1. HABERLER

  2. HABER

  3. Yelekler Sahte, Balıkçılar Muhbir, Kaçakçılar Rahat!
Yelekler Sahte, Balıkçılar Muhbir, Kaçakçılar Rahat!

Yelekler Sahte, Balıkçılar Muhbir, Kaçakçılar Rahat!

Ağırlıklı olarak Suriye’den gelip Yunanistan üzerinden Avrupa’ya gitmeyi ümit edinen muhacirlerin uğrak yeri olan İzmir, son zamanlarda muhacirlere yönelik istismar vakıalarıyla gündemde.

09 Şubat 2016 Salı 11:56A+A-

HAKSÖZ-HABER

Umut tacirlerinin son olarak döviz alanında adeta çeteleştikleri ve burada açtıkları kuyumcu dükkanı kılıklı istismar tezgahlarında muhacirlerin altınlarını değerinin çok çok altında satmasını sağladıkları belirlendi.

Öte yandan balıkçı tekneleriyle denize açılan bir kısım sözde balıkçının da balık avlamak yerine düpedüz kaçakçılara ajanlık yaptığı söyleniyor. Egenin sahillerine vuran ölü mülteci cesetlerin sayısındaki artışta da bu kaçakçı-balıkçı işbirliğinin hususen payı olduğu kaydediliyor.

İZMİR BASMANE’DEKİ DÖVİZCİ ÇETESİ

İzmir Basmane’de sayısız dükkan gece yarılarına kadar altın ticareti yapıyor ve göçmenlerin altınını yüzde 30-40 daha ucuza alıyor. Basına yansıdığı kadarıyla Kuyumcular Odası Başkanı bu istismarı gündemine almaya başlamış. Öyle ki, ‘Resmen kapkaç var’ diyor.

Türkiye’yi bir köprü olarak kullanan ve Yunan adalarına geçmek için bu işin ticaretini yapanlara binlerce Euro ödeyen göçmenler, uyanık ve acımasız esnafın da kurbanı oluyor.

Güvensiz botlara kapasitesinin üzerinde onlarca kişiyi bindirerek adeta ölüme davetiye çıkaran ‘kötü gün’ tacirleri, Çin malı suda batan can yeleklerini fahiş fiyata satmış ve bunun adına da ‘ticaret’ demişti. Şimdi de başta Suriyeliler olmak üzere Türkiye’ye gelenlerin ziynet eşyalarının çok ucuza alındığı anlaşıldı.

İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel, Suriyelilerin elden çıkarmak istediği altınlarla ilgili son dönemde özellikle İzmir’in Basmane Semti’nde çok sayıda dükkan açıldığına dikkati çekerek, “Basmane’de kendini bilmez dövizciler, bu işi yapmaya başladı. Kuyumcuya gelmiyorlar, Arapça yazı asılan bu dükkanlara gidiyorlar çünkü çarşıyı bilmiyorlar” diye konuştu.

Baransel, bu dükkanlarda Suriyelilerin altınlarının piyasa fiyatının altına alınıp alınmadığına ilişkin soruya, “Orada kapkaç gibi bir şey oluyor, o insanlara vurkaç gibi yapıyorlar. Gece 12’ye kadar kuyumcu dükkanı açık olur mu?” yanıtını verdi.

Kanunun verdiği yetki çerçevesinde, açılan dükkanların vergi levhalarını, oda üyeliklerini ve alıp sattıkları vitrindeki malların denetlemesini yapacaklarını aktaran Baransel, “Onları kontrol altına almamız lazım. Sektörü olumsuz etkiliyorlar. Türkiye’den ayrılmak için Yunan adalarına tekne seferi yapanlara para ödemek zorunda olan göçmenler kuyumcuya gelmiyorlar” diye konuştu.

Başta Suriyeliler olmak üzere iç savaştan ve yoksulluktan kaçan Afrikalı, Asyalı göçmenlerin tek amacı Avrupa’ya geçebilmek. Her gün İzmir’e sayısız göçmen geliyor ve göçmenler kurulan gizli pazarlarda Yunan adalarına geçiş için ellerindeki son paraları da ölüm tacirlerine kaptırıyorlar.

MUHACİRLERİ ÖLÜME GÖTÜREN KAÇAKÇI-BALIKÇI İŞBİRLİĞİ

Kürt haber ajansı Rudaw muhabiri Hêvîdar Ahmed’in İzmir-Basmane’den aktardığı izlenimleri de muhacirleri muhatap alan yukarıdaki istismar tablosunu teyit etmenin yanında bir de kaçakçı-balıkçı istismar çetesine dikkat çekmesi açısından önem taşıyor.

Hêvîdar Ahmed’in izlenimlerinde bu istismarı ve istismara uğrayanları etnik zeminde işlemeye yönelik öne çıkardığı Kürtlük vurgusunun bu bağlamda çok anlamlı olmadığı açık. Bununla birlikte Ahmed’in izlenimlerinde Egedeki mülteci ölümlerine yol açan nedenler arasında insan kaçakçıları ile balıkçı çıkar dayanışmasının yol açtığı istismar tablosu çok net şekilde ortaya konulmuş.

Yelekler Sahte, Balıkçılar Muhbir, Kaçakçılar Rahat!

Hêvîdar Ahmed / Rudaw

Türkiye’nin İzmir kentinin Basmane bölgesindeyim.

Burada devlet diye bir şey yok.

Çünkü burada yüzlerce kimliksiz göçzede yaşıyor ve tek amaçları Ege Denizi’nin diğer tarafına yani Yunanistan’a geçmek.

Burada Güney Kürdistan’dan (Kürdistan Bölgesi) çok sayıda insan görebilirsiniz, hatta diyebilirim ki burası “Kürt bölgesi...”

Tabiri caizse bu bölge avcı ile avının buluştuğu nokta. Yunanistan’a gitmek isteyen göçzedeler buraya gelirek kaçakçılarla buluşuyor.

Burası ekmeğini insanlardan çıkaranların cenneti, binlerce insanın ise cehennemi!

Balıkçılar karada kazanıyor

Burada sadece bir veya iki kaçakçı bulunmuyor. Her noktada bir kaçakçıyla karşılaşmak mümkün.

Kaçakçıları da boşverin, bu yörenin balıkçıları karadan para kazanıyor çünkü onlar kaçakçılara denizde güvenlik güçleri var mı, helikopter uçuyor mu, hepsini haber veriyor.

Böylelikle kaçakçılar onların verdiği bilgilere göre hareket ediyor.

Tabii, karşılığında güzel para kazanıyorlar.

Cankurtaran değil can alan yelekler

Buraya gelen göçmenler çabucak aldatılabiliyor. Bu işte profesyonelce çalışanlarla karşılaşıyor ve botlara bindirilene kadar farklı başlıklar altında soyuluyorlar.

İşte bu yollardan biri de can yelekleri. Burada canyeleği almak, kendi paranla kendi sonunu hazırlamak demektir. İçinde insanı suyun üzerinde tutacak bir şey bulunmuyor. Aksine içinde sünger var ve suyu emip ağırlaşıyor. Denize düşen biri yüzme bilse bile kurtulma imkanı olmuyor.

80 kişinin durumu meçhul

Çok sayıda göçmen Ege Denizi’nde hayatını kaybetti ama 80 kişinin akibeti bilinmiyor.

 Buradakiler bunların büyük bir kısmının boğulduğundan emin ama cesetleri bulunmadığı için net bir şey söyleyemiyorlar.

Ailesinden 9 kişiyi kaybetmiş ama... 

Burada Güney Kürdistan’ın Süleymaniye ili sakinlerinden bir gençle tanıştım.

Ege Denizi’nde yakınlarından 9 kişiyi kaybetmiş ve içlerinde kendi çocukları da varmış. Çocuğum ellerinin arasında kayıp gitmiş ama hala Yunanistan’a gitmekte ısrarcı.

“Yemin ettim ve denizin diğer tarafına geçeceğim” diyor.

Rûdaw’a konuşan kaçakçı

15 yıldır kaçakçılığı kendine meslek edinen biriyle konuştuk. Aynen şöyle dedi: “15 yıldır bu işi yapıyorum. Son 1 yıldaki kadar hiçbir zaman Türkiye kaçakçılara bu denli kolaylık sağlamadı.”

Sanırım bu cümle şunu anlatıyor: “Türkiye’nin paraya ihtiyacı var!”

Bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye’de ve söylentilere göre, İzmir’de mülteci kampı kurulmasını ve bu kampın Avrupa Birliği (AB) tarafından yönetilmesini önerecek.

Zaten birkaç gün önce Avrupa Birliği Türkiye’ye 3 milyar Euro para yardımına karar vermişti. 

HABERE YORUM KAT