1. YAZARLAR

  2. Mümtazer Türköne

  3. Anayasa Mahkemesi hukuka bağlı mı?
Mümtazer Türköne

Mümtazer Türköne

Yazarın Tüm Yazıları >

Anayasa Mahkemesi hukuka bağlı mı?

11 Haziran 2010 Cuma 17:53A+A-

Anayasa Mahkemesi bu sorunun cevabını, anayasa referandumu kararıyla verecek. Anayasa ve hukuk kuralları tereddüde meydan vermeyecek şekilde, Anayasa Mahkemesi'nin referandum paketini iptal edemeyeceğini söylüyor.

Anayasa Mahkemesi'nin uygulamak zorunda olduğu 148. madde, dağ gibi önümüzde duruyor. Mahkeme'nin, referandumu engellemek için bu anayasa hükmünü alenî olarak çiğnemesi gerekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı çiğnemesi de, bir hukuk garabeti ile karşılaşmamız için yeterli değil. Anayasa Mahkemesi henüz yasalaşmamış bir anayasa değişikliği paketine de müdahale etmek zorunda. Engellenen şey mutasavver anayasa hükümleri değil, halkın bu konuda iradesini göstermesi olacak. Öyle ya, halk bu paketi kabul veya reddedebilir. Anayasa Mahkemesi halkın reddetmesi ihtimalini de önlemiş olacak. Henüz sona ermemiş bir yasa yapma sürecini yargılayacak ve hüküm verecek.

Anayasa Mahkemesi'nin paketi şekil açısından incelemesinde bile sorun var. Ya referandumu engellerse. Paketin içindeki maddeleri esastan incelemeye geçer ve genel endişeye uygun şekilde kritik maddeleri paketten çıkartırsa. Eğer, Anayasa Mahkemesi referandumu bu şekilde engellerse ne olur?

İlk olacak olan şu: Bir hukuk devletinde yaşadığımızdan artık hepimiz kuşku duyacağız. Anayasalı bir devletin çatısı altında, anayasa güvenceleri altında yaşamak bir yana, asgari olarak işleyen bir anayasal düzen içinde yaşamadığımız kanaatine varacağız. Sorun basit bir anayasa paketi sorunu değil. Pakette yer alan maddelerin çok ötesinde hukuk devletine dair çok kritik bir tartışmanın içindeyiz.

Referandumun engellenmesi, Anayasa Mahkemesi'nin kendisini hukukun üstünde görmesi anlamına gelecek. Çünkü Anayasa Mahkemesi hukuka değil, ideolojik tercihlerine uymuş olacak. Yazılı hukuk kuralları var. Bu kuralların Anayasa'da yer alan somut maddeleri, Anayasa Mahkemesi'nin sahip olduğu tercihleri sürdürmek için yeterli değil. O zaman bu kuralları yok sayabilirsiniz. Anayasa'nın başlangıç ilkeleri ile HSYK üyelerinin atama yöntemi arasında kurulacak ilişki, sadece ideolojik önyargılarla, devleti korunması gereken bir ideolojik mevzi olarak algılamakla açıklanabilir. Siz bu işi Anayasa'nın açık hükmüne rağmen yaparsanız, Anayasa'nın yerine de siz geçmiş olursunuz. Sonuçta ne olur? Anayasası olmayan, sadece anayasa yerine kararlar veren yargıçlarınız olur.

Sorun şurada: Böyle bir devleti yaşatamazsınız. Anayasası olmayan böyle bir devletle, halkınızı hukuk güvenceleri altında tutamazsınız. Halkınızı hukuk güvencesi altında tutamayınca o ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlayamazsınız. Halkın iradesi yerine bir düzine yargıcın ideolojik endişeleri geçince, düzenli ve öngörülebilir bir devlet cihazına sahip olamazsınız. Çünkü bu cihazı işletemezsiniz. İşletemediğiniz devlet cihazı ile hiçbir millî çıkarınızı koruyamazsınız. Düşmanlarınızla baş edemezsiniz. Dostlarınıza güven veremezsiniz. Gelişemezsiniz. İlerleyemezsiniz.

Anayasa Mahkemesi'nin alenî bir anayasa kuralını çiğnemesi ve halk iradesinin tecellisinin engellemesinin başka bir anlamı yok. Parlamento'ya dönüp, "senin yeni kuralları halka götürmene izin vermiyorum" demesi, Parlamento üzerine inşa ettiğimiz bütün siyasal sistemin, parlamenter demokrasinin felç edilmesi demek. Halka dönüp, "senin yeni anayasa kuralları konusunda irade sergilemene izin vermiyorum" demesi ise demokrasinin bu ülkede imkânsız olması demek.

Türkiye'nin uğraştığı dev sorunları gözünüzün önüne getirin. Türkiye iddialı bir dış politika ile sadece bölgenin değil, dünyanın dengelerini değiştirmeye çalışıyor. Yılların terör sorunu, demokratik açılımla büyüyen Türkiye'nin küçülen bir sorununa dönüşüyor. PKK'nın referandumu protesto etmeye hazırlandığı sırada, Anayasa Mahkemesi'nin bu protestoyu bile gereksiz kılacak bir karar vermesi ne anlama gelecek?

Anayasa Mahkemesi üyeleri, sadece yargıç olduklarını ve onlara üstlendikleri görevi veren, yani onları var eden kurallarla kayıtlı olduklarını hatırlamalı. Yoksa onların Türkiye'ye vereceği zarar, en yakın düşmanlarımızın hayallerinden bile büyük olacak.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT