1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Tekel işçileri, İslam ve Lenin
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Tekel işçileri, İslam ve Lenin

17 Şubat 2010 Çarşamba 17:26A+A-

Bu hafta bir misafirim var. Rus. Tekel işçilerinin direnişi hakkındaki düşüncelerini sordum, anlattı.

Geleneksel konukseverliğimize uyalım, sözü önce ona verelim:

“Hiçbir koşulda din sorununu.. soyut, sınıf mücadelesinden kopuk ‘entelektüel’ bir sorun olarak ortaya koymak yanlışına düşmememiz gerekir.. Dinsel önyargıların sadece propaganda yöntemleriyle yok edilebileceğini sanmak budalalık olur.. Proletarya kapitalizmin karanlık güçlerine karşı kendi mücadelesiyle aydınlanmadıkça, ne kadar bildiri dağıtılırsa dağıtılsın, ne kadar söz söylenirse söylensin, proletaryayı aydınlatmak olanaksızdır.. Ezilen sınıfın bu dünyada bir cennet yaratmak adına gerçek devrimci mücadelede birleşmesi, öteki dünya cenneti konusunda görüş birliğine varmasından daha önemlidir” (Sosyalizm ve Din, 1905).

“Diyelim ki, belirli bir bölgede ve belirli bir sanayi kesiminde bulunan proletarya, biri sınıf bilinçli ve kuşkusuz ateist olan [komünistler], diğeri köyle ve köylülükle ilişkilerini henüz koparmamış olan, Tanrı’ya inanan, kiliseye giden, hatta bir Hıristiyan sendikası örgütlemekte olan yerel papazın etkisindeki geri kalmış işçiler olmak üzere ikiye bölünmüş olsun. Yine diyelim ki, bu bölgedeki ekonomik mücadele bir grev sonucunu doğurmuş olsun. Bu durumda bir Marksist’e düşen görev, grevin başarıya ulaşmasını her şeyin üzerinde tutmak, bu mücadelede işçilerin ateistler ve Hıristiyanlar olarak ikiye bölünmesine kesinlikle karşı çıkmaktır.. Böyle bir anda ve böyle bir ortamda ateist propaganda yapmak, işçilerin grevdeki tavırlarına göre değil de, dinsel inançlarına göre bölünmelerini isteyen papazların ekmeğine yağ sürmek demektir” (Proletarya Partisinin Din Konusundaki Tutumu, 1909).

Bu sözlerin yazarının Lenin olması, çocukken anneleri tarafından “Uslu dur, komünistlere veririm yoksa seni” diye korkutulan Müslümanlar kadar, kendilerini komünist zanneden solcular için de şaşırtıcı olsa gerek.

Müslümanların bu şaşkınlık için kabul edilebilir bir özrü var. Lenin’i tanıyor, görüşlerini biliyor olmak gibi bir iddiaları yok zaten.

Kendilerini komünist zanneden solcuların ise, kemalizmden başka özrü var mı acaba?

Tekel işçilerini desteklemek için Bursa’da 4 şubat günü yapılan eylemin, katılanlardan biri tarafından yazılmış bir raporunu okudum. İlgimi çeken bölüm şöyle:

“Eyleme damgasını vuran kişi bir kadın oldu. Eylemciler arasından mı, yoldan geçen vatandaş mı olduğunu anlayamadığım kadın, eline mikrofonu alıp şunları söyledi ‘600 lira maaşla nasıl geçineceğiz? 350 lira ev kirası veriyorum, iki çocuk var, ne yiyeceğiz?’ Daha sonra kadının ‘SECCADEYİ SERDİLER, MEMLEKETİ SATTILAR’ şeklinde attığı slogana eylemcilerin de hep bir ağızdan katılmalarıyla büyük bir coşku yaşandı.”

Helal olsun kadına! Dört kelimelik tek bir slogana hem İslam düşmanlığını hem milliyetçiliği sığdırmayı başarmış!

Diyelim ki kadın Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Darbeciler Derneği veya İstanbul Barosu yönetiminin üyesi. Olabilir, doğaldır. Ama hemen hemen hepsi “solcu” olan eylemcilerin “hep bir ağızdan bu slogana katılmalarıyla büyük bir coşku” yaşanmasına ne demeli?

Bu eylemciler, Tekel işçisi kadınların önemli bir kısmının başörtülü olduğunu fark etmemiş mi acaba?

Bu sloganı işçileri bölmek amacıyla bilerek mi atmışlar, Lenin’in ifadesiyle “budala” oldukları için mi? Müslüman işçilerin ayrı, kemalistlerin ayrı grev çadırları kurmasını direnişin kazanması açısından yararlı mı buluyorlar?

İslam, kemalist devletin “düşman” olarak gösterdiği, işçi sınıfını ve her tür muhalefeti bölmek için kullandığı en temel unsur. Bugün, işçi sınıfı da dahil olmak üzere nüfusun büyük bir kesimi kendini “şeriatçı” değil ama “Müslüman” olarak tanımlarken, tanrıtanımazlığı önkoşul olarak dayatan bir solun küçük kalmaya mahkûm olduğu açık değil mi?

Türkiye’de sol, din körü olmak zorunda. “Laik-şeriatçı” bölünmesini elinin tersiyle itip geçmek zorunda. Aksi takdirde, Müslümanlar için sorun olduğunu sanmıyorum, ama işçi sınıfının da, solun da işi çok zor.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum