1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Şer odakları ve devlet
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Şer odakları ve devlet

02 Aralık 2009 Çarşamba 12:43A+A-

Gayrımüslimlerin sorunlarıyla ilgilenmeyecek, Yahudilere ise hiç değinmeyecektim bu köşede. Kendi kendime söz vermiştim.

Ne zaman Yahudiler gündeme gelse, ne zaman İsrail bir halt etse, telefonum çalmaya başlar. Bir de burada Yahudilik etsem, iyice tepeme çıkacaklar, hiç bilmediğim konularda görüş belirtmemi isteyenlerin sayısı daha da artacak. En çok da dinî konularda bana danışanlara bayılıyorum! “Uydursam inanır mı acaba?” diye içimden geçirdikten sonra, “Anneme veya Hahambaşılığa danışın lütfen” diyorum.

İşin kötüsü, annem inanır inanmasına ama, Yahudi dininin ayrıntılarını bildiği söylenemez. Teoloji bilgisi, “Tanrı vardır ve Yahudilik iyi bir şeydir” düzeyinin çok da ötesine geçmez. Halkımızın yüzde 90’ı nasıl Müslüman’sa, annem de öyle Yahudi yani.

Söz vermiştim ama, sözü veren de benim, alan da ben. Tutmasam kime ne?

“Kafes” planını hazırlayan bahriyeliler Ermeni, Rum ve Yahudi öldürmeyi, kaçırmayı, korkutmayı, fişlemeyi planlamış. Böyle durumlarda Yahudiliğimi hatırlamadan edemiyorum!

Bir gece kuytu bir köşede karşıma tertemiz, ütülü, bembeyaz amiral üniformasıyla herifin biri çıksa, elinde bir LAW silahı veya bıçak olsa, cüzdanımı uzatsam, almasa. Ne istediğini sorduğumda “Canını” dese. “Niye” diye sorsam, “Yahudi olduğun için” dese, gerçekten çok bozulurum!

Doğal olarak, “Komutanım,” derim, “pek dindar bir kişiye benzemiyorsunuz, çok laik bir görünümünüz var, Yahudi öldüreceksiniz de ne olacak?”

Koca amiral, dersini iyi çalışmış olacaktır elbet. Cevabı yapıştırır:

Gayrımüslimler üzerinde korkutucu propaganda icra edilecek ve söz konusu faaliyetler kaynağı bakımından kara propaganda ile AKP ve AKP’ye destek veren diğer şer odaklarınca icra edilmiş gibi gösterilecektir.

Beklenmedik bir tekvando hamlesiyle silahı elinden alıp adamı yere serdikten sonra, şöyle şeyler düşünürüm herhalde:

Osmanlı’nın son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde azınlıkları öldürmeyi amaçlayan ilk plan değil bu. Sadece öldürmeyi değil, kaçmalarını sağlayarak yok etmeyi amaçlayanları da sayarsak, Ermeni katliamıyla başlayıp günümüzün düşük yoğunluklu savaşına kadar gelen ve arada Dersim katliamı, Trakya olayları, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Rumların sınırdışı edilmesi gibi uygulamalardan geçen uzun, kanlı ve gaddar bir tarih yaşandı ve yaşanıyor bu topraklarda.

Bütün bu uygulamaların ortak bir noktası var. Hepsini aynı “şer odağı” planlamış ve hayata geçirmiş: Devlet.

Türkiye’de azınlıklara karşı yapılan barbarlıkların hiçbirinde Müslümanların parmağı yok, tek bir tanesi bile İslâm adına yapılmamış. Öldürülen veya kaçıp giden hiçbir Ermeni veya Rumun arkasından “Allah-ü ekber” diye bağırılmamış, tekbir çekilmemiş.

Şaşacak bir şey de yok üstelik bunda. Tüm Ortadoğu’da hâlâ bugün, yani İsrail devletinin tüm yaptıklarından sonra, dinibütün Müslümanlar tarafından salt Yahudi olduğu için öldürülen ya hiç yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Filistin topraklarında ölüm kol gezer elbet, ama öldüren Müslüman olduğu için öldürmez, öldürülen Yahudi olduğu için öldürülmez. Biri işgale karşı direndiği için, diğeri işgalci olduğu için oluyordur olanlar.

Mısır, İran ve Suriye’de, örneğin, hâlâ Yahudi cemaatleri var. Ve bunlar, İsrail’in politikalarının ve eylemlerinin yarattığı gerginliğe rağmen, yaşayıp gider. Hahamları vardır, sinagogları vardır. İsrail Gazze’ye saldırdığı zaman gerginlik yaşarlar elbet, ama ne Müslümanların saldırısına uğrarlar, ne ibadet yerleri bombalanır, ne de mahalleleri ateşe verilir.

Türkiye’de de sorun hiçbir zaman “Müslümanlar” olmamış. Sorunları yaratanlar İslâm dinine aitmiş kuşkusuz, ama bu nedenle değil, devlet görevlisi oldukları için yapmışlar yaptıklarını.

Ne var ki, amirallerin planlarını hazırlayanlar aptal değil. Gayrımüslimler art arda cinayetlere kurban gitmeye başlasa, önce CHP, ardından Ertuğrul Özkök, rektörler, yargıçlar, Atatürkçü Düşünce Dernekleri ve Genelkurmay “Müslümanlar sevgili azınlıklarımızı öldürüyor” diye feryat etse, kimse buna inanmaz mı? Bal gibi inanır.

Türkiye’de inanmaya hazır, eli bayraklı, yakası Atatürk rozetli bir kitle zaten mevcut. Batı dünyasında ise genel İslâm düşmanlığı havasının yarattığı çok daha büyük bir kitle mevcut. Elbette inanırlardı.

AKP de, biz azınlıklar da direkten döndük.

Ben zaten hayatımda Müslümanlardan hiç korkmadım, hiçbir Müslüman’la sorunum olmadı. Bu devletle ise hep sorunum var.

TARAF

YAZIYA YORUM KAT