1. YAZARLAR

  2. Ferhat Kentel

  3. Sosyolojiye müdahale
Ferhat Kentel

Ferhat Kentel

Yazarın Tüm Yazıları >

Sosyolojiye müdahale

20 Şubat 2010 Cumartesi 16:17A+A-

Pınar Selek’i yargı marifetiyle ezmek istiyorlar... Pınar Selek vasıtasıyla hayata, topluma müdahale ediyorlar.

“Yargıya müdahale etmemek” gerekliliği anlaşılabilir bir söylem; esas olarak yargıyı ve yargıçları güç odaklarına karşı korumayı, bağımsız ve adil yargılamayı güvence altına alan ve uyulmadığı takdirde yaptırımları olan bir kuralı içeriyor.

Yargıya kim müdahale ederse daha fazla etki eder? Senin, benim gibi fâniler mi yoksa bellerinde silahları olanlar, bürokrasi, hükümetler, partiler ya da sahip oldukları sermaye gücü sayesinde hükümetleri bile ayağına çağırabilen sınıf aktörleri mi? Herhalde o büyük otoritelerin çatacakları bir kaşın bile sicilini düşünen bir yargıç üzerinde daha fazla etki edebileceğini tahmin edebiliriz. Yani aslında “yargıya müdahale etmeleri” engellenmeye çalışılan kesimler, belli ki bu “güçlü” kesimler.

Ancak, çok daha güçlü, etkin ve derinden işleyen başka bir “müdahale” biçimi daha var. Yargıçları en çok etki altında bırakan, yani “yargıya en çok müdahale” eden unsurlar tam da onların beslendikleri zihniyet ve ideoloji dünyalarıdır. Eğer, Türkiye’deki gibi, toplumun değişmesine bağlı olarak, kabaca “eski” ve “yeni” olmak üzere iki ayrı “düzen” fikri ortaya çıkmışsa, yargıçların da ikiye bölünmesi pekala normaldir. Bu ikiye ayrılan yargıçlar arasında zihinsel haritaları “eski” dünyayla oluşmuş olanlar değişimi durdurmaya soyunurlar. Yeniler, “hareket” eden toplumun kelimelerini öğrenerek “etki altında” kalırlar; “düzen”i “hareket”e uyumlu hale getirmeye çalışırlar. Ama “eskiler”, eski düzenin sürekli “müdahalesi” altındadırlar ve bu yüzden, yargı anlayışlarını değiştirmek yerine, toplumu değiştirmeye ve “eski”ye biat edilmesini sağlamaya çalışırlar.

Türkiye’de bütün darbe dönemlerine uyum sağlamış olan yargı bugün ortasından yarılıyor. Yarıldıkça, “eskiyenlerin” üzerinde resmî ideolojinin bekçilerinin çatık kaşlarının ve bizzat o düzenin müdahalesi daha da görünür bir hale geliyor. Ve o müdahaleyi yedikçe, topluma, toplumun kendini tanımasının bir aracı olan “sosyolojiye müdahaleye” girişiyorlar.

İşte şiddetle varolan insanları şiddetten koparan, kenarın insanlarını tinerden, fuhuştan kurtaran, şiddetten nefret eden bir insan olarak Pınar’ı yıkmak için ona şiddet suçunu yüklediler. Pınar, bir “bağımsız yargının” verdiği beraat kararlarına rağmen, eskiyen bir düzenin “bağımlı yargısı” tarafından cezalandırılmak isteniyor. Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın bomba olmadığını söyleyen bilirkişinin “etkisinde” kalan yerel mahkemeye karşılık, soğuk savaş ideolojisinin sürekli ve düzenli müdahale ve etkisi altında bulunan “eski”nin yargıçları, arenadaki Romalı muktedirler gibi inatla başparmaklarını aşağıya doğru çeviriyorlar.

Olmayan “bomba”yı Pınar’la birlikte koyduklarını “itiraf eden” (!) bir sanığı beraat ettiriyorlar; Pınar’ın uğradığı işkencelere gözlerini kapıyorlar; Pınar için yerel mahkemenin verdiği beraatı bozup, hukuk tarihine yeni bir kara sayfa, hukuk fakültelerinde okutulacak bir “hukuksuzluk vakası” sergiliyorlar.

Yargıçlık mesleğini yapan insanlar senin benim gibi insanlar. Yargıçlar “tanrısal” bir kertede ikamet etmiyorlar. Onlar sürekli etki altında yaşayan insanlar. Verdiği karara “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” gibi “vecizeler” yazdıran, Hrant’ı ölüme yollayan, iddianamesinde bayraklar ve kan çeşitleri hakkında sosyolog, antropolog gibi yorum yapmaya soyunan savcılar; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 skandalına imza atan, AKP, DTP gibi partileri kapatmak için sotaya yatmış, küçücük çocukları TMK’dan mağdur eden, Ceylanların, Uğur Kaymazların öldürülmelerine gözlerini kapatan, “darbe yapmak suçtur” diyen savcıları meslekten men eden yargı insanları da var... Bütün bu kararlara şerh koyan, kendilerinden daha güçlü olan odakların ya da derin ideolojilerinin müdahalesine izin vermek yerine, mesleklerini kaybetme pahasına, vicdanlarını dinleyen ve hukuku işletmeye çalışan Sacit Kayasu, Ferhat Sarıkaya gibi yargı insanları da var.

Hayat, Pınar gibi korkmayanlar sayesinde değişiyor. Hukuk da cesur yargıçların ve hukukçuların cesaretiyle değişiyor. Düzen değişiyor; o yüzden hukuk da yarılıyor.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT