1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Suudi Arabistan ve Mısır Yol Ayrımında mı?
Suudi Arabistan ve Mısır Yol Ayrımında mı?

Suudi Arabistan ve Mısır Yol Ayrımında mı?

Suudi Arabistan stratejik bir yol ayrımında. İhvan korkusu sebebiyle bölgeyi içine attıkları ateş, Suud sınırlarına hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü bir şekilde dayanmış durumda.

06 Şubat 2015 Cuma 18:56A+A-

HAKSÖZ HABER

Suudi Arabistan, yeni kralı Selman ile birlikte çok ciddi bir yol ayrımında. Ya Birleşik Arap Emirlikleri ve Sisi cuntası ile yakınlaşma siyasetinde ısrar ederek bölgede İsrail ve İran'ın önünü açacak. Ya da bunlarla arasındaki mesafeyi açarak İhvan-ı Müslimin'e olan düşmanca tutumunu sonlandırıp Suriye direnişine olan desteğini en üst sınırı taşıyacak. İslam coğrafyasında yaşanan kaos, katliam ve despotik iktidarlar sorununa Akşam gazetesi dış politika yazarı Ufuk Ulutaş çok boyutlu bir perspektif sunarak açılım getirmeye çalışıyor. 


Ulutaş'ın yazısı şöyle:

Suudi Arabistan ve Mısır yol ayrımında mı?

UFUK ULUTAŞ

Suudi Arabistan’daki kral değişimi Ortadoğu coğrafyasında beklenenden daha büyük bir etkiye neden olabilir. Bu iddiayı ortaya koyarken tabii ki temkinli olmak zorundayız. Suudi Arabistan’ın uluslararası angajmanları ve şu ana kadar ortaya koyduğu statükocu performans bu temkinin ana sebebi. Fakat Kral Selman’ın tahta oturmasından itibaren yaşanan birkaç gelişme, bölgeyi takip edenlerin zihninde “acaba?” sorularını üretmiş durumda. 

Yeni Suudi Kralı’ndan en fazla etkilenme potansiyeline sahip olan konu Mısır-Suudi Arabistan ilişkileri. Hatırlayacaksınız Mısr’ın “Sisi darbesi” Körfez’in daha doğrusu Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri finansmanında gerçekleşmişti. Darbenin hemen sonrasında Körfez’den 12 milyar dolarlık bir finansal destek Mısır’a ulaşmıştı ve takip eden 10 ay içerisinde Sisi’nin de açıkladığı üzere bu rakam 20 milyar doları aşmıştı. Körfez, global İhvan avının merkez ülkesi olarak seçtiği Mısır’da İhvan ve diğer tüm İslamcı hareketler için acı bir ders çıkartma peşindeydi. Hatta Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’nin Türkiye ve Katar’la ilişkilerinin de gerilmesine sebep olmuştu. 

Suudi Arabistan, Mısır’a muhtaç mı? 

Yeni Kral’la birlikte Suudi-Mısır ilişkilerinde yeni bir döneme girmiş olabiliriz. Kral Abdullah’ın cenaze törenine “sis” nedeniyle katılamayan Sisi, zaten kafalarda soru işaretleri uyandırmışken, Arap medyasında yeni kralın Sisi’den pek hoşlanmadığına dair haberler yayılmaya başladı. Bu süreçte bir de Sisi’nin “Suudi Arabistan bize eskisi gibi yardım etmeyebilir” minvalindeki açıklaması dolaşıma girdi. En son olarak da Sisi’ye yakınlığıyla bilinen veya darbenin medyadaki silahşörlüğünü üstlenmiş İbrahim İsa gibi gazeteciler, “Suudi Arabistan bize yardım etmek zorunda” tarzı Suudi Arabistan’a yönelik salvolara başladılar.

Bütün bu yaşananlarda düşen petrol fiyatlarının da etkisi olması mümkün. Suudi Arabistan düşen petrol fiyatlarını göğüslerken Mısır gibi 85 milyon nüfuslu bir ekonomik kara deliği daha ne kadar finanse edebilir? Körfez ekonomisindeki durgunluk Mısır ekonomisinin önemli kalemlerinden birisi olan Körfez ülkelerinde çalışan Mısırlıların Mısır’a katkılarında da azalışlar yaşatacaktır. Kaldı ki daha bir taraftan kendisi için gittikçe genişleyen İran tehdidi diğer taraftan da sınırlarına dayanmış IŞİD belasının gerektireceği güvenlik harcamaları var. Mısır bu süreçte hem sıkça konuşulan Suudi Arabistan’la “muhtemel” siyasi yol ayrımından hem de düşen petrol fiyatlarının yarattığı sıkıntılardan etkilenecek.

Suudi Arabistan’da “Suud’un BAE’nin kayığına bindiği” ve BAE’nin Suud’un bölgesel politikalarını manipüle ettiği yönünde çatlak sesler de mevcut. Bu durum Kral Selman’la birlikte ne kadar siyaseten sorun olarak görülür bilinmez ama muhtemel bir BAE-Suudi Arabistan gerginliğinin bile Mısır’a etkisi çok büyük olur. Bu durum dolaylı olarak Suudi Arabistan’ın İsrail’le de arasına mesafe koyması anlamına gelir zira BAE’nin uzun süredir İsrail’in kayığında olduğu bölgeyi takip edenler tarafından bilinir. 

Mısır sallantıda

Mısır an itibarıyla sadece ekonomik darboğazda değil. Aynı zamanda siyaseten ve özellikle de güvenlik alanında zor günler yaşıyor. Sina’dan Kahire’ye kadar çatışmalar, patlamalar, silahlı saldırılar devam ediyor. İhvan’dan binlerce kişi hapse atılmış ve idam cezasına çarptırılmışken ve kurumlarının malvarlığına el koyulmuşken hâlâ Sisi yönetiminde kendine güven emareleri görünmüyor. Bu durum da doğal olarak Körfez’in Sisi’ye yatırımlarını sorgulamasına sebep oluyor. Diğer yandan ise Mısır’ın Filistin’deki ve Suriye’deki İslami hareketleri baskılama çabaları, Körfez halklarından da tepki görmeye devam ediyor.

Suudi Arabistan stratejik bir yol ayrımında. İhvan korkusu sebebiyle bölgeyi içine attıkları ateş, Suud sınırlarına hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü bir şekilde dayanmış durumda. Yemen, Irak, Suriye’nin etkileri bölgeye dalga dalga dağılırken en çok kaybedeceği olan aktörlerin başında Suudi Arabistan geliyor. Suudi Arabistan bu gidişe bir dur demek istiyorsa Mısır’la ilişkilerini yeniden şekillendirip Suriye devrimine destek kapılarını sonuna kadar açması gerekiyor. Aksi takdirde bırakın bölgeyi Suudi Arabistan’ın içi de bu ateşten kendisini kurtaramaz. 

AKŞAM GAZETESİ

HABERE YORUM KAT