
Ulus devlet paradigması ve kürd sorununda kalıcı çözüm
İslam dünyasında bizzat sömürgeci, emperyal güçler tarafından konumlandırılmış laik kavmiyetçi- kabileci bir takım kişilikler ve sistemlerin varlığı, geniş ümmet tasavvurumuzu ilga etmemizi öğütleyemez.
Yunus Çolakoğlu’nun yazısı:
Kırk yıldan fazla süren çatışma ve güvensizlik ortamı ile yoğun şiddet içerikli bir tarzla kendini ifade eden PKK yapılanması sembolik adımlarla da olsa silahsızlanmada somut bir aşamaya, kritik bir sürece girdi. Kürd sorunu ile ilgili özellikle son çeyrek asırda mühim oranda matbuat oluştu. Meseleye sığ bir açıdan bakıp sorunları güvenlik ve kriminal zeminde okuyan kesimler açısından sorun sadece güvenlik açığı ve sosyal mağduriyetler yumağı idi. Gelinen noktada toplumun ezici kesiminde bir çözüm beklentisi olmakla beraber, yaşanan travmaların oluşturduğu yakın ve uzak hafızayı silmek yaşanan acıları bir çırpıda yok saymak meseleyi hafife almak olur.20. Yüzyılda Ulus, seküler devlet yapılanmasının pratik bir sonucu olarak dindar mütedeyyin kimlikler ile devletin kurucu unsurlarından olmalarına rağmen kürdler kimlik ve kültürel bir baskı iklimi yaşadılar.



