Adarda gelen darbelerinizden, Yeşil’inizden Siyah’ınızdan, yeraltına gömdüğünüz silahlarınızdan, Kafes, Balyoz, Ayışığı, Sarıkız gibi yaratıcı isimler bulduğunuz planlarınızdan, zengininden, solcusuna kadar herkesleri fişlemelerinizden, siyasete bu kadar müdahil olma isteğinizden yorulduk.

Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın yargıya doğrudan müdahale anlamına gelen açıklamalarından da yorulduk.

Devam etmekte olan bir davada zanlıları aklama çabasını, yargıyı etkileyecek bir şekilde dile getirmesinden bir daha rahatsız olduk.

Yine ‘’İyi çocukturlar’’ sendromu devrede endişesine kapıldık.

Komutanların açıklamalarının, 28 Şubat’ın medyadaki mimarı kalemler tarafından demokratik kesime bir saldırı aracı olarak kullanılıyor olmasından utandık.

Hele Genelkurmay Başkanı’nın “Konuşurum ha” tavrını çok yadırgadık.

Konuşma konusunda pek sıkıntısı yok pek Komutan’ın.

Asker yandaşı medya da kendisini manşetlerden indirmiyor.

Ama beklerim sonra açıklarım tavrının Silahlı Kuvvetleri’nin başına hiç yakışmadığına iyice kani olduk.

Varsa bildiğiniz açıklayın.

Demokratik bir toplumun bireyleri olarak Silahlı Kuvvetler’le ilgili gerçekleri bilmek hakkımız.

Sonuçta bu orduda biz de görev yaptık, hala da vergilerimizle destek oluyoruz.

Bu gerçeklerin şarta bağlı olarak açıklanması kabul edilemez.

Bu bir.

İkincisi, demokratik bir ülkede askerin Meclis’in işleyişine müdahale hakkı yoktur.

Sayın Başbuğ’u sözleri ise tam da bu anlama gelmektedir.

Silahlı Kuvvetler içinde komplo teorilerinin ötesinde bazı yanlışlıklar olduğu çok açık.

Başbakan Erdoğan’ın ‘’Hepsinden haberimiz vardı’’ sözü bile, Başbuğ’u tekzip eder niteliktedir.

Onun için Başbuğ’un sürekli açıklama yapmak yerine Silahlı Kuvvetleri asli görevine döndürmeye odaklanması daha doğru olur.

Onun için yeter yahu...

 

Polislerin üstüne neden gitmediniz

Başbuğ konuştukça Ertuğrul Özkök coştu.

Bir yandan apoletli generaller, bir yandan

apoletsiz general, atağa geçtiler.

Özkök önceki gün Hrant Dink cinayetini gündeme getirmiş ve olayda ihmali olan polislerin neden üzerine gidilmediğini sormuş.

Konuyu ciddiye alanlar onu da yaptı.

Arşivler ortada.

Peki Özkök niye hiç yapmadı?

Eğer, olayda polislerin kasıt veya ihmali olduğuna kaniyse, neden işi üç-beş maceracı çocuğun üzerine yıkmaya çabaladı.

Elinde Hürriyet gibi etkisi ve imkanları belli bir gazete varken, neden derin devlet ilişkisini örtbas etmeye çalıştı?

Danıştay saldırısını neden Türkiye’nin 11 Eylül’ü ilan ettiyse ondan.

 

Albay’ın videosu

Eşine yönelik ağır ithamlar yüzünden intihar ettiği belirtilen Albay Berk Eden’i çileden çıkaran videoyu dün izledim.

Tüylerim diken diken oldu.

Böylesi bir aşağılık bir iş olamaz.

Bir kadını takip edip fotoğraflarını internete iğrenç bir şekilde koymak insanlık dışı bir eylemdir.

Bu toplumun Albay Eden’e bir namus borcu var.

Bu işi yapanları bulup afişe etmek.

Bütün Türkiye, nedeni ne olursa olsun bir insanın ailesini malzeme yapmaktan çekinmeyenleri mutlaka tanımalı.

STAR