Doğu Ğûta'da küçük bir kıyamet yaşanıyor! 2 gündür 10 dakika dahi bombardıman durmuş değil. Sivil halka karşı her türlü füze ve konvansiyonel silahla katliam gerçekleştiriliyor. Dün sadece geceye kadar 98 sivil şehit 500'den fazla yaralı oldu. Can kayıplarının yarısına yakını çocuk ve kadın! Gece füze bombardımanı ve hava saldırısı bir an bile durmadı.

Bölgedeki mazlum müstezaf kardeşlerimizin yaşadığı dehşet Doğu Gutalı bir bacımızın sosyal medyaya yansıyan çağrısında yankı buluyor.

 

Hangi canlılar toprak altında yaşar?
Solucanlar? Köstebekler?

Canlılar yaşamak için neye ihtiyaç duyarlar? Hava? Su?

Burası #DoğuGuta, bu insanların tıpkı saygıdeğer tüm insanlar gibi temel ve eşit hakları olduğunun bilinmesine ve korunmasına ihtiyaçları var! pic.twitter.com/aWPAaN8Bcu

— Dr Kerem Kınık (@drkerem) 20 Şubat 2018

İşte o çağrının Türkçe tercümesi:

"es-Selâmu Aleykum.

Her kim beni duyuyorsa, biz sizlere çağrıda bulunuyoruz: Biz Guta ahâlisi/halkıyız. Doğu Guta Dûma bölgesi.

Ben kendi evimde -Allah'a hamdolsun kimseye muhtaç olmadan- oturuyordum. Uçaklar saldırı düzenlediler ve evim bombalandı. Allah'a hamdolsun sağ sâlim çıktık, Allah bizi kurtardı. Ben, kızım ve eşim... Kayınbabamın evine göçtük. Kayınbabamın evine göçtükten 3 gün sonra onların evi de bombalandı. Hem biz hem kayınbabamın âilesi çıktık, bir bölgeden ötekine taşınmak zorunda kaldık. Görümcemin evine geldik 5-6 âile üst üste oturup, onların yanında yattık. Aynı şey orda da başımıza geldi. Sabah uyandık bulunduğumuz evi fil füzesiyle vurdular. Tekrar dönüp göçtük yer altında sığınaklarda kalıyoruz. Ne ışık, ne su, ne de... Ben size neyi söyleyeyim ki: Altımızda hasır bile yok! Battaniye yok, örtü yok! Hiçbir şey yok! Yemek yok! 3 gündür kardeşin size söylediği gibi Allah sizi inandırsın hiçbir şey yemeden duruyoruz.

Biz sizlere çağrıda bulunuyoruz. Biz önce Allah'tan sonra sizlerden talep ediyoruz. İnşâlllah Ya Rabbi bizleri görüp gözeteni kim varsa Allah onları koruyup gözetsin. Allah sizleri her hayırla mükafatlandırsın. Durumumuz anlatılır gibi değil! Çocuklarımız ilaçsız, yemeksiz, sütsüz/mamasız... Neyi anlatayım ben size! Yiyecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Birbirimizin etlerini mi yiyelim!? Bizler müslümanız, birbirimizi görüp gözetmeliyiz! Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah. Bizim Allah'tan sonra siz kardeşlerimizden başka kimsemiz yok! Bizlere yardım etmelisiniz ey hayır ehli, ey hamiyet ehli! Bizler müslümanız,  birbirimizle ilgilenip birbirimize destek olmalıyız.  Ancak Allah'tan sonra da sizlerden yardım etmenizi talep ediyoruz. Ne olur bizlere yardım edin. Burada ne ışık, ne sus ne yiyecek var. Hiçbir şey yok! Sizlerden başka bizim kimimiz var ki, siz bizim Allah için kardeşlerimizsiniz. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah. Allah sizleri benim ve tüm müslüman kardeşlerim adına hayırla mükâfatlandırsın."

*

Öte yandan Hilal TV’de hafta içi her sabah ekrana gelen Sözü Esirgemeden programında da bu sabah Doğu Guta gündemdeydi.

Bahadır Kurbanoğlu, gerek Zeytin Dalı Harekâtı cephesinde gerekse de Doğu Guta bölgesinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.