1. HABERLER

  2. HABER

  3. Yüce Divan Oylaması ve Verilen Fireler
Yüce Divan Oylaması ve Verilen Fireler

Yüce Divan Oylaması ve Verilen Fireler

Dört eski bakan için Meclis'teki oylamadan AK Parti'nin oylarıyla Yüce Divan kararı çıkmadı. Ancak 4 oylamada da AK Parti fire verdi. En fazla fire 48 oy ile Bağış'ta, en az fire ise 14 oy ile Bayraktar'da verildi.

21 Ocak 2015 Çarşamba 08:46A+A-

Meclis, Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında adı geçen 4 eski bakanı Yüce Divan'a göndermeme kararı aldı. Oylamalar sırasında AK Parti fire verdi. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan için 38, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler için 43 olan fire sayısı, eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın oylamasında 50'ye ulaştı. AK Parti, en az fireyi ise 14 oy ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oylamasında verdi. 

İlk oylama Zafer Çağlayan için

Meclis'te ilk oylama eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan için yapıldı. 242 milletvekili Çağlayan'ın Yüce Divan'a gönderilmesi, 264 milletvekili gönderilmemesi yönünde oy kullandı. 7 milletvekilinin çekimser kaldığı oylamada, 1 oy boş, 3 oy geçersiz çıktı.

İlk oylamada 38 fire

Bu ilk tabloya bakıldığında AK Parti'nin fire verdiği anlaşılıyor. Zira, muhalefet partileri ve bağımsızların Meclis'teki sandalye sayısı 223. Çağlayan'ın Yüce Divan'a gönderilmesini isteyenlerin sayısı ise 242. AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal Meclis'te gazetecilerin "Kaç fire var?" sorusuna "38 görünüyor" dedi. 

İkinci oylama Güler için

Meclis'te Çağlayan'ın ardından ikinci oylama eski İçişleri Bakanı Muammer Güler için yapıldı. Güler hakkında muhalefetin "Yüce Divan'a gönderilsin" şeklindeki önergelerinin okunmasının ardından Çağlayan'da olduğu gibi illerin alfabetik sırasına göre oylama yapıldı. Birinci oylamaya katılan 3 muhalefet milletvekili mazeretli olarak ikinci oylamaya katılmadı. Tansiyonu yükselen CHP Milletvekili Sabahat Akkiraz hastaneye götürüldüğü için, İdris Naim Şahin ve İdris Bal ise bir televizyon programına katıldıkları için ikinci oylamada yer almadı. Yani ilk oylamaya muhalefetten mazeretli katılmayan 8 kişiye ikinci oylamada 3 kişi daha eklendi, toplam sayı 11 oldu.

AK Parti'de fire 43'e çıktı

Muhalefet partileri ve bağımsız bloğunun 223 sandalye sayısına sahip olduğundan hareketle oy kullanmayan 11 kişi çıkarıldığında, 212 kişinin Güler’in “Yüce Divan’a sevki” yönünde oy kullandığı hesabı yapılıyor. Kabul sayılarının ikinci oylamada 241 çıktığı gözönünde bulundurulduğunda muhalefet bloğuna 29 da AK Parti’den kabul oyu eklendiği görülüyor. Muhalafetin hesabına göre 6 çekimser, 4 boş ve 4 geçersiz oyun da eklenmesiyle AK Parti’nin fire sayısı Güler'in oylamasında 43’e ulaşıyor. 

yolsuzluk_bakanlar_oylama-sonuclari-fire-4-eski-bakan.jpg

Oylamayı değerlendiren Muammer Güler, "Önemli olan 276'yı bulmamasıydı. Bulmadı. Hayırlı olsun" dedi.

Güler için verilen oyların sayımının ardından usul tartışması yaşandı. Oylama sonucunda Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı Yüce Divan'a sevk önergesinin kabulü için 276 kabul oyu çıkmadığını belirtti ve komisyon raporunun kabul edildiğini söyledi. Muhalefet ise buna itiraz etti, salt çoğunluk olan 276'ya ulaşılamadığı için komisyon raporunun da kabul edilemeyeceği görüşünü dile getirdi. 

Kılıçdaroğlu: Meclis'te hırsız var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ikinci oylamanın ardından gazetecilerin sorusu üzerine, "Tek cümle söyleyeyim; Meclis'te hırsız var" değerlendirmesini yaptı.

Parlamenotunun üzerinde ciddi bir gölge bulunduğunu ve bundan rahatsızlık duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bütün dünyanın bildiği bir yolsuzluk olayı yüce divana gönderilmedi. Parlamento bu şaibeyi ortadan kaldırabilirdi. 4 bakanın Parlamento kürsüsüne çıkıp aklanmak için Yüce Divan talebinde bulunmaları gerekirdi. Bu da olmadı ama AKP'nin içinde 40'a yakın parlamenter bizim duydugumuz rahatsızlığı duyuyor. Bu da AKP içinde bu olayın bazı çevrelerin iddia ettiğinin aksine ciddi bir yolsuzluk olayı olduğunu da açıkça gösteriyor."

Bağış oylamasında fire arttı 

Aranın ardından eski AB Bakanı Egemen Bağış için oylama yapıldı. Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'nın açıkladığı sonuçlara göre bu oylamaya 517 milletvekili katıldı. 245 milletvekili "Bağış Yüce Divan'a gönderilsin" yönünde oy kullanırken, 255 milletvekili ret oyu verdi. 7 çekimser oyun kullanıldığı oylamada 6 boş, 4 geçersiz oy çıktı. 

Bu oylamada AK Parti'ye göre 48 fire var. Muhalefet ise bu sayısı 50 olarak hesaplıyor. Muhalefetin hesabına göre AK Parti'den 7, CHP'den 1, MHP, HDP ve diğer partiler ile bağımsız milletvekillerinden toplam 8 kişi oylamaya katılmadı. Yani 223 sandalye sayısına sahip muhalefet bloğundan 9 milletvekili bu oylamada yoktu, toplam 212 muhalefet milletvekili oy kullandı. Bu milletvekillerinin tümünün Yüce Divan'a sevk yönünde oy verdiği hesap edildiğinde kabul oylarının 245 olabilmesi için 33 AK Parti milletvekilinin de bu bloğa destek vermesi gerekiyor. Bunlara geçersiz, boş ve çekimser oylar da eklendiğinde muhalefete göre fire sayısı 50'yi buluyor.

Bağış sonuçla ilgili ilk değerlendirmesinde "Hayırlı olsun, biz herşeye hazırız" dedi. 

Bayraktar oylamasında zarftan para çıktı

Meclis'teki son oylama eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar için yapıldı. Oy tasnifi devam ederken Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı oy zarfından 50 TL çıktığını söyledi. Bahçekapılı "Hazineye irat" dedi.

En az fire Bayraktar oylamasında

Erdoğan Bayraktar için yapılan oylamada 515 milletvekili oy kullandı. 219 kabul, 288 ret oy çıkarken, 3 milletvekili çekimser kaldı, 3 oy boş çıktı, 2 oy da geçersiz sayıldı.. AK Parti, 14 milletvekili ile en az fireyi Bayraktar oylamasında vermiş oldu.  

"Parlamento tarihi bir fırsatı kaçırdı"

Oylamaların ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Parlamento'nun tarihi bir fırsatı kaçırdığını savundu. 

"AKP içerisinde belli bir rahatsızlık olduğu anlaşılıyor" diyen Demirtaş, şunları söyledi:

"Bu soruşturmanın sağlıklı yürütülmediği AKP hazırlıklı raporun AKP içinden de kabul görmediği anlaşılıyor. Bugün burada Parlamento tarihi bir fırsatı kaçırdı bence. Yüce Divan yolu açılsaydı Türkiye'de rüşvet, yolsuzluk iddiası mevzusu sağlıklı bir rotaya oturacaktı, Hukuki bir süreç başlamış olacaktı. Bunun önünü tıkadılar. Vebali AKP milletvekillerinin üzerinedir. Bu tartışma burada bitmez, Öyle görünüyor ki daha sürecek. Kamu vicdanında da bu mevzu tatmin olmadığı sürece AKP'nin yakasına yapışmış bir leke olarak kalacak." 

Parlamento'nun üzerine düşen rolü oynamadığını kaydeden Demirtaş, "Millet bu işin soruşturulmasını arzu ediyordu. Parlamento ile halk arasında uyumsuzluk çıktı. Hükümetin Parlamento üzerinde baskı oluşturduğu, sistemin yolsuzlukları örten bir görüntü verdiği görülmüştür" dedi.

"Hükümet güvenoyunu kaybetmiştir"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, dört eski Bakanın Yüce Divan'a gönderilmeme kararını "Hükümet güvenoyunu kaybetmiştir, 276'nın altına düşmüştür. Güvenoyunun üzerinde kalan sadece toplu konuttan sorumlu bakandır" sözleriyle değerlendirdi. 

AK Parti'den üç eski bakan ile ilgili oylamada 40 civarında fire olduğunun anımsatılması üzerine Bahçeli, "O AKP'nin sorunudur, bizim değil" karşılığını verdi.  

Komisyon 'hayır' demişti

Meclis Soruşturma Komisyonu’nda 5 Ocak’ta yapılan oylamada beş muhalefet milletvekilinin oyuna karşılık AK Partili dokuz milletvekilinin oyuyla "Yüce Divan’a göndermeme" kararı alınmıştı. 

Meclis Soruşturma Komisyonu kurulması istemiyle verilen önergede ve komisyon çalışmaları sonrasında yer alan raporda eski bakanlara yönelik iddialar şu şekilde yer alıyor: 

Çağlayan hakkında iddialar

Eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'a "Rıza Sarraf’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılıında, bu şahsın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağladığı, Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altında ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek, altının Dubai’ye çıkışını sağlamaya çalıştığı" suçlaması yöneltildi. Çağlayan hakkında, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet, Türk Ceza Kanunu’nun resmi belgede sahtecilik ve rüşvet ile ilgili suçlamaları kapsamında Meclis Soruşturulması açılması istenmişti.  

Güler hakkındaki iddialar

Eski içişleri bakanı Muammer Güler hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun resmi belgede sahtecilik, nüfuz ticareti ve gizliliğin ihlali maddeleri kapsamına giren suçlamalar nedeniyle Meclis Soruşturması açılması talep edildi. Güler hakkındaki iddialar şöyle sıralandı:

"Rıza Sarraf’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen maddi menfaatler karşılığında bu şahsın araçlarına trafikte emniyet şeridini kullanma imtiyazı verdiği ve adı geçen şahıs için koruma polisi görevlendirdiği, bu şahısla birlikte gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağladığı, bu şahısla ilgili adli veya istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması için talimat verdiği, bu şahsın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunduğu..."

Bağış hakkındaki iddialar

Eski AB bakanı Egemen Bagış'ın “Rıza Sarraf’tan sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında bu şahsın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık ettiği, bu şahısla ilgili bir soruşturma olup olmadığı yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarda araştırma yapılmasını sağladığı, bu şahsın faaliyetiyle ilgili olarak basında haber yapılmasının önlenmesi için girişimlerde bulunuduğu" iddia edildi. Bağış'ın bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun "nüfuz ticareti ve rüşvet" maddeleri kapsamında yer aldığı belirtilmişti.

Bayraktar hakkındaki iddialar

Eski çevre ve şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar'la ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu'nun incelemesini istediği iddialar ise şöyle sıralandı:

"Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan ve miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı menfaatler karşılığında; Kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylattıkları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağladıkları, bu eylemlerin Bayraktar’ın görevde olduğu sırada ve bilgisi doğrultusunda gerçekleştirildiği ayrıca bu bakanlıktan iş alan bazı şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için tavassut ettiği ve bu eylemlerin resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme, rüşvet, imar kirliliğine neden olma suçları kapsamına girdiği gerekçesiyle..."

(Kaynak: Al Jazeera)

HABERE YORUM KAT

1 Yorum