi.

Küresel kapitalizmin ve seküler ulus devletlerin dış ve iç vesayeti altında yaşayan bütün insanlığın ve ümmetin örnek bir “Özgürleşme ve İslamlaşma” modeline ihtiyacı var.

Suriye’de Müslim kadroların iyi amelleri örnekliğimiz, yanlışları nass ve ümmet maslahatı temelinde müzakeremiz ve eleştirimiz olacaktır.

Gittik, gördük ve izliyoruz. Suriye’nin öncelikli ihtiyacı birilerinin ulusalcılık, liberallik veya laiklik telkinleriyle kurgulanacak bir Anayasa oluşturmak değildir. Öncelikli ihtiyaç ülke bütünlüğü, meskenlerin imarı, halkın zaruri hayat ihtiyaçlarını karşılamak, iç ve dış güvenliktir.

Dünden bugüne Suriye, bütün dünyanın ve insan hakları kuruluşlarının suskunluğu önünde derin acılar biriktiren bir cinayetler, cürümler ve yıkımlar müzesidir. Bu aşamada müminler olarak bizlere düşen görev, masa başı birikimlerle akıl öğretmek değil; nakdi ve ayni yardımlarımızla gerektiğinde emeğimizle müstezaf konumuna düşen Suriye halkının ve ülkenin yardımına koşmaktır. Bu konuda camiamızı temsilen Fetih Vakfı’nın da İHH’nın da gayretlerini tebrik etmeliyiz.

Suriye’nin bütünlüğünü İslam’sız düşünmemeliyiz.

Dolayısıyla Suriye Devrimi cahili önerilere kulak verip ülkenin ulusal sınır asabiyesini yükseltmeye değil; bilakis ulusal sınırları silikleştirecek ümmetçi bir kaynaşmaya yol açmalıdır.

Suriyeli kardeşlerimizin yeniden ıslah, ihya ve inşa mücadelesi, bütün İslamcıların mücadele safhalarıyla ilgili olarak hepimizin ortak problemidir.

Problemlerimizin aşılmasında ‘selamlaşma ve tearuf, tahkik ve tedebbür, ulu’l-emr şura’sına yönelmek, ortak akıl ve toplu ‘şahidlik’ görevi ise hepimizin üzerine farzdır.

Suriye’nin geleceği ile ilgili İslam yürekli çocukların Haleb duvarlarına çizdikleri illüstrasyon resimlerin altına yazdıkları veciz temenniler tüm ümmetin temennisi olsun:

“Daha iyi bir geleceğe el ele”

“Seni selametle yeniden inşa edeceğiz”

“Allah seni yeşillendirsin Suriye”

Program soru cevap faslı ve katılımcıların konuşmalarıyla sona erdi.

img-20250119-wa0004-003.jpg

img-20250119-wa0006.jpg

HABERE YORUM KAT

1 Yorum