Yeni bir ses kaydı Ankara gündemine bomba gibi düştü.

Kaydı yayınlayan internet siteleri, konuşmanın Anayasa Mahkemesi Üyesi Serdar Özgüldür'e ait olduğunu iddia ediyor.

Arkadaşlarımız dün bütün gün Anayasa Mahkemesi'nden ya da Sayın Özgüldür'den açıklama almak için çabaladılar.

Ancak ne yalanlama ne de doğrulama var.

Bununla beraber Ankara kulislerindeki hareketlenmeler dikkat çekiciydi.

Yoğun çabalar, kaydın doğru olduğu yönünde güçlü izlenim uyandırdı.

Biz Yüksek Yargı mensubu bir hukukçuya ait olduğu içeriğinden rahatlıkla anlaşılan ses kaydının sahibini, şimdilik "X Man" olarak kabul edelim.

Önemli olan söyleyen kadar, ses kaydının içeriğindeki dehşet verici itiraflar.

Skandal ses kaydı, birkaç açıdan ilgi çekici.

***

Birincisi, "X Man" AK Parti hakkında açılan bir önceki kapatma davasında delillerin çok zayıf ve uydurma olduğunu itiraf ediyor.

Bununla beraber, parti hukukçularının savunmalarını yaparken, delillerin ispatını istemediklerini, iddialara gerçekmiş gibi cevaplar verdiklerini, kendilerinin de bu sebeple bütün bu iddiaları doğru gibi işleme tabi tutarak partiyi "odak" ilan ettiklerini belirtiyor.

Başka bir deyişle, kapatma davasında kararın hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğunu açıkça ortaya konuyor.

İkincisi, "X Man" söz konusu kararın AK Parti'nin "kırmızı çizgilerini" çektiğini dile getiriyor.

"Yani adam artık bundan sonra bunları konuşamayacak, imam hatibi, Kur'an kursunu konuşmayacak. Konuştuğu zaman onu biz merkez sağ parti yaptık. Yani bundan sonra ANAP'ın misyonu neyse bunun misyonu da bu olacak" diyor.

İşte size gerçek bir "siyaset mühendisliği" örneği...

***

Üçüncüsü, "X Man" kendilerine parti kapatmanın "emir" ve "rica" ile geldiğini söylüyor.

Genelkurmay Adli Müşaviri'nin 30 yıllık arkadaşı olduğunu ifade eden "X Man", onunla yaptıkları bir görüşmeyi tüyleri diken diken eden şu sözlerle dile getiriyor:

"Üyelerin ikisi oradaydı. 'Bak gemi azıya aldılar. Çok büyük komplikasyona yol açma riski var' dedi. Sonra 'Elini vicdanına koyup büyük toplum baskısını göğüsleyip yani bir an önce kapatın' dedi. Yani öyle bir niyetleri var. Devletin belli kesimlerinde, özellikle Silahlı Kuvvetler'in de bizden arzuları var. Zannediyorum nisan, mayısta falan gündeme alırız şeyden sonra. Bir karar verilsin herkesin beklediği bir boyutu var."

Yüksek yargı mensubu olduğu iddia edilen ve konuşma içeriği de bunu teyit eden "X Man" Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftira mı atıyor?

Yoksa söyledikleri gerçek mi?

27 Nisan e-muhtırası da kapatma davası öncesinde "yargıyı etki altına alma çabası" şeklinde çok tartışılmıştı.

 "X Man" kapatma davası ile ilgili, "Diyelim ki başsavcı yeniden dava açtı... Getirdiği zaman, işi biter. Demoklasin kılıcı gibi derler ya" değerlendirmesinde de bulunuyor.

***

Skandal ses kaydı, Anayasa Mahkemesi'nin dahi hukuk dışı siyasi hesaplaşmalar ve siyaset mühendisliği için araç olarak kullanılmaya teşebbüs edildiğini gösteriyor.

"X Man" umarım kimliğini ortaya koyar.

Söylediklerinin ne kadar gerçeği yansıttığını kamuoyuyla paylaşır.

Ses, parmak izi gibidir. Sahibini ele verir.

İstenirse gerçek kurumlar tarafından da kısa sürede ortaya çıkarılabilir.

Herhalde bu durum en fazla Anayasa Mahkemesi'nin başındaki ismi, Haşim Kılıç'ı üzüyordur.

Daha bir hafta önce Anayasa Mahkemesi'nin açılışında yaptığı nefis konuşma, herkesin takdirini kazanmıştı.

"Hukukun üstünlüğü, bağımsızlığı ve tarafsızlığı" adına, umarım ses kaydının kime ait olduğu bir an önce aydınlatılır.

Anayasa Mahkemesi de töhmet altında kalmaktan kurtarılır. 

BUGÜN