Önce Anayasa değişikliğini iptal ediyorlar.

Türkçe bilmeyen siyaset bilimciyi, anayasa değişikliği uzmanı ilan edip bunun altyapısını oluşturmak istiyorlar.

Malum Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş gibi isimler yıprandı, dışarıdan yardım arıyorlar.

Bula bula da Arato’yu buluyorlar.

Gitti Kanadoğlu kriteri, geldi Arato kriteri.

Genelkurmay Başhukukçusu’nun Anayasa Mahkemesi üyelerine ‘kapatın’ talimatı vermesi gibi, bu da iptal edin diyor.

Acaba babası emekli asker falan mı bu adamın?

Kimse de askerden talimatla karar alan en üst yüce yargı organını tartışmaya açmıyor.

Emir-komuta mahkemesi.

Şak emrediyor, tak karar veriyor yani.

Hukuk adına kara bir tablo.

Neyse, Anayasa değişikliği ‘’değiştirilmesi dahi teklif edilemez’’ maddeleri değiştirdiği gerekçesiyle iptal olunca, AK Parti laiklik karşıtı parti olarak kapatılacak.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının artması, üyeliğin tabana yayılması, şeffaflaşması nedense laikliğe aykırı oluyor.

Bu vesayet sistemini zayıflatan her adım, laikliğe aykırı zaten.

Dediğim gibi, bu kez talimat Arato’dan, karar hakimlerden.

Bu kez öyle yemeği New York’ta yenildi herhalde.

Önce iptal, sonra kapatma.

Ardından da her nasılsa MHP ile CHP koalisyon kuracak.

Tabii, Ergenekon, Kafes, ıslak ve kuru imzalarının üzeri örtülecek.

Olur mu?

Naah olur.

Hepsi tamam halk eksik.

Bu senaryo, halkı figüranın ötesinde hıyar yerine koyan anlayışa dayanıyor.

Yani bu ülke halkı İran halkı kadar demokrasisine sahip çıkamayacak öyle mi!

Siz senaryoyu yapıp uygulayacaksınız, göbeğini kaşıyan adam da seyredecek.

Çok beklersiniz.

Gidin Anadolu’yu gezin.

Gençlerle konuşun.

Böyle bir gelişme olursa neler olabileceğini bizzat yaşayın.

Anayasa Mahkemesi eliyle bir darbe gerçekleştirilirse, halkın sivil itaatsizlik hakkı doğar.

O karar sadece suya yazılmış olur.

Senaryoların devri geçti.

Onlar televizyonun siyah-beyaz olduğu, Türkan Şoray’ın öpüşme yasağı olduğu, medyanın teksesli olduğu bir döneme aitti.

O devir geçti.

Türkiye, Avrupa Birliği’nin standartlarını yakalama yolunda önemli adımlar attı.

Göbeğini kaşıyan adamlar, sizin engelleme çabalarınıza rağmen, kızlarını ve oğullarını üniversiteye gönderdi.

Yurtdışında eğitim olanakları sağladı.

Onlar Türkiye’de demokrasinin güvencesi.

Onun için senaryolarınız işe yaramaz.

Bir şey daha hatırlatayım, sizin bu senaryo en fazla Türkiye’yi bölmeye yarar.

Şaka değil, böyle bir gelişme Türkiye’de ciddi bir bölünme riski doğurur.

Onun için aklınıza başınıza toplayın ve hukuku karanlık planlarınıza daha fazla alet etmeyin.

Koca Anayasa Mahkemesi dünya hukuk sisteminin alay konusu oluyor.

Arato’nun Milliyet’e verdiği demeçler bunu engelleyemez.



1 Mayıs kutlu olsun

İnsan kanıyla sulandı Taksim Meydanı 1977’nin 1 Mayıs’ında.

O zaman senaryo yazmak da, uygulamak da kolaydı.

Darbe ortamının olgunlaşması için o insanların öldürülmesi gerekiyordu, öldürüldüler.

Sonra 12 Eylül faşizmi o

meydanı halka kapattı.

Yıllar sonra Taksim 1 Mayıs’a açıldı.

Bugün önce 33 yılın kurbanlarını saygıyla analım.

Ardından onların katilleriyle bugünün senaryo yazarlarının aynı olduğunu hatırlayalım.

Ergenekon’a, Balyoz’a, Islak İmza’ya karşı çıkan, sulandırmaya çalışanların, darbecilerin yandaşı olduğunu hatırlayalım.

1 Mayıs kutlu olsun.

STAR