1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Türk kadını, Arap kadını
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Türk kadını, Arap kadını

12 Şubat 2011 Cumartesi 11:55A+A-

Zavallı Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Merkezi’nde Arap gazetecileriyle kahvaltılı bir basın toplantısında “Biz kimseye ağabeylik yapmayız. Çünkü hepimiz eşit ülkeleriz. Birbirimizi dinleriz, fikirlerimiz aynı olmasa bile dinleriz. Ama ağabeylik de yakışmaz, bu Arap ve İslam dünyasına saygısızlıktır” demiş.

Bunu duyan İzmir Milletvekili Canan Arıtman belli ki “Hoop, hop! Arap ve İslam dünyasına niye saygısızlık etmeyecekmişiz, bal gibi ederiz” diye düşünmüş, “Bunlar hem Arap hem de Müslüman, saygısızlık etmeyeceğiz de ne edeceğiz” diye geçirmiş içinden, kendini tutamamış, “Arap kadınları gibi olmak istemiyoruz” diye itiraz etmiş.

Şimdi, Arap kadını ile Türk kadını arasında bir karşılaştırma yapmak istemem. Yaparsam hayatımdaki tüm kadınlarla başımın belaya gireceği kesindir.

Canan Arıtman hakkında bir Türk kadını olarak neler düşündüğümü yazmak da istemem. Yazarsam mahkemelerde sürünme ihtimalim çok yüksek.

Ama Arıtman’ın kafasındaki ideal Türk kadınının nasıl bir şey olduğunu tahmin edebiliyorum.

Edebiliyorum, çünkü Atatürkçü Türk kadınının nasıl olması gerektiğini ilk Türk feministlerinden Nezihe Muhittin Hanım 1931 yılında Türk Kadını adlı kitabında anlatmış:

Ey devrimin aziz genç kızları! Avrupalılara ‘Bir Türk kadar kuvvetli’ dedirten kuşaklar yetiştirmek görevinizdir. Vücut zayıflığı ve düşük ahlâkdan sizler sorumlu olacaksınız! Bundan dolayı bundan sonra iyi görür, iyi düşünür, iyi nişancı, iyi binici, dinç, gürbüz, canlı, atılgan, üretken olmayan erkeklerin evlilik teklifini şiddetle reddediniz.

Kitabı okuduğumda, gerçek Türk kadınlarının tüm evlilik tekliflerimi niye şiddetle reddettiğini hemen anlamış, çok üzülmüştüm. O günden beri iyi nişancı, iyi binici, dinç, gürbüz, canlı ve atılgan olmak için elimden geleni ardıma koymuyorum. Ümitliyim. Bir gün Türk kadınına layık olacağım.

Arıtman bir de demiş ki, “Bizim Arap kadınlarına öykünecek bir durumumuz yok. Allah korusun diyorum. Bir erkeğin dört eşinden biri olmaya mı öyküneceğiz.

Bir milletvekilinin ırkçı olması anlaşılabilir, bir diğerinin cahil olması da anlaşılabilir. Ama aynı milletvekilinin hem ırkçı hem cahil olması bazen sorun olabiliyor. Arıtman’ın, Caselli, Vallin ve Wunsch’un Demografi: Analiz ve Sentez adlı üniversite ders kitabına bakmasını öneririm:

Yaygın kabul gören bir görüşün aksine, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde çokeşlilik çok nadirdir. Cezayir’de, evli erkekler arasında çokeşlilik oranı 1886’da yüzde 15’ten 1986’da yüzde 1,5 düzeyine düşmüştür. Bu oran 1980’li yıllarda Mısır’da yüzde 3 ve Fas’ta yüzde 3,4 düzeyindeydi.. Tunus’ta çokeşlilik yasaklanmıştır.

Kılıçdaroğlu ırkçılık ve cehaletin çaresini bulmuş. “Canan Hanım’ın Arap kadınlarını tanıması lazım. Irak gezisine birlikte götüreceğim. Arap dünyasını tanıması gerek” demiş.

Canan Hanım 61 yılda Türkiye’yi tanımayı beceremediğine göre, kısa bir ziyaret sonucu Arap dünyasını tanıması kolay olmayacaktır bence.

Ömrünün geri kalanını oralarda geçirmesini sağlamak mümkün olamaz mı acaba?

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT