1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Yaralı Bir Mektuptur Ebu Halid (ŞİİR)
Yaralı Bir Mektuptur Ebu Halid (ŞİİR)

Yaralı Bir Mektuptur Ebu Halid (ŞİİR)

"Yaralı bir mektuptur Ebu Halid, Vurulmuş bir kardeşlik sızıyor sol cebinden, Kendiyle karşılaşmayı arayan uçsuz bucaksız bir insandır. Cinnet ile cennet arasında, zardan bir ırmak gibi, cihada saf tutan bir burukluktur."

07 Kasım 2012 Çarşamba 20:16A+A-

Bu şiirinin başlığına konu olan Ebu Halid, Suriye’de katil Baas rejiminin katliamlarına karşı cihad saflarına katılan mücahitlerden biri olup yaralı arkadaşını bıraktıktan sonra tekrar mücadele meydanına dönmüş. Tuncay Yerlikaya bu şiirini Suriye'deki cihad saflarına geri dönen Ebu Halid’in şahsında Suriye cihadında kahramanca mücadele etmekte olan tüm mücahitlere ithaf ediyor.

Yaralı Bir Mektuptur Ebu Halid

Tuncay Yerlikaya

Ebu halid, babamın oğlu değil,

ANCAK kardeşimdir.

Balkondan fırtınaya bakan bir gemi,

halka okunan bir bildiridir.

Beyninden çivileri söküp namluya süren,

tahtadan tüfeklere tetikler çizen bir harc-ı ademdir.

Yüzünde bir evrenin boşluğu açılmışsa,

üstüne başına sıçramışsa ölüm,

kimliğindendir.

Ebu Halid babamın oğlu değil,

Halid’in babasıdır,

Benim de kardeşimdir.

 

Şam’ın arka mahallelerinde

toz bir sokaktır.

Tankla yumruğun vuruştuğu

bir ölme biçimidir Ebu Halid,

Yıkıntılardan boynunu güneşe uzatan

bir devrimin yeşili,

bir savaşın özetidir.

Yoğun ve kristal,

tuzdan bir yaradır kapanmayan,

yaradaşımdır benim, kardeşimdir.

 

Üç yüz metre ileride vurulan,

kan kırağı bir zeytin ağacıdır Ebu Halid,

sicim sicim eğiriyor tel örgüleri,

Halid’e zırh döven bir hınçtır.

Miras bırakır Halid’e savaşmayı,

Ortadoğu da gerilla bir yaşamayı.

Usuldur ve asildir,

Yapayalnız bir halk kadar güzeldir.

Haddini bilir,

bilir şiir gibi ölmeyi,

hem babadır hem mücahit,

Benim de kardeşimdir.

 

Bir asa ile bir kayadan oluşur Ebu Halid,

Halkının susuzluğuna kuyular arayan bir muhacirdir.

 

Komşu uzaklarda yılanlarını güdüyor Darius,

Şehrayin ve zehir ve insancıklar,

Yani ölmüş ağaçlar gibi,

bitkisel bilgeliklerde,

sürüngen kompleksleriyle,

kanın metafiziğini konuşuyorlar.

 

Kayadan fışkıran bir ejderhadır Ebu Halid,

ateşle besliyor Halid’in çelik bilincini,

bugün, yarın ve öbür gün,

evrenin dürüleceği güne kadar,

bir kavganın çekirdeğidir,

benim de kardeşimdir.

 

Yaralı bir mektuptur Ebu Halid,

Vurulmuş bir kardeşlik sızıyor sol cebinden,

Kendiyle karşılaşmayı arayan uçsuz bucaksız bir insandır.

Cinnet ile cennet arasında,

zardan bir ırmak gibi,

cihada saf tutan bir burukluktur.

Biliyor, ölmek vaktinde güzeldir.

Biliyor, özgür bir ülke,

öldüğü yerdedir.

 

Sıcak bir kül ağacıdır Ebu Halid,

Akkor tohumlarını ırmaklara mayalayan

bir özsaygı,

damarlarından ışık sızan, duadan bir yığınaktır.

Tuzistanın kerpiç kıyılarına yağan bir sağanak,

Oyunun biteceği güne sığınaktır.

 

Çıplak ayaklarıyla,

Camdan konforumun kırıklarına basarak,

Yeşil bir Suriye çizdi kafamın tasına.

Müzemmil bir gece gibi geldi,

ve gitti.

ANCAK kardeşimdi…

Islahhaber

HABERE YORUM KAT

1 Yorum