1. YAZARLAR

  2. İhsan Süreyya Sırma

  3. Abdulkadir Molla'nın idamı ve Müslümanların milliyetçilik virüsü
İhsan Süreyya Sırma

İhsan Süreyya Sırma

Yazarın Tüm Yazıları >

Abdulkadir Molla'nın idamı ve Müslümanların milliyetçilik virüsü

17 Aralık 2013 Salı 21:00A+A-

'Batı ülkeleri durmadan birleşiyor ve kendi çıkarları için de ellerinden geldiğince Müslümanları küçük küçük devletçiklere bölüyorlardı ki bu siyaset, Kur'an'da zikri geçen 'Firavun siyaseti'dir: Sömürebilmek için, mümkün mertebe bölmek! İşte Abdulkadir Molla, Müslümanların 'milliyet uğruna' bölünmemelerini savunduğundan ve Pakistan'la kendi aralarında yapılan savaşa karşı çıktığından tevkif edilerek geçtiğimiz günlerde idam edildi.'

1960'lı yıllardı. Paris'te doktora öğrencisiyim. O zamanlar Paris'te doktora yapmakta olan Müslüman öğrenciler, haftalık seminerler yapmak üzere bir dernek kurmuş, Rue Alésia'daki mütevazı lokalimizde bilimsel faaliyetler yürütüyorduk. Seminerlerimizin çoğunu da rahmetli Muhammed Hamidullah Hocamız yapıyordu. Bir defasında, henüz arkadaşlar gelmeden ve hocamızla oturuyorken, kendisine neden Hindistan'ı terk ettiğini sordum.

Bana şöyle anlattı:

'1940'lı yıllardı. Hindistan'da, Hukuk Fakültesi'nde asistandım. O zamanlar İngilizler o büyük kıtayı sömürmekteydiler. Özellikle Müslümanlarla Hinduların arasında problemler çıkarıyor, bu iki grubun birbirleriyle görüşmesine mani oluyorlardı. Çünkü Müslüman ve Hindu aydınlar, Hindistan'daki İngiliz emperyalizminin son bulmasını istiyor, bir araya gelip bunun için faaliyetler yapıyorlardı. Bu faaliyetlerin baş aktörlerinden bir tanesi de Gandi idi. İngilizler bu yöntemde başarılı olamayınca, Müslüman ve Hinduları birbirinden ayırmak için, Hindistan'ı ikiye bölmek istedi. Gerek Müslüman aydınlar, gerekse Hindu aydınlar bu bölünmeye karşı idiler. Ben de İngilizlerin bu oyununa karşı çıkıyordum. Bunun üzerine İngilizler, karşı çıkanları bir şekilde yok etmeye başlayınca, ben de Hindistan'dan hicret etmek mecburiyetinde kaldım. Ve İngiltere 1948 yılında bu şeytanca projesini gerçekleştirerek, Hindistan'ı ikiye böldü. Onun için dünyada iki devlete girmem yasaktır: Benim ülkem olan Hindistan ve ülkemi 'Pakistan', 'Hindistan' diye ikiye ayırmış olan İngiltere'.

Aynı yıl, yani 1948 yılında, Müslümanlar için acı bir olay daha yaşandı: Birinci Dünya Savaşı sıralarında İttihad ve Terakki cuntasının meşhur paşalarının Filistin bölgesinden Müslüman askerini çekmesiyle, adeta İngilizlere 'buyur' denilerek, oralar bu emperyalistlere 'peşkeş' çekildi. Ve 1948'e gelince de, 'ulusçu' CHP iktidarının basiretsizliğiyle (yardımı ile dememek için) orada 'gayrimeşru' İsrail devleti kuruldu. CHP iktidarı da, bu 'de facto' devlet(!)i ilk tanıyanlardan oldu. Oysa ki devlet yapılan topraklar, yani Kudüs, kendi topraklarıydı.

ŞİMDİ GELELİM ABDULKADİR MOLLA HADİSESINE:

Yıl 1971 Ocak ayı. Paris'te bir markette alışveriş yapmaktaydım. Birçok markette olduğu gibi orada da bir fon müziği çalınıyordu. Aynı müzik sürekli çalınınca dikkatimi çekti ve kulağımı kabarttım. Şarkıyı söyleyen kadın, durmadan 'Bangladesh' deyip duruyordu. Oysa ki o tarihte henüz Bangladeş diye bir devlet yoktu. Yoktu amma, oluşturulmak isteniyordu. Nitekim Doğu ve Batı Pakistan diye bir devlet vardı ki, o zamanlar en büyük İslâm devleti o idi: Batı Pakistan, bugünkü Pakistan; Doğu Pakistan da, daha sonra oluşturulan 'Bangladeş'ti. Batı bu şekilde büyük bir İslâm devletinin varlığını hazmedemedi ve Bengalilerin içine 'milliyetçilik virüsleri'ni ekerek ve de her türlü yardımı yaparak Bengal bölgesinin bağımsızlığı teranesini ortaya atarak, tıpkı 'büyük Hindistan'ı parçaladıkları gibi, 'büyük Pakistan'ı da parçalamak istediler. Önce yöresel çatışmalar, sonra da İngiltere'nin güdümünde olan Hindistan'ı devreye sokarak, 1971 savaşını çıkarttılar. Nihayet, bütün Batı dünyasının desteğiyle 'Bangladeş devleti' kuruldu. Oysa ki Müslüman aydınları, bu bölünmeye karşıydılar ve mücadele veriyorlardı ki, Abdulkadir Molla da onlardan biriydi. Çünkü görüyorlardı ki Batı ülkeleri durmadan birleşiyor ve kendi çıkarları için de ellerinden geldiğince Müslümanları küçük küçük devletçiklere bölüyorlardı ki bu siyaset, Kur'an'da zikri geçen 'Firavun siyaseti'dir: Sömürebilmek için, mümkün mertebe bölmek! İşte Abdulkadir Molla, Müslümanların 'milliyet uğruna' bölünmemelerini savunduğundan ve Pakistan'la kendi aralarında yapılan savaşa karşı çıktığından tevkif edilerek geçtiğimiz günlerde idam edildi.

Bu olay bir daha göstermiştir ki, Müslümanlar milliyetçilik asabiyetlerini bir tarafa bırakmadıkları ve Allah'ın emrettiği gibi imânda birleşmedikleri sürece daha çok bölünecekler ve daha çok Abdulkadir Molla'lar idam edilecek!…

Allah bütün Müslümanlara iz'ân versin ve bu 'milliyetçilik virüsü'nden muhafaza etsin. Âmin.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT