1. YAZARLAR

  2. Etyen Mahçupyan

  3. Ucubenin geri dönüşü
Etyen Mahçupyan

Etyen Mahçupyan

Yazarın Tüm Yazıları >

Ucubenin geri dönüşü

08 Haziran 2011 Çarşamba 06:11A+A-

AKP'nin yine oyların neredeyse yarısını alacak gibi durduğu seçim gündemi, kendilerini muhalefette hissedenlerin yüreğini sıkıştırıyor.

Eğer muhalefet tek bir blok olarak toplanabilmiş olsaydı, seçim kazanılamasa bile, yenilginin ağırlığı o denli fazla olmazdı, çünkü bu bir ezikliği ima etmezdi. Ancak sorun bununla sınırlı değil... CHP ve MHP, ideolojik olarak kaybedenler grubunu oluşturmaktalar, çünkü savundukları pozisyonlar arkaiklikle oportünizm arasında salınmalarına neden olurken, topluma da işlevsel ve tutarlı bir gelecek sunamıyorlar. Diğer bir deyişle Kürt siyasetinin dışında kalan toplumun geniş kesimlerini bir araya getirecek ve aynı zamanda 'sağlam' gözüken bir ideolojik zemine ihtiyaç var.

Ulusalcılık buna talip... Öte yandan şimdilik geçmişten kalma dar kadroların elinde. Birçok Ergenekon zanlısı muhalefet partilerinde kendilerine yer bulamadığı için seçime bağımsız aday olarak girmek zorunda. Benim tahminim bu kişileri seçime girmeye özendirenlerin aslında onları tasfiye etmek istedikleridir. Böylece ulusalcılık kendi geçmişinden arındırılarak 'temiz' kadrolarla CHP ile MHP'nin içinde yer alabilecek, bu partilerin amorf veya etkisiz fikriyatları da yumuşamış bir ulusalcı söylem sayesinde 'gerçek' bir ideolojik alternatif haline gelebilecek. Anayasa tartışması süreci bunun için biçilmiş kaftan... Seçim sonrasında belki de bir yıla kalmadan AKP karşısında ulusalcı bir blok görür ve solcuların önemli bir bölümünün burada sorunsuzca yer aldıklarına tanık olursanız hiç şaşırmayın.

Öte yandan solculuğun ulusalcılıkla hiçbir şekilde bağdaşmayacağını savunmak da gayet akla yakın gözüküyor. Ulusalcılık, devletçiliği bir rejim savunusu olarak algılayan, laikliğin otoriter çerçeveden kurtulmasını ihanet sayan ve Türk kimliğini ideolojik bir tabu haline getiren bir bakış. Gerçi solculuğun da ulusalcılığa yaklaştığı yerler var. Örneğin solcular devlet konusunda hayli ikircikliler. Devlet bir yandan gerici niteliklere sahip, solu ezmiş olan kapitalist rejimin öznesi, diğer taraftan da 'doğru insanlar elinde' kapitalizme set çekebilme ve daha önemlisi AKP iktidarını durdurabilme yeteneğiyle sahip çıkılması gereken bir kurum. Otoriter laiklik ise solcularla ulusalcılar arasındaki en sağlam bağ: Teorik açıdan dindarların geriliği ile bugünün siyasetine 'el koyan' dindarların önlenemez yükselişi, birleşerek laikliği bir kimlik ve siyasi pozisyon haline getirmiş durumda. Ama bir de Türk milliyetçiliği meselesi var... Gerçi solcuların önemli bir bölümünün ta başından beri bağımsızlık söylemi ile harelenmiş bir 'Türkçülüğü' taşıdıkları bilinen bir olgu. Ancak 'asıl' solcuların mazlumlara, örneğin Kürtlere ve Ermenilere destek verdikleri malum. Hrant'ın anısına sahip çıktıkları, Kars'taki 'insanlık anıtını' destekledikleri biliniyor. Bu kişilerin ulusalcı olmaları mümkün mü?

Kamuoyu ile paylaşılan bir basın bültenine kısaca göz atalım... İzmir'deki ulusalcı adaylar, Yaşar Müjdeci ve Doğu Perinçek için 5 Haziran Pazar günü yapılan mitinge davet niteliği taşıyor: "Cumhuriyet Güçbirliği'ne katılan çeşitli siyasi partilerden yöneticiler, neden Cumhuriyet Güçbirliği'ne katıldıklarını Konak Batı Western Otel'de bir deklarasyonla açıkladılar. Açıklamayı katılımcılar adına Balçova eski Belediye Başkanı Ali İhsan Ülker yaptı... " Bizler bugüne kadar gerek sağda olsun gerekse solda olsun, çeşitli siyasi partilerde ülkemize ve milletimize hizmet amacı ile yönetici görevlerde bulunduk ve bulunuyoruz. Türkiye olağanüstü döneme girmiştir ve de çözümler de olağanüstü olacaktır. Ülkemiz emperyalistlerin emrinde, İstiklal Savaşı ile kurduğumuz ulusal devletimizi yıkanların iktidarı altında dokuz yıldır gittikçe artan bir karanlığa gömülmektedir. Ya AKP iktidarı Cumhuriyet'imizi hiçbir kalesi kalmaksızın yıkacak; ya da Cumhuriyet'imizi yeniden kurmak için AKP'den kurtulacağız. Bizler, AKP'den kurtulmanın tek yolunun Atatürk'te birleşmek olduğunu gördük. Bizler Cumhuriyet Güçbirliği'ni etnik ve mezhepsel bölünmelere son vermek için, ordumuza yönelik ABD operasyonuna dur demek için bu çatı altındayız..."

Mitingin sloganı olarak 'Cumhuriyet için bayrağını al gel' seçilmiş. Ayrıca bazı tanınmış katılımcılar da olacakmış: Selda Bağcan, Levent Kırca, Nasuh Mahruki... Ve heykeltıraş Mehmet Aksoy. 'İnsanlık anıtını' yaparak vicdanların sesi olan kişi... Ermenilerin yaşadıklarını yüreğinde duyan kişi.

Solculuk AKP karşıtlığından öteye geçemediği sürece, kaderi ulusalcılıkla çizilecek ve 'ucube' kelimesi de tam yerini bulmuş olacak.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT