1. YAZARLAR

  2. Adem Yavuz Arslan

  3. YAŞ manevraları
Adem Yavuz Arslan

Adem Yavuz Arslan

Yazarın Tüm Yazıları >

YAŞ manevraları

28 Temmuz 2010 Çarşamba 14:27A+A-

Şu günlerde herkesin cevabını aradığı temel bir soru var: "Balyoz sanığı üst düzey subaylar, YAŞ'ta terfi edecekler mi?"

Mahkemenin verdiği tutuklama kararı zaten '9 şiddetinde deprem' etkisi yaptı.

Fakat kararı daha da önemli kılan, YAŞ'ı da etkileyecek olması. Dosyalarının görüşülüp görüşülmeyeceği hâlâ tartışmalı.

Eğer sanıklar bir gün dahi cezaevinde kalsalar dosyaları bu yılki YAŞ toplantısında ele alın(a)mayacak. Fakat haklarında yakalama kararı çıkmış olmasını bile, TSK personel ve subay sicil yönetmeliğine göre yeterli görüp terfi edemeyeceklerini savunan hukukçular da var.

Bu yüzden Ankara kulisleri hareketli. Duyumlara göre toplantı üstüne toplantı yapılarak 'taktiksel manevralar' belirleniyor.

 Nitekim geçtiğimiz cuma günü Karargâh'ta geniş katılımlı bir toplantı yapıldı. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğ. Hıfzı Çubuklu başkanlığında, Kara, Deniz, Hava ve Jandarma komutanlıkları adli müşavirleri izlenecek yol haritasını belirledi.

Sanıkların pozisyonları ve ifa ettikleri görevler sebebiyle böyle bir toplantının yapılmış olması da çok anormal bir durum değil. Kaldı ki bu toplantı sonrasında Başbuğ, Başbakan Erdoğan'la da görüştü.

Fakat toplantının içeriği tartışmalı.

Karargâh'taki taktik toplantısına dönersek. Üç aşamalı bir yol haritası belirlense de bir cümlelik özeti var o toplantının: "5 Ağustos'a kadar sanıkların bir gün dahi tutuklu kalmaması sağlanacak."

Eğer sanıklar bir şekilde tutuklanırsa terfi etmelerinin hiçbir ihtimali kalmıyor. Özellikle muvazzaf isimlerin teslim olmaması yönünde bir kararlılık var.

 Merkez komutanlıkları sanıklara tutuklama kararını 'olabildiğince geç' tebliğ edecek. Nitekim dün birçok sanık komutan görevlerindeydi.

Çünkü tutukluluk durumları tebliğ edilmemişti. Oysa 23 Temmuz tarihli 'tensip tutanağında' tutuklama kararının Genelkurmay'a fakslandığı belirtiliyor.

Eğer sanıklara tutuklama kararı bir şekilde tebliğ edilirse izlenecek diğer yöntemin de 'hastalanmak' olduğu artık herkesin bildiği bir sır.

Balyoz sanıklarını kurtarmaya yönelik diğer yöntem ise tutukluluğa itiraz ve reddi hakim.

Ankara'da herkes her şeyi duyduğu için sanıkların 'tutukluğa itiraz' ve 'reddi hakim' dilekçelerinin de bizzat Karargah'ta hazırlanıp muhataplarına kurye ile gönderildiği artık herkesin malumu.

Eğer, oyalama ve itiraz metodu tutmazsa; kulislere yansıyan, senaryonun üçüncü ayağında bazı sanıklar kurban verilecek.

Şöyle ki; aralarında Dursun Çiçek'in de bulunduğu birtakım sanıkların emekliliği kaçınılmaz.

Mesela 9 kez müebbetle yargılan Albay Cemal Temizöz'ün süresi zaten bitiyor. 1979 Harp Okulu mezunlarının tamamı bu yıl emekli. Yani Çiçek ve Temizöz'ün zaten kaçarı yok.

İki gün içerisinde bu baş döndürücü taktik savaşları da gösteriyor ki Genelkurmay sanık da olsalar bazı isimleri terfi ettirmeyi ya da en azından bir yıl daha görevde tutmayı planlıyor.

Yoksa kanun maddeleri, sicil yönetmelikleri açık. Kaldı ki sanıkların o görevde bir yıl daha tutulmaları etkisi onlarca yıla yayılacak sıkıntılar da doğuracak.

Çünkü TSK'daki kadro sayısı belli. Sanıkları korumak için bir yıl bekletmek demek o makam için 30 yıl beklemiş diğer subayların da haklarının gaspı anlamına gelir.

Normal şartlarda emekli olması gerekirken sanık oldukları için bir yıl daha görev süresinin uzatılması bir bakıma da 'ödüllendirme' olarak da görülebilir.

Bu noktada gözler Başbakan Erdoğan'da. Bugüne kadar 'iç işleri' diyerek atamalara çok müdahale etmediği bilinen Erdoğan'ın bu kez ne yapacağı merak konusu.

Son bir not: Balyoz ile ilgili gözden kaçan ve çok önemli bir ayrıntı var: İstanbul'daki mahkeme cuma günü bir kez daha Genelkurmay'dan 'Plan seminerinin sonuç raporunu' istedi. Fakat Genelkurmay ısrarla 'Devlet sırrıdır' deyip vermiyor.

Oysa o raporun altındaki imza bütün tartışmaları bitirecek güçte.

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT