1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. Siz oğullarımıza ne yaptınız?
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Siz oğullarımıza ne yaptınız?

09 Ağustos 2010 Pazartesi 00:48A+A-

Oğullarımızı ne zaman konuşacağız? Her gün bir hançer gibi saplanıyor yüreklere yeni bilgiler, yeni belgeler... Saldırı istihbaratlarına rağmen güvenliği sağlanamayan karakollar... Emekli paşaların faili meçhuller hakkında yayımladıkları hatıralar, röportajlar... Terörle mücadele veremediği halde ya kekik toplayan amcaları ya kuzu otlatan küçük kızları isabet alan eğik atışlar...

Ve tüm bunların arasında tozu dumana katarak devam eden referandum süreci... Siyasetin yarışmayı çok seven o polemikli dili; kim kime ne dedi, kim kimi nasıl cevapladı...
Büyüyen ekonomik göstergeler, atılımları ile göz dolduran dış politika, çağ kapayıp çağ açan açılımlar, en sonunda yargılanabileceğini hiç olmazsa umut edebildiğimiz 12 Eylül... Hepsi bir arada koşuyor...
Hepsine tamam da...
Oğullarımızı, ne zaman konuşacağız?
Şu hayatında karınca bile ezmemiş çocuklarımızı, çimlere bastırmadan, kırmızı ışıkta geçirtmeden, apartman merdivenlerinde gürültü patırtı yaptırmadan büyütüp... Sonra da yaşı geldiğinde askere yolladığımız... Üç aylık eğitimden sonra eline hayatında hiç görmediği ve hiç tutmadığı silahların tutuşturulup, savaşın ortasına gönderilen oğullarımızı... Ne zaman konuşacağız?
İş, terfi meselesine gelince, günler boyu odalara kapanıp strateji çizen kurmaylarımız... İş, Kandil Dağı’nı biri bizi gözetliyor evi gibi seyretmeye gelince ne de güzel espriler yapabilen komutanlarımız... Çok açık ve çok duru bir şey sorunca anneler... Niye susuyorlar?
Oğullarımıza ne yaptınız sizler?
Yanlış teşhis koyan doktora bir daha gitmezsiniz... Davayı kaybeden avukata bir daha iş vermezsiniz. Çorbasına sinek düşmüş lokantaya bir daha uğramazsınız. Yollarınızı onarmayan belediyeye, hayat pahalılığını arttıran hükümete bir daha oy vermezsiniz... Saçınızı düzgün kesmeyen berber, elbisenizi düzgün dikmeyen terzi, sizden bir daha iş alamaz... Çocuğunuzu döven dadıyı kovar, çocuğunuzu hırpalayan okuldan alırsınız...
Peki ya sıra askerliğe gelince...
Tamam “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” de... Askerlik, çocuklarımızın göz göre göre ölüm piyonu edildiği bir yer de olmamalıdır... Biz çocuklarımızı, siz göz göre göre öldürtesiniz diye dünyaya getirmedik ki...
Bir de göz görmeye görmeye ölen evlatlarımız var... Faili meçhuller, kayıplar, buharlaşmışlar, listeler, listeler, kenarı çentiklenerek işaretlenmiş sakıncalılar...
Siz oğullarımıza... Siz bize... Ne yaptınız?
Ve niçin?
Niçin kendi halkınızı düşman ilan ettiniz?
Niçin nefret ettiniz, neden, hangi sebeplerle...
Bir ihale yolsuzluğundan bahsedilmiyor... Veya bir aile skandalından... Yolsuzluktan, hırsızlıktan, iltimastan da değil... Çocuklarımızın göz göre göre öldürtülmesinden söz ediyoruz...
Herhalde farkında değil kurmaylarımız ama... Ekonomiden, siyasetten, çağdaşlıktan ve önündeki engellerden falan da değil...
Düpedüz çocuklarımızın öldürtüldüğünden söz ediliyor aylardır... Ne bir ses... Ne bir cevap... Ne bir özür... Ne bir yalanlama...
Bir insana ya da kuruma daha büyük ne söylenebilir?
Siz oğullarımıza ne yaptınız?

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT