1. YAZARLAR

  2. Resul Tosun

  3. Avrupa'nın benimsediği İslam, İsrail'e destek verecek bir İslam'dır
Resul Tosun

Resul Tosun

Yazarın Tüm Yazıları >

Avrupa'nın benimsediği İslam, İsrail'e destek verecek bir İslam'dır

24 Mayıs 2008 Cumartesi 04:16A+A-

Geçen hafta Brüksel'de yapılan Uluslararası Filistin Davasını Savunan Parlamenterler Birliği'nin üçüncü kongre/konferansına katılmış ve önceki iki yazımda bu kongreden bahsetmiştim. Bugün bu konuyu tamamlamak istiyorum.

15 Mayıs 2008 Perşembe günü kongrenin son çalışmalarını yaptığı gündü. İki çalışma atölyesi ve kapanış bölümünden ibaretti. Atölye çalışmaları tüm katılımcıların iştirakiyle yapıldığı için panel şeklinde gerçekleşiyordu.

İlk konuşma İngiliz Gazeteci Alan Hart'a ait idi. Siyonizmle ilgili hacimli bir kitap telif etmiş. Ancak yayınevleri basmaktan çekinmişler. Evini ipotek ederek kitabını bastırmış.

Alan Hart Yahudilikle siyonizmi birbirinden ayırarak makul Yahudileri değerlendirmesinin dışında tutuyor. Yahudiliğin bir din olduğunu her Yahudinin de dindar olmadığını belirtiyor sonra da siyonizmin Filistin'i işgal etmeyi ve büyük Yahudi devleti kurmayı planlayan bu konuda da taviz vermeyi kabul etmeyen bir ideoloji olarak değerlendiriyor.

Alan Hart Mesih'in Kuduse geleceğine inanan köktenci Hristiyanların Kudüs ile yakından ilgilendiklerini ve bu Hristiyanların Yahudi devletine nükleer silahtan daha tehlikeli olduğunu söylüyor. Sonra da ABD dahil batı dünyası siyonizme karşı bilinçlendirilmedikçe Siyonizm ile mücadelenin başarılı olamayacağını, batıda bazı çevrelerin Yahudilikle siyonizmi ayrı ayrı değerlendirmeye başladığını söylüyor. Siyonizmi dünya kamuoyuna iyi anlatmak için uluslararası bir lobinin oluşturulmasını teklif ediyor.

Hollanda'da yaşayan ve özgürlükler için mücadele eden Abdulmuttalib Ebuzerda isimli araştırmacı da benzer bir yaklaşım sergileyerek batıda kamuoyunun Ortadoğu konusunda tek taraflı bilgiye sahip olduklarını, Ortadoğunun tek demokratik ülkesinin İsrail olduğuna inandıklarını bu yüzden İsrail'i desteklediklerini ayrıca İsrail'e destek verenlerin demokrat, karşı çıkanlar ise ırkçı olarak kabul edildiğini söyledi..Avrupa Hirsitiyan ve Yahudi kıtası olarak kabul ediliyor ve bu iki dine mensup olmayana karşı önyargılı davranılıyor dedi. Batı arap ile Müslüman arasındaki farkı da bilmiyor, onlara göre bütün Araplar Müslüman, bütün Müslümanlar da kendileri İsrail'i destekledikleri için ırkçıdır kanaatine sahip olduklarının altını çizgi. Son olarak Avrupa'nın benimsediği İslam, İsrail'e destek verecek bir İslam'dır. Bu yüzden kamuoyunu doğru bilgilendirecek bir çalışmaya ihtiyaç vardır dedi..

Belçikalı bir öğretim üyesi olan ve kendisini komunist olarak tanıtan Nadine Rosa Rosso'nin tebliği de dikkatle dinlendi. Özetleyecek olursak Rosso şunları söyledi:"Ortadoğu sorununun da Filistin sorunun da tek sorumlusu ABD emperyalizmi ve onun destekçileridir. ABD'nin Afganistan, Irak Suriye ve İran politikalarını Belçika komunistleri olarak desteklemiyoruz. ABD ve AB kendilerini terörden korumak istiyorlarsa üçüncü dünya ülkelerine savaş açmaktan vazgeçmelidirler. Biz Avrupa'daki tüm okullarda başörtüsünün serbest olmasını savunuyoruz. Biz komunist olarak 2. dünya savaşından sonra mağdur olan Yahudileri koruduk korumak için gayret sarf ettik şimdi de Filistin'deki mazlumları İsrail zulmüne karşı koruyoruz ve korumak için çalışıyoruz."

Rosso ayrıca Avrupa'daki İslamafobia ile mücadele edilmesinin gerekliliğini vurguladı.

Önemli bir tebliğ de Lübnanlı Tuğgeneral Emin Hutayt tarafından sunuldu. Ancak bu tuğgerenal bir gün önce Türkiye'nin İsrail ile Suriye arasındaki arabuluculuğuyla ilgili olarak bir makale dağıttı. Makale Türk hükümetlerinin Filistin konusunda ayırım yapmadan değerlendirmeye tabi tutuyordu. Katılımcıları Türkiye aleyhine yönlendirebilecek bir yazıydı.

Bu yüzden en son konuşmayı ben yaptım.

Dedim ki: "Tuğgenaral Emin Hutayt dün sizlere bir makale dağıttı. Orada Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasındaki arabulucuğunu ele alıyordu.

Öncelikle bilinmesinde fayda vardır ki, 2002 yılından beri iktidarda olan hükümet ile önceki hükümetleri birbirine karıştırmamanızı beklerim. Çünkü bu hükümet her alanda olduğu gibi dış politikada da yeni bir anlayış sergilemiş ve komşularından başlayarak bölge ve tüm dünya ülkeleriyle ilişkilerini düzeltmeye ve geliştirmeye gayret etmiş bir hükümettir. Batıya yönelirken doğuyu ihmal etmemiş doğu ile ilgilenirken batı ile müzakere sürecini başlatma başarısını göstermiştir.

Bütün komşularıyla ilişkilerini geliştirmiş. Bunu yaparken de hem kendi çıkarlarını hem bölge çıkarlarını gözetmiş bu hususta kimi baskılara da göğüs germiştir. Mesela 10 sene önce Türkiye ile Suriye arasında neredeyse harp çıkacak kadar ilişkiler gergindi. Şimdi ise Beşşar Esed'in tabiriyle bir millet iki devlet gibiyiz. Bütün komşularımızla ilişkilerimiz düzelmiştir. Yunanistan, Bulgaristan ve İran ile de ilişkilerimiz iyidir. Hatta doğalgaz anlaşmasını imzalamayalım diye yapılan baskılara Türkiye göğüs germiş ve anlaşmayı imzalamıştır.

Filistin'e destek konusunda bilmenizi isterim ki Türk hükümeti başbakanıyla bakanlarıyla sizden geri kalacak değillerdir kalmamışlardır. Maddi ayni yardımların yanı sıra görevlilerin eğitiminden ticaret ve sanayi merkezleri kurmaya kadar burada sayamayacağım kadar önemli yardımlar yapılmıştır. Hem devlet olarak hem de sivil toplum örgütleri olarak Türkiye sürekli Filistin'in yanında yer almıştır.. Hatta bu yüzden bütün ülkelerle ilişkilerimiz iyileşirken zaman zaman İsrail ile gerilmiştir. Mesela Şeyh Ahmet Yasin'in suikastinde başbakan İsrail'in yaptığına en sert tepkiye vermiş ve süikastı devlet terörü diyerek kınamıştır.

Türk hükümetinden Filistin aleyhine bir adım atılmasının mümkün olmayacağını bilmenizi isterim.

Suriye ile İsrail arasındaki meseleye gelince. İsrail büyük bir sıkıntı içindedir. Bir taraftan Suriye, bir taraftan Hizbullah bir taraftan Hamas öte yandan içerdeki muhalefet İsrail hükümetini bunaltmıştır. İsrail Suriye ile barış yapmak isteğini Esed'e iletmesi için Türkiye'den talepte bulunmuştur. Hükümet de bu aracılığı kabul etmiştir. Mesajı yerine ulaştırmıştır. Esed ailesinin diplomasideki mahareti malum.

Türkiye dünyadaki bütün taraflarla iyi ilişki içinde olan önemli bir devlettir, Türkiye bir köprü vazifesi görmektedir. Türkiye Avrupa Birliği içinde de Filistin davasına sahip çıkacak bir devlettir.

Ayrıca bir hususun daha altını çizeyim Belçikalı bayan Rosso'nun İslamafobia ile ilgili Türk hükümetinin gayreti gözünden kaçmış olmalı. Çünkü Türkiye İslamafdbia ile mücadele edilmesi gereğini AB'ye kabul ettirmiştir."

Yeni Şafak gazetesi

YAZIYA YORUM KAT