1. YAZARLAR

  2. Abdülkadir Selvi

  3. Açığa alınabilirler
Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yazarın Tüm Yazıları >

Açığa alınabilirler

22 Temmuz 2011 Cuma 06:00A+A-

Dursun Çiçek, Sultanahmet Adliyesi'nden çıkarken, yolunu şaşırır gibi yapmış, kameraların önünden geçmişti.

O görüntü dahi karargahı hop oturtup hop kaldırmaya yetmişti.

"O arkadaş" diye söz ediyorlardı kendisinden...

İsmini bile anmak istemiyorlardı.

Aslında bir korkuyu ifade ediyordu bu durum.

Hani bir söz vardır ya, "Konuşursam, yer yerinden oynar" diye.

Dursun Çiçek, konuşursa yer yerinden oynayacak bir adamdı.

Ve o adam, konuşacağının sinyallerini vermeye başladı.

İnternet Andıcı'yla ilgili ifadesi o açıdan çok önemli.

Çiçek'in verdiği bilgiler ışığında İlker Başbuğ'un ifadesine başvurulması söz konusu.

Rütbesinin çok ötesinde bir adam Dursun Çiçek...

Bir gün İçişleri eski Bakanı Nahit Menteşe, "Başbakan beni aşağıda bırakıyordu, helikopterde yanına Mehmet Ağar'ı alıyordu. her şeyi onunla konuşuyordu" demişti.

Başbakan Tansu Çiller'di.

Mehmet Ağar da Emniyet Genel Müdürü'ydü.

1990'lara damgasını vuran kudretli bir isimdi.

Hani rütbelerinin çok ötesinde etkisi olan isimler vardır ya onlardan biriydi.

Dursun Çiçek de öyle biri aslında.

Daha önceki adı "Toplumsal İlişkiler Başkanlığı" olan ve darbe süreçlerinin oluşturulması ve yönetilmesi görevini üstlenen "Bilgi Destek Ünitesi"nin başındaki adamdı.

Darbeler konusunda askerin, "kara kutu"larından biriydi.

Cuntanın hafızasıydı.

O nedenle konuşması çok önemli.

Ve süratle "Tanık Koruma Programı"na alınması gerekiyor.

Her şeyi bilen adamlardan biriydi ama her şeye karar veren değildi.

O nedenle, önce, "Islak İmza"sı inkar edildi. Gerçek çıkınca, "Kağıt Parçası" diye korunmaya çalışıldı. Ama iş ciddiye binince, cuntanın, "Kim yakalanırsa tanımayız" kuralı gereği ortada bırakıldı.

Dursun Çiçek'i konuşmaya iten neden nedir bilmiyorum.

Ama eşinin başına gelenlerden sonra konuşmaya karar verdiğini tahmin ediyorum.

Şimdi bir itirafta da ben bulunacağım.

1 yıl önceydi.

Dursun Çiçek'in eşi Gülşen Çiçek'le ilgili bir bilgiye ulaşmıştım.

Görev yaptığı Ziraat Bankası'yla ilgili bir haberdi.

Dursun Çiçek tutukluydu.

Her ne sebeple olursa olsun eşi hapiste olan bir kadın aleyhinde yazamam dedim.

Ve yazmadım.

Dursun Çiçek tutuklu diye eşinin tayininin Ardıhan'a çıkarılmasını kabullenemiyorum.

Darbe sanığı dahi olsa bu mücadele eşler ve çocuklar üzerinden yapılmamalı.

Bu arada çok önemli bir gelişme de Şemdinli Davası'nda yaşandı. Mahkeme, "İyi çocukların paşası" Büyükanıt'la ilgili suç duyurusunu işleme koydu.

1993 yılıydı.

Bahtiyar Aydın Paşa kuşkulu bir şekilde öldürülmüştü.

Koalisyon ortağı ve Başbakan Yardımcısı olan Deniz Baykal, bir astsubay tarafından Lice'ye sokulmamıştı.

Genelkurmay Başkanları'ndan hesap sorulduğu bir döneme geldik.

Silvan soruşturmasına bu gözle bakabiliriz.

Mülkiye Müfettişleri üç gündür bölgede.

Yaralı askerlerle konuştular, çatışma alanında incelemelerde bulundular.

Yapacakları tespitler önemli olacak.

Çünkü Bakanlar Kurulu'nda olayla ilgili ihmaller değerlendirildi.

İçişleri Müfettişleri'yle birlikte Başbakanlık Teftiş Kurulu'na da inceleme yapması için talimat verildi.

Peşinen kimsenin suçlanması söz konusu değil.

Ama Mülkiye Müfettişleri'nin tespitleri ışığında, ihmali olduğu tespit edilen isimler açığa alınabilir.

Genelkurmay'ın soruşturmasında olduğu gibi. hesap vermesi gereken Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu'nu soruşturma komisyonunun başına getirmek gibi bir şey değil bu.

Müfettişlerin tespitleri ışığında Karaosmanoğlu hakkında işlem yapılması sürpriz olmaz.

Açığa alınabilir.

Ama asıl önemi olan, bu yaz ordunun profesyonelleşmesi ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın statüsü konusunda ciddi bir çalışma yapılacak olması.

Sicil, terfi ve atama yönünden TSK'ya, ama şema üzerinde İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir Jandarma teşkilatımız var.

Jandarma'nın Emniyet Genel Müdürlüğü tarzında yapılandırılması, Jandarma Yüksek Okulu ve Jandarma Akademisi gibi eğitim kurumlarının oluşturulması gibi öneriler gündemde.

Samsun'da olduğu gibi düğünden dönen çocuğu teröristle ayırt edemeyen acemi Jandarma erleri yerine, kır polisliği gibi profesyonel elemanlardan oluşan bir yapının kurulması neden düşünülmesin.

Bu yaz, yeniden yapılandırma çalışmaları nedeniyle bazıları için daha bir sıcak geçecek.

Ne demişler, "Karşıki dağlar cenderme cenderme".

YENİ ŞAFAK 

YAZIYA YORUM KAT