1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Vize’nin Kalkacak Olması Tescilli Batıcıları Neden Üzüyor?
Vize’nin Kalkacak Olması Tescilli Batıcıları Neden Üzüyor?

Vize’nin Kalkacak Olması Tescilli Batıcıları Neden Üzüyor?

T24 yazarı vizenin kaldırılmasını Avrupa’nın Erdoğan iktidarına bir taviz ve ödül olarak yorumlayan tescilli Batıcıların mutsuzluğunu itiraf etmiş!

22 Mart 2016 Salı 13:07A+A-

HAKSÖZ-HABER

Zaman gazetesinin köşe yazarlarından Ali Yurttagül T24’te yazdığı yazısında çevresindeki pek çok kişinin Türkiye vatandaşlarına Avrupa vizesinin kalkacak olmasından ötürü kederli olduğunu söylerken, vize meselesini aslında Erdoğan’ın pek umursamadığını, istemediğini de iddia ederek vizenin kaldırılmasını Davutoğlu’nun ısrarına bağlıyor. Erdoğan’a rağmen vizenin kalkacağını ileri sürerek üzülmemek gerektiğini belirten Ali Yurttagül Batıcı dostlarını teselli etmeye çalışmış.

Aşağıda giriş bölümünü iktibas ettiğimiz yazıda çizilen çerçeve Türkiyeli sol ve liberal kesimin psikolojik depresyonlar içinde olduğunun bir görüntüsünü sunmakta.

 “Çocuklar, vize Erdoğan’a rağmen kalkıyor!

Ali Yurttagül /21 Mart 2016, T24

On yıl müzakere sürecinde bir kez bile gerçekleşmeyen AB-Türkiye zirvesi artık ay değil hafta ritmiyle toplanmaya başladı. Mart ayında ikinci zirveyi izledik. Gündem sığınmacılar meselesi ve Türkiye'nin masaya koyduğu çözüm önerileri. Türkiye beklenmedik şekilde kıyıları üzerinden Avrupa'ya sığınmacı akımını denetim altına alma, yönetilir kılma teklifi ile sürece yeni bir ivme kazandırdı. Fikir basit olduğu kadar efektif. Türkiye Yunanistan adalarına geçen tüm göçmenleri geri alma tahaahüdü  ile insan kaçakçılarının kazanç kaynağını tıkamak istiyor. Adalara geçmenin anlamı kalmadığı için, riske girme, para yatırmanın da anlamı kalmıyor. Buna karşılık AB, Türkiye'den Suriyeli sığınmacı kabul edecek. Ayrıca yardım bütçesini 3 milyardan Euro'dan 6 milyara yükselterek, Türkiye'deki mültecilerin yaşam koşullarını destekleyecek. Türkiye açısından en önemli mesele ise Schengen bölgesine vize muafiyeti. Yazımızın konusu da bu, sığınmacılar meselesi ve bu meselenin “ahlaki” boyutu değil. Bu konuda çok yazıldı, biliniyor. Ekimde kalkması planlanan vize sorunu haziran ayına çekiliyor. Bu karar gerçekleşirse AB-Türkiye ilişkilerinde son on yılın en önemli gelişmesine, belki bir dönüm noktasına şahit olacağız. Mümkün mü, gerçekçi mi sorusu yanında, “ahlak” meselesi bir kez daha devrede.

Bizim mahallenin çocukları nedense mutsuz. Ya vizenin kalkmayacağından eminler (Aktar, Münir gibi), ama nerdeyse hepsi kararı ahlaki bulmuyor. Suriyeli sığınmacılar satılarak alınan bir karar, veya sığınmacıların şantaj kaynağı olduğu bir süreç olarak görüyorlar. Vizenin kalkmasına karşı değiller, hatta kalkması gerektiğine de inanıyorlar, ama mutsuzlar. Bu kararın şimdi, “Erdoğan’a hediye” olarak verilmesinden şikayetçiler. Basın özgürlüğünün dibe vurduğu, Diyarbakır, Cizre, Nusaybin’de insanların öldürüldüğü, hukuk devletinin ayaklar altında olduğu bu günlerde AB yıllarca esirgediği olumlu adımı, şimdi atıyor. Mümkün değil diyorlar. “Demokrasiden bu kadar uzaklaşan, savaş meydanına dönmeye başlayan, Avrupa’nın en otokratik lideri tarafından yönetilen bir ülkeyi AB içine almaz…"

HABERE YORUM KAT