1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Türkiye’nin 11 Eylül’ü HSYK ve Ergenekon
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye’nin 11 Eylül’ü HSYK ve Ergenekon

04 Ağustos 2009 Salı 10:47A+A-

Beklenen oldu ve Danıştay saldırısıyla Ergenekon davası birleştirildi.

Ergenekon’da büyük insan hakları ihlalleri olduğunu ileri sürenler, Danıştay saldırısını ‘’Türkiye’nin 11 Eylül’ü’’ ilan edenler bakalım şimdi ne yapacak?

Gerçi artık onlar artık haber temelli gazetecilik anlayışından vazgeçtiler.

Sizi ikna amaçlı yayın yapıyorlar.

Mustafa Duyar’ın Sabancı’nın gerçek katili olduğuna, Danıştay baskınını şeriatçıların yaptığına inanmanızı istiyorlar.

Bunu bu kadar planlı programlı yaptıklarına göre amaçları ne diye sormak hakkımız.

Diyelim ki, Danıştay saldırısında iktidarı yıpratmayı, kapatılması sürecine katkıda bulunmayı hedeflediler.

Sabancı cinayetinde AK Parti’nin esamesi okunmuyordu.

Niye bu davanın belli devlet kurumlarıyla ilintisini ısrarla örtmeye çalışıyor ve Duyar’ın savcılığa verdiği ifadeyi yayınlayıp Suriye’de MİT’e verdiği ifadeden hiç söz etmiyorlar.

Devletin gazetesi oldukları için mi, devletle işbirliği içinde oldukları için mi?

Bugüne kadar nelerin üstüne gitmeyip neleri gizlediler, neleri öne çıkardılar acaba?

Ancak artık mızrak çuvala sığ mıyor.

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nda kopan kıyametin nedeni, bu iki davanın birleşmesini önlemek miydi acaba?

Kendilerini devlet olarak gören kimi kamu görevlilerinin laik bir yargıcın ölüm kararını verdiklerinin açığa çıkması travmatik bir etki yapacaktır.

Ama kimilerinin, kendilerini sahibi gördükleri vatan sözkonusu olunca laik bir yargıcın hayatını teferruat olarak gördükleri anlaşılıyor.

Başka neleri teferruat gördükleri yeraltından çıkan kemiklerle, ifadelerle ortaya çıkıyor.

Gizli tanıklara yapılan baskılar bile gerçeğin ortaya çıkmasını engellemiyor.

Tükenmez kalem cayabiliyor ama gerçekler çırılçıplak gözümüzün önünde duruyor.

 

Kürt açılımının siyasi ayağı topal

İktidar Kürt, daha doğrusu şiddet meselesinin çözümü için kapsamlı bir çalışma başlattı.

Bu çalışmanın Milli Güvenlik Kurulu, MİT, Silahlı Kuvvetler gibi devlet ayakları var.

Akademisyenler, gazeteciler, aydınlar gibi düşünsel ayağı var.

Ama siyasi ayağı topal.

CHP’nin ne yapacağı belli değil, MHP her türlü açılıma kapalı, Başbakan DTP’ye küs.

Gazeteciler, akademisyenler meselenin halli için dinleniliyor ama DTP yönetimi dinlenmiyor.

Oysa partinin şahin kanadından Aysel Tuğluk’un bile makul önerileri var.

Milliyet Gazetesi’nden Devrim Sevimay’ın sorularını yanıtlayan Tuğluk, Anayasa değişikliği ile vatandaşlık tanımının değişmesini en başa, genel affı en sona koymuş.

Beğenin beğenmeyin, bu insanlar bölge halkının oylarıyla oraya geldiler ve o insanların taleplerini seslendiriyorlar.

Demokratik açılım Meclis’te temsil edilen parti dinlenmeden sağlanamaz.

Bu konuda ne kadar sıkıntıda olduğumuzu ise star’ın dün birinci sayfadan verdiği haber gösteriyordu.

Devletin bu konuda yaptığı tek çalışma Özal yıllarına ait.

1992’de yapılan bu çalışma arşivlerden çıkarılmış.

Yani devlet en önemli mesele hakkında bugüne kadar doğru düzgün kafa yormamış.

Buna 7 yıllık AK Parti iktidarı da dahil.

‘Kürt yoktur’ diye yola çıkarsanız, meselenin halli için elbette kafa yormazsınız.

O zaman da sorun gelip kapınıza dayandığında çözüm arayışına başlarsınız.

Ancak elinizi çabuk tutmanız gerekir, çünkü bugün çözüm için elverişli koşullar 3 ay sonra tam tersine dönebilir.

STAR

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum