Somali’de neler oluyor?

Devlet Başkanı Şeyh Şerif Ahmed, Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Amerikan büyükelçiliğinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın huzurunda, ABD yönetimini Somali’deki İslamcı örgüte karşı kışkırttı ve bu örgütle savaşabilmek için ABD’den askeri destek istedi.

Şeyh Şerif CIA’e çalışmış olsaydı, Somali’ye güçlü Amerikan müdahalesine yönelik çağrısı anlaşılabilirdi. Fakat kendisi devlet başkanı olmadan önce, ABD’nin Somali ve Müslümanlara karşı yıkıcı politikalarına direnen radikal İslamcı bir örgütün lideri ve komutanıydı.

Somali’deki Birleşik İslam Mahkemeleri, bakanları maaşlarını Nairobi’deki Amerikan elçiliğinden alan geçici hükümete karşı zaferden zafere koşan bir örgüttü. Yeni Somali devletini şeriat üzerine kurmayı amaçlıyorlardı. Bu nedenle de Şeyh Şerif ve örgütü Amerikan terör listesine konulmayı hak etti.

Bu cihatçı lider ve onun savaşçı güçleri, Etiyopya hükümetinin Birleşik İslam Mahkemeleri devrimine son vermesi yönündeki Amerikan talebine icabet ederek gönderdiği işgalci güçlere karşı kahramanca direnmişti. O zaman, Şeyh Şerif niçin ABD’ye düşman konumdan taraftarlarının büyük bir kısmının ayrılıp ‘El Şebab’ adlı bağımsız bir İslamcı örgüt kurmasına yol açacak derecede bir Amerikan müttefiki haline geldi?

Bu hayati soruya yeterli yanıt bulunmuş değil, ancak üzerinde durulması gereken göstergeler var. Öncelikle, ABD Şeyh Şerif’in askeri yardım talebine hemen karşılık verdi ve ilk parti olarak 80 ton silah göndermeyi kararlaştırdı. İkincisi, Somali’de Afrika güçlerinden oluşan savaşçı bir birlik var ve bu birliğin ‘barışı koruma’ gücü olması öngörülürken, Washington’ın Afrika hükümetlerinden talebiyle Şeyh Şerif’le dayanışma içinde olan savaşçı bir güç haline geldi. Üçüncüsü, ABD Eritre’yi Şeyh Şerif’e sıkıntı veren ‘El Şebab’ örgütüne askeri desteğini sürdürmesi halinde yok etmekle tehdit etti.

Acaba Şeyh Şerif Amerikan desteğiyle Somali’nin yöneticisi olarak kalmak için İslami gündemini tamamen bırakma kararı mı aldı? Kendisi, el Şebab hareketi liderlerini eleştirirken dini siyasi bir araç olarak kullandıklarını ve buna asla müsaade etmeyeceğini belirtti. Görünen o ki, onları yarın terörist olarak damgalayacak. (Katar gazetesi Vatan, 11 Ağustos 2009)

RADİKAL