1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Yargıdan silah çekmeye adam öldürmeye izin!
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Yargıdan silah çekmeye adam öldürmeye izin!

16 Aralık 2009 Çarşamba 04:45A+A-

Türkiye kritik bir süreçten geçiyor.

Kanlı çatışma ortamından beslenen, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmak isteyen kesimler, umutlarını kardeş kavgasına bağladı.

PKK, Bingöl’de 33 erin öldürülmesi olayında olduğu gibi, derin devletle işbirliği içinde barış sürecinin provokasyonunda başrolü oynuyor.

Kimse o askerlerin tam da yine bir açılım döneminde korumasız, silahsız bir biçimde, tüm ihbarlara rağmen otobüsle yola çıkarıldığını anlatmıyor bize.

Dağlıca’yı anlatmadıkları gibi.

Toprak altından çıkan silahları açıklamadıkları gibi.

Mardin’de dün ele geçen saldırganın amacı sadece masum insanları öldürmek değil, Türkiye’yi ciddi bir çatışmaya sürüklemek.

Panik olmak gerekir mi?

Hayır!

Ama uyanık olmak, bu eylemlerin amacını doğru okumak gerekir.

Ancak devletin tüm kurumlarının

bu süreçte uyanık olması gerekir.

Yargıya baktığımızda bu süreci desteklemekten çok köstek olma çabası içinde olduğunu görüyoruz.

Öncelikle kabul etmek gerekir ki, hukuk Türkiye’nin Doğusu ile Batısı’nda eşit olarak uygulanmıyor.

Diyarbakır’da taş atan bir çocuksanız, yaşınız ne olursa olsun terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla ağır hapis cezasıyla karşı karşıya kalır, yıllarınızı demir parmaklar arkasında geçirebilirsiniz.

Ama İstanbul’da göstericilere silah çekip fotoğrafınız gazetelere basılırsa bile, mahkeme tarafından serbest bırakılırsınız.

Mahkeme sizi serbest bırakınca, Muş’ta bir dükkan sahibi “Cana geleceğine cama gelsin” demez, çocuklara ateş açar ve iki çocuğu öldürür.

Hukukta bir tutarlılık varsa, şimdi o dükkan sahibinin de serbest kalması gerekir.

Çünkü bizim hukukumuz, hala et

nik temele ve sınıfsal duruma önem veriyor.

Sadece hukuk sistemimiz değil, yargı anlayışımız da öyle.

Üstelik İstanbul’da silah çeken kişi, eline para tutuşturulmuş bir işssizse, bunun tesadüfi bir eylem değil de, planlı programlı bir provokasyon olduğu daha iyi anlaşılır.

Sadece silah çeken değil, taş atan açısından da.

Türkiye üzerine yine oyun oynanıyor.

Bu kez Aleviler, solcular, sağcılar yerine Kürtler öldürülüyor, gariban Anadolu çocukları kurban seçiliyor.

Şundan emin olun, yeraltına silah gömenler kimse, bu oyunu oynayanlar da onlar.

Oyunu çocuklarınızın bedeni üzerinden oynuyorlar.

Sarıkamış’ta 90 bin Mehmetçiği donarak ölüme götüren Enver Paşa ile aralarında bir fark yok.

Onlar, kutsal amaç için sadece bir rakam ve ‘’nasılsa ölecekler.’’

Onun için oyunu görmek, doğru

tavır almak gerekiyor.

Burada Batı’nın aydın kesimine de önemli rol düşüyor.

Ortak tepki oluşturmak, tuzağa karşı koymak adına.

İktidarı sevebilir veya nefret edebilirsiniz.

Ama bu iktidarın akıbetini belirleyecek olanın provokasyon değil de, seçim sandığı olduğunu inanıyorsanız, demokrasi dışı bu eylemlere tepki koymanız gerekir.

12 Eylül’de komünizm, 28 Şubat’ta irtica korkusuyla demokrasinin askıya alınmasına izin verdiniz, şimdi de bölücülük nedeniyle aynı oyuna izin verirseniz, ne inandırıcılığınız, ne de itibarınız kalır.

Solcusu liberali, Sunnisi Alevisi, Türk’ü, Kürt’ü ile demokrasiye sahip çıkma günüdür.

Her sınıftan, etnik kökenden demokratlar, silahlı güçlere dik durun, sesinizi yükseltin.

Sessiz kalırsanız bedeli tüm Türkiye ödeyecek.

STAR

YAZIYA YORUM KAT