
Akademide şebbiha vızıltıları
Esedcilikten vazgeçmeyen Şebbiha ruhlular hiçbir pişmanlık göstermeden Esed canisinin yaptığı zulümleri örtbas etmeye çalışıyorlar.
HAKSÖZ HABER
Esed ve şürekâsı İran, Rusya, Hizbullah vahşetine karşı Suriye halkının direnişini karalamak için akla hayale gelmedik iftiraları atmaktan çekinmeyen İrancı, şii, sol, alevi, Kemalist, ulusalcı, Kürtçü, Saadetçi, Haydar Başçı unsurlar Devrimle birlikte büyük bir yenilgiye uğradılar. Rabbimizin büyük bir lütfuyla gerçekleşen Şam’ın fethi sürecinin sinelerinde meydana getirdiği acıyı verdikleri tepkilerden anlamak mümkün.
Bütün dünya koca bir Suriye halkının çektiği acılar ve sonrasında gösterdiği tarifi imkânsız sevinç gösterileri karşısında bir özeleştiri yaparak niçin bu mücadeleye yeterince destek vermediklerini sorgularken Esedcilikten vazgeçmeyen bu Şebbiha ruhlular ise hiçbir pişmanlık göstermeden devam ediyorlar. Hiç utanmadan koca gerçekleri yok sayarak, hiçbir şey olamamış gibi halkın mazlumiyetini boşa çıkarmaya çalışıyorlar. İktidarın sağlamış olduğu özgürlük ortamını fırsat bilerek akademiye çöreklenmiş adamları vasıtasıyla kara propagandalarını devam ettirmekten çekinmiyorlar. Mezhepçi histerilerini her fırsatta yansıtan Hüseyin Hatemi’nin ya da Türkiye toplumunun meşhur komplocu yapısını kullanarak ucuz ve basit bir mesele olan ‘Algı yönetimi’ üzerinden prim yapmaya çalışan Mücahit Gültekin’in sincise fırsatını bulduğu her olguyu Suriye halkının aleyhinde kullanma ve itibarı yerlerde sürünen İran’ı şirin göstermek için takla üstüne takla atması buna örnek verilebilir.
Kıble bildikleri İran’da burada sahip oldukları düşünce ve ifade özgürlüğünün onda birini göremeyecek Şebbiha artıkları Esed devrilmesine rağmen yine de içlerindeki kinin büyüklüğünden çirkin yüzlerini sergilemekten vazgeçmiyorlar. Akademide örgütlenmiş örneklerinden biri olan Ahmet Altungök’de olduğu gibi hem Ahmet Şara ve diğer devrimci önderlere yönelik karalamaları devam ettiriyorlar hem de Suriye halkına yönelik Sednaya Cezaevi başta olmak üzere Esed canisinin yaptığı zulümleri örtbas etmeye çalışıyorlar. Şebbihalık ne zamandan beri akademik çalışmanın içerisine giriyor merak etmemek elde değil. Türkiye’de Müslüman halkın ve iktidarın Esed karşıtı tutumu bilinmesine rağmen bu mezhepçi unsurların açık bir kara propaganda içerisinde olmaları bu Şebbihaları birileri mi koruyor sorusunu akıllara getiriyor?
HABERE YORUM KAT