Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni Ağca

24 Ocak 2013 Perşembe 16:06A+A-

Ülkücü çevrelerden geliyordu Mehmet Ali Ağca.

Ömer Güney de milliyetçi fikirlere ilgi duyan bir ailenin çocuğu.

Mehmet Ali Ağca, Abdullah Çatlı'nın evine sığındığında, Çatlı merakla bakan eşine, 'Çocuğu yakmışlar' demişti.

Ömer Güney'in yakınları ise, 'Çocuğu birileri kullanmışlar' diyor.

Fransız polisi ve Kandil medyası el birliği ile yeni bir 'Ağca' üretiyor.

İşin içinde aşk var.

Hem de Yeşilçam filmlerine taş çıkartacak çapta bir aşk bu.

Ömer Güney, spiker sevgilisi ile arası iyi olmayan Sakine Cansız'ı öldürüyor.

Öyle tutkulu bir aşk ki, sadece Sakine ile yetinmiyor, arada iki kişiyi de götürüyor.

Cinayetin işlendiği yere ilk ulaşanlar tarafından, Sakine Cansız ve Fidan Doğan, kanepenin arasında enselerinden vurulmuş olarak bulunuyordu. Leyla Söylemez ise karnından ve kafasından vurulup, oraya çökmüş diye tarif etmişlerdi.

Tek bir kişi işliyor bu cinayetleri.

Öcalan'a bile kafa tutmuş, Diyarbakır Cezaevi Komutanı Esat Oktay Yıldıran'ın yüzüne tükürecek kadar yürek sahibi olan Sakine Cansız, kuzu kuzu oturmuş, kanepenin dibinde kafasına sıkılmasını beklemiş.

Tavuk bile kesilirken can havliyle kaçmaya çalışır.

Ama 3 kadın sıraya girip infazlarını beklemişler.

Paris suikastını işledi diye gösterilen Ömer Güney'in varlığı Fransa'yı da, PKK'yı da rahatlattı.

Ömer Güney Kürt değil, Türk.

Öldürülen 3 kadın hem Kürt hem Alevi.

Ömer Güney aynı zamanda Sünni.

Kandil'den gitmemiş, Paris'te bir Kürt derneğine üye olmuş.

Bu neyi kanıtlar?

Ömer Güney ismi ortaya çıkınca Kandil ilk olarak, 'Kürt değil' diye yayın yaptı.

Örgüt içi hesaplaşma ithamından kurtulmak için iyi bir malzeme.

Fransa ise, 3 PKK'lıyı katleden, 2 yıl önce onlarla bağlantı kurmuş bir Türk ve Sünni katil üreterek, 'cinayette ikinci perde'yi açıyor.

Alkışlar.

Eldeki tek delil, Ömer Güney'in binaya giriş çıkış görüntüleri.

3 kişiyi profesyonelce katleden kişi, cinayet mahalline iki kez giriş çıkış yapmış, kayıt düşmek, iz bırakmak ve kameralara görüntü vermek için özel bir çaba sarf etmiş.

Fransız polisinin tek delili, yarım saat kaldığı içeride ne yaptığını izah edememesi.

Bu bir insanın 3 kişinin katili olduğunu ispat etmeye yeter mi?

PKK'nın haber sitesinde Ömer Güney'le aynı evi paylaşan, Y.A'nın açıklamaları yayınlandı.

Evde 3 kişi kalıyorlar.

'Olay günü gece 03.05 ya da 03.07 sıralarında bir arkadaşımız beni aradı. Arkadaşların şahadete ulaştığını söyledi bana. Ben de bunun şokuyla nasıl giyindim bilmiyorum. Her ikisini de ben uyandırdım. Arkadaşlar böyle diyor dedim. Ben inanmıyorum, dedi.'

Devamı var bu açıklamanın.

'Böyle bir şey olamaz. Sağ salim gördüm ve ayrıldım kendilerinden dedi.'

Peki, soğukkanlı katilimizin bu tepkisini nasıl izah edeceğiz.

Böylesine ustalık isteyen bir suikastın planlama dönemi, icra aşaması olmaz mı?

Başından beri yakın çevreden birilerinin olayın içinde olduğunu savunuyoruz.

Ömer Güney'in ilişki ağı temiz gözükmüyor. Almanya bağlantısı ilginç. Ama tek başına Ömer Güney bu düğümü çözmeye yetmiyor.

Ayrıca yakın çevreden birinin işin içinde olması, hatta tetiği çekmesi dahi, bu suikastları kimin planladığını, hangi mesajlar taşıdığını, kurşunun adresinin ne olduğunu izah etmeye yetmez.

Sözün özü, binaya giriş çıkış görüntüsünden ve izah edilemeyen yarım saatlik boşluktan üretilen bir katil, Paris suikastını aydınlatmıyor.

Hatta, bu kadar zayıf delillerle olayın üzerine ısrarla, made in Ömer Güney damgasının vurulması kuşkularımı daha da artırıyor.

'Bu suikast aydınlatılmayacak' sözümün arkasında duruyorum.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT