Bütün dünya vahşete tepki gösterirken, içimizdeki İsrail ağızlıları ise siyonist İsrail'i savunmaya başladı.

Emin Çölaşan'ın da yazarı olduğu Sözcü gazetesi, İsrail'in yaptığı vahşetin haberini verirken hükümeti suçlayarak, "Bile bile ölüme gönderdiler" şeklinde iğrenç bir ithamda bulundu. Hürriyet'ten kovulduktan sonra Sözcü'de zar zor yer bulan Emin Çölaşan ise yazısında çirkin bir çarpıtma ve çelişki sergiledi. Çölaşan yazısında, İsrail'in zulmü altında olan ve katliamlara maruz kalan Müslümanlar ile Kürtleri bir tutma şaşkınlığında bulundu. Yazısında gemi hakkında haberler yapan medya kuruluşlarına da saldıran Çölaşan, gemide şehit olan kişilerin sorumlusunun hükümet olduğunu iddia etti. İsrail'in gemilere izin vermediğini büyük bir şevkle yazan Emin Çölaşan, insani yardım gemisini organize eden kişileri de suçladı. Yazısının devamında çirkinliğini hat safhaya ulaştıran Çölaşan, İsrail vahşetini yurdun dört bir yanında protesto eden duyarlı vatandaşlara da saldırdı.

HÜRRİYET SİYONİST AĞZIYLA YAYINLARINI DEVAM ETTİRİYOR

Terör devleti İsrail'in sesi olan Hürriyet ise konuyla ilgili olarak verdiği haberinde, İsrail'in yetkililerinden gelen açıklamalara yer vererek, siyonist ağzıyla barış eylemcilerine ithamda bulundu. Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil de dünkü köşe yazısında İsrail'in yaptığı saldırıyı görmezden gelirken, Türkiye'de yaşayan Musevi çocuklarının tedirginliğini, Gazze'de yaşayan çocuklarla aynı kefeye koyma hatasında bulundu.

Özdil'in, Türkiye'de hiçbir Musevi çocuğuna herhangi bir saldırı olmazken, Gazze'de vücutları fosfor bombaları ile paramparça olan, babasının-annesinin öldürüldüğünü gören, yakın akrabalarından çoğunu kaybeden çocukların tedirginliğini aynı kefeye koyması, "Yılmaz Özdil'in gözleri kör" yorumlarına neden oldu. Habertürk yazarı Bekir Coşkun ise yazısında, insani yardım gemisini organize edenleri "aptallıkla" suçlama cüretinde bulundu.

İSRAİL'İN HASSASİYETLERİNE SAYGI DUYALIM 

Habertürk gazetesinin genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı, Habertürk televizyonunda yaptığı değerlendirmede, "Yapılanlar savaş nedeni değildir. Şunu da unutmamak gerekir, İsrail'in hassasiyetlerine de saygı göstermeliyiz. Diyelim ki Avrupa'dan bir grup serseri, 'Biz PKK'ya yardım götüreceğiz' deseler ve İskenderun Limanı'na demir atmak isteseler, Türkiye ne der?" diye konuştu. Altaylı'nın yardım gemisindeki gönüllüleri 'Avrupalı serseriler'le, Filistinlileri de PKK'lılarla kıyaslaması kamuoyundan büyük tepki gördü. Programı sunan Yiğit Bulut, televizyon kanalına gelen olağanüstü mail yağmurundan dert yandı. Gelen tepkilerin ağırlığı yüzünden, Fatih Altaylı dünkü yazısında ise İsrail hükümetini istifaya çağırdı.

Hürriyet'ten Oktay Ekşi, olayla ilgili olarak Türkiye'nin aşırı bir tepki vermemesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Yaşanan olay "hukuk" düzeyinde, İsrail ile ilgili sivil toplum kuruluşları arasında göründüğü için o kuruluşların bağlı olduğu devletlerin saldırıya "doğruca kendilerinin" taraf olmadıkları söylenebilir. Bu, ilgili ülkelerin İsrail'e verecekleri yanıtı -gösterecekleri tepkiyi- daha serinkanlı bir şekilde belirlemelerine olanak verir. En azından İsrail'in yıllardır uyguladığı 'misliyle karşılık verme' yaklaşımı bu aşamada söz konusu olmaz."

ÇEKİRGE'YE GÖRE PROTESTOLARIN İSLÂM GÖRÜNÜMLÜ OLMASI KÖTÜ 

Hürriyet'ten Fatih Çekirge, Türkiye'de İsrail'e yönelik tepkilerin İslâm görünümlü olmasından endişe ederek, şunları yazdı: "Nitekim şimdi bakıyorum. Türkiye'deki protestolarda hep bir 'İslâm vurgusu' var... İsrail'in amacı Türkiye'de, 'Batı düşmanı' manzaralar yaratmaktır... Dün baktım yapılan mitinglerdeki 'İslâm vurgusu', 'insani yardım' vurgusunun önüne geçiyor... Duygular mantığın üzerine çıkıyor. Bu durumu Hükümet de görmüş ki; birkaç kez uyardı…" Vatan yazarı Can Ataklı ise dünkü köşe yazısında hükümete ve organizatörlere kendi çapında sert eleştiriler getirdi.

ORAY EĞİN'E GÖRE MAĞDUR İSRAİL 

Akşam gazetesinden Oray Eğin ise bütünüyle İsrail'i haklı gösterecek nedenleri sıraladığı yazısında, şu ifadeleri kullandı: "Ayrıca İsrail devleti halen Gazze'de savaş halinde. Ambargolar herkes için hoşnutsuz olmasına rağmen, savaş içinde olan devletlerin başvurmak zorunda oldukları bir yöntem. İsrail'in açık bir reddine ve tehdidine karşı 'Bu sefer bir şey olmaz' ya da 'Korkarlar vuramazlar' diye bile bile gidilebilir mi? Ne yazık ki, bu gemideki insanlar bile bile gittiler ölüme. Aynı gemide kendileri için karar veremeyecek kadar küçük yaşta çocukların da anne-babaları tarafından yolculuğa dahil edildiğini unutmayalım.

İsrail'in bu gemiye karşı kullandığı orantısız güç asla bu yardım konvoyunun tartışmalı motivasyonunu ortadan kaldırmıyor." Eğin, en aşırı İsrailli bir Ortodoks Yahudi gazetecinin ancak kaleminden çıkabilecek nitelikteki İsrail destekçisi yazısında, metanetinden ötürü Türk hükümetini de kutladı.

(Vakit)