Hükümet şiddeti sahneden silip atmak için çaba harcarken bir kısım Türkler barış çabalarının karşısında dikiliyor.

Kürtler’in kendileriyle eşit haklarda, kendi kimliklerini koruyarak var olmasını içlrine sindiremiyorlar.

Açıkça ırkçılık yapıyorlar.

Onlar için ideal Kürt, Hikmet Çetin gibi, Silahlı Kuvvetler’de en üst düzey rütbelere erişmiş kimi subaylar gibi, asimile olmuş olanlar.

Asimilasyona direnen Kürtler’den hoşlanmıyor, hatta giderek rahatsız oluyorlar.

Barışsever, gerilime karşı Ahmet Türk bile PKK’nın sözcüsü ilan edilebiliyor o bakımdan.

Ancak çevrenize bir bakın, bu yaygarayı koparanların çoğunun oğulları askerliklerini hangi koşullarda yapmış.

Onların anaları bir gece korku içinde kalmış mı acaba?

En çok bağıranlar, mahallelelerindeki camiden bir tek şehit cenazesi kalkmayanlar.

Başkasının canı ve kanı üzerinden siyaset yapmak ucuz ve kolay nasılsa...

İşin vahimi sadece hükümetin atmaya çalıştığı adımları eleştiriyor, bir çözüm önerisinde bulunmuyorlar.

DTP ile görüşmeye karşılar, Cumhurbaşkanı Gül’ün Gürpınar’a Norşin demesine karşılar.

Peki bu sorunu nasıl çözecekler, imha yöntemiyle mi?

Bakın önceki gün Münih’te bir mahkeme 90 yaşındaki Joseph Scheungraber’i 1944 yılında İtalyan sivilleri öldürdüğü için ömürboyu hapse mahkum etti.

Biz 90 yaşındaki Kenan Evren’den hesap sorulur mu diye tartışırken onlar adaletin gereğini 65 yıl sonra olsa da yerine

getirdiler.

Türkiye’de de bu ölümlere karışan, ölüm emirlerini veren ve yerine getirenlerin karşılaşacağı akibet bu.

Belki cezaevlerini görmeyecekler ama adları tarihin yapraklarına katil olarak geçecek.

O yüzden siz en iyisi mi büyüklerinizin yöntemlerinden vazgeçin.

Eski yöntemlerin bugünkü dünyada bedeli çok ağır.

Bu tablo ile yola devam edemiyeceğimize göre de, sorunun devamı için değil de çözümü için kafa yorun.

Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin bölgesindeki yıldızının nasıl parlayacağını, hangi ufuklara yelken açabileceğini düşünün.

Eğer hükümetin gittiği yolu beğenmiyorsanız, kendiniz bir öneri paketi hazırlayıp sunun.

Ama bunu yaparken Kürt realitesini gözardı etmeyin.

İnsanların kendi dillerini öğrenme, geliştirme, kimliğini koruma, bölgesi hakkında sözsahibi olma hakkına saygı duyun.

Bunu sadece Türkiye’nin doğusu değil, batısı için de yapın.

Vatandaşlarınızı etnik kimliğine, inancına göre sınıflamayın, anayasal vatandaşlık kavramına inanın.

Bir adım da siz atın.

Atın ki, şu kan dursun.

STAR