Başörtüsü yasağı ile ilgili bir sinevizyon gösteriminin ardından başlayan seminerde sorunun tarihi ve hukuki boyutları üzerinde duruldu.

İlk konuşmacı olarak söz alan Zehra Türkmen, yeni kurulan rejimin halka uyguladığı baskı/korku politikasından ve bunun sonuçlarından bahsederek Şule Yüksel Şenler ile başlayan başörtüsünün yaygınlaşması ve Hatice Babacan tarafından ilk defa üniversiteye taşınması süreçlerine değindi. Türkiye'nin darbeler ile anılan tarihinde 28 Şubat'ın başörtüsü sorunu için bir dönüm noktası olduğunu hatırlatarak yasağın ilk olarak nasıl başladığını ve Müslümanların bu duruma karşı nasıl bir tavır takındıklarını, ortaya koydukları eylemliliği ve yaşadıkları sorunları anlattı. Türkmen, yaşadığımız rahatlamanın ve elde ettiğimiz kısmi özgürlüklerin sevindirici olduğunu ancak adaletin tam olarak sağlanması için yasağın uygulayıcılarından hesap sorulması ve Başörtüsü yasağının yanı sıra Müslümanların inançlarını yaşamalarını kısıtlayan her türlü haksız uygulamanın kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Zehra Türkmen konuşmasına direnenlerin bıraktığı örnekliğin ve direnişin onurunu taşımanın önemini hatırlatarak son verdi.

 Programın ikinci konuşmasını yapan Avukat Gülden Sönmez ise öncelikle yasak boyunca yaşadıkları bir takım olayları, İmam Hatip Liselerindeki çocuk yaştaki öğrencilerin direnişlerini ve maruz kaldıkları uygulamaları anlattı. Kendilerinin de azmini arttıran örnekliklerden bahsederek bunların anlatılması, yazılması ve okunması gerektiğini vurguladı. Yasak boyunca mahallelerde  "Haklarımız" konulu toplantılar düzenlediklerini aktaran Gülden Sönmez, haklarımızın neler olduğunu bilmenin ve bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda hukuki mücadele yollarını kullanabilmek için gerekli olan teknik bilgiye sahip olmanın önemine değindi.  Sönmez sözlerini sorunun çözümü için pazarlık masasına oturmanın yanlışlığını vurgulayarak bitirdi.

Katılımcıların soruları ve bunlara verilen yanıtların ardından program sona erdi.