1986 Ocak ayında silahlı bir kişi Aden'de, iktidardaki Sosyalist Parti'nin siyasi bürosunun toplantısını basmış, aralarında genel sekreter Abdulfettah İsmail ve savunma bakanı Ali Anter'in de bulunduğu bütün üyeleri öldürmüştü.

Sonrasında zamanın Güney Yemen Devlet Başkanı Ali Nasır Muhammed'in tek başına iktidar olmak ve bütün rakiplerini tasfiye etmek için bu eylemi gerçekleştirdiği anlaşıldı. Komplo pratik olarak başarılı oldu ancak siyaseten başarısız kaldı. Zira ordu güçleri hayatını kurtarmak için kuzeye kaçmak zorunda kalan başkan Nasır Muhammed'in yandaşlarını tasfiye etti. İş, Nasır Muhammed'in Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed'in koruması, desteği ve Körfez finansmanıyla Şam'da kendi kurduğu stratejik araştırmalar ofisinin başkanı olmasıyla son buldu. Suriye'de ulusal güvenlik konseyi karargâhında yapılan, kriz hücresi toplantısını hedef alan, savunma bakanı Davud Raciha, yardımcısı devlet başkanının eniştesi ve en güçlü adamı Asaf Şevket, kriz hücresi başkanı, içişleri bakanı ve bir grup güvenlik ve askeri generallerin ölümüne yol açan 'gizemli' patlamayı izlerken bu olayı hatırlıyoruz. Olan biteni açıklayan birçok teori söz konusu ve en sağından en soluna kadar birçok çevre eylemi üstlendi ancak gerçek hâlâ uzak. Komplo teorisinin sahipleri, bir yandan devlet başkanının kız kardeşinin eşi Asaf Şevket, diğer yandan kardeşi ve dördüncü tümenin komutanı Mahir Esed arasında rejim içindeki kanatların çekişmesine dair durmak bilmeyen olayların gölgesi içinde saldırıyı planlayanın rejimin kendisi veya rejim çevrelerinden biri olduğunu ifade ediyorlar. Bu kimselere göre devrim başladığından beri tür itibarıyla en önemlileri olarak görülen bu eylem cumhuriyet muhafızlarından en önemli tümenin komutanı General Menaf Mustafa Tlas'ın Fransa'ya kaçmasının üzerinden iki haftadan az bir süre sonra hayata geçirildi.

Batının ve doğunun rejimin başını devirecek iç askeri darbeyi tercih ettiğine dair konuşmalar son dönemde artış göstermişti. Ayrıca Asaf Şevket'in Fransız yetkililerle ilişkisi etrafında söylenenler yıllardır hiç kesilmedi. Ortada Şevket'in General Menaf Tlas'ın Fransa'ya kaçırılmasında rol oynadığını tekrarlayıp duranlar var. Buna karşın patlamaların başkent Şam'ın göbeğine ulaşması, cumhuriyet muhafızları binalarının bombalanması, Özgür Suriye Ordusu'nun nitelikli eylemlerinin artması ve sivilleri hedef alan katliamların peşi sıra gelmesi dikkate alındığında birçokların nazarında rejimin dar halkasına nüfuz edilmesi ve bu intihar eyleminin gerçekleştirilmesi uzak ihtimal değil. Özgür Suriye Ordusu, rejimin devrim başladığından beri sert biçimde uyguladığı kanlı güvenlik çözümleri yanlısı isimlerden intikam alarak büyük bir moral zaferi elde etti ancak bu zafer rejimi bu çözümlerde daha ileriye gitmeye, daha fazla ölüm ve yıkım eylemlerini artırma gerekçesi olarak kullanmasına sevk edebilir. Suriye enformasyon bakanı Suriye resmi televizyonuna rejimin şu ana kadar 'teröristlerle' mücadelesinde askeri gücünün sadece yüzde 8'ini kullandığını belirtti. Rejimin askeri gücünün sadece yüzde 8'ini kullanması şu ana kadar yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne yol açtıysa gücünün yüzde 100'ünü kullanırsa ölü ve yaralıların sayısı ve yıkımın boyutu ne kadar olur acaba? Bizler rejimin yasak ve yasak olmayan füze ve silah cephaneliğine ve her türden savaş uçaklarına sahip olduğunu biliyoruz.

Suriye rejimi son ana kadar başkenti savunacaktır. Gelecek günlerde bütün alanlarda başarısız olan bir yaralı kaplan gibi hareket edebilir. Enformasyon başkanını, muhalefete tek bir silah parçası veren ülkelere intikam tehdidinde bulunurken görenler bu rejimin hayata tutunduğunu, Rusya ve Çin gibi dostların desteğinden emin olduğunu anlar. İran ve Hizbullah'ı unutamayız. Çünkü rejimin düşmesi onların da düşmesini kolaylaştırabilir. Evet, Suriye şu günlerde, Lavrov'un dediği gibi nihai bir savaşa sahne oluyor ancak nasıl bir nihailiği kastettiğini ve sonuçta kimin kazanacağını, bilemiyoruz.

El Kuds El Arabi gazetesi 19 Temmuz 2012

ZAMAN