
Sadece yeni nesil mi problemli?
Ali Osman Aydın, yeni nesil üzerine yapılan değerlendirmelerde ebeveynlerin görmezden gelindiğine dikkati çekiyor.
Ali Osman Aydın / Yeni Akit
Kaygılı veliler ve örnek denetim
Türkiye üniversitelerinde bugün hâlâ öğrencilere zorunlu olarak Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersi verildiğini biliyor musunuz?
Tarih bölümü okuyanlar için böyle bir dersin verilmesi çok doğal elbette. Peki, tarih dışı bölümler için bu ders neden zorunlu?
“Zorunlu” ifadesi önemli.
Zira üniversiteden bahsediyoruz.
Kaliteli ve özgür, gerektiğinde cüretkarca eleştirmesini bilecek, değerli insan yetiştirmesi gereken bir yapı üniversite.
Bu kurum maalesef kapitalist sermaye için bir personel üretme kurumuna dönüştürüldü. İnsanlar kapağı atacakları bir iş bulmak için üniversiteye gidiyorlar artık. Bunlar ciddi olanlar. Ciddi olmayanlar için ise üniversite oyalandıkları bir hobi bahçesi. O korunaklı alanda akranlarıyla vakit doldurup, eğleniyorlar.
İnkılap dersini normal bir ders olarak düşünmeyin. Anlaşılacağı üzere bu tam anlamıyla bir propaganda dersi. İlkokulda ezberletilen kurtarıcı mitine dayalı resmi tarih şablonlarının daha detaylı bir versiyonu. 12 yıl yapılan yetmemiş gibi, mühendis, mimar, doktor, dil bilimci olacak koca koca insanlara Atatürk propagandası yapıyorlar.
Yetmiyor, dersi iyice zorlaştırıp insanları dersten bırakıyorlar. Alan derslerinde çok başarılı da olsa bir öğrenci bu dersi vermeden geçemiyor. Branş derslerinde çok başarılı olduğu halde bu derse takılıp kalmış o kadar çok öğrenci var ki. İnternette bununla ilgili yığınla paylaşım mevcut.
Güya dogmalara karşı bir kurum üniversite! Fakat görülüyor ki dogmayı muhafaza etmeyi ve yaşatmayı bir misyon haline getirmiş. En azından bizde böyle. Akademi bu kafayla hiçbir yere gidemez. Bu akademiden de bir şey çıkmaz. Çıkarsa ya tesadüfen ya da bu akademik zihniyete “rağmen” çıkar.
Market Denetimi
Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nu tebrik ediyorum! En büyük marketlerden Migros ve A101 market şubelerini tarihi geçmiş ürün sattıkları tespit edildiği için 3 gün süreyle kapatmış. Başkan beyin bu yaptığının bütün belediye başkanlarına örnek olması gerek.
Hatta bakanlıklara. Sahi belediye başkanının yapabildiğini, bakanlık neden yapmıyor? Yoksa memlekette sadece Şahinbey’de mi tarihi geçmiş ürün satılıyor? Böyle bir şey mümkün mü! Her yerde satılıyor. Ama denetleyen kim?
Mesela, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı “Taklit ve Tağşiş Gıda” listesinde yer alan Tarabya marka peynirde mantar ilacı olarak bilinen “natamisin” tespit edilmiş.Bu peynir aynı markette hâlâ satılmaya devam ediyor mu? İnternette ediyor da!
Natamisin mi sakıncalı değil acaba? Ama değilse neden bakanlık sitesinde bunun hileli olduğunu söylüyor? Hileli olduğu tespit edildi ise -ki edilmiş- ve market bunu ısrarla satmaya devam ediyorsa, halk sağlığını tehlikeye atmış olmuyor mu? Halk sağlığını umursamayan bir sermaye grubuna karşı Tahmazoğlu başkan yaptırım uygulamış, bakanlık neden uygulamıyor, neden satışı durdurmuyor?
Hileyi ilan etmek iyi, güzel. Ama “şu ürünlerde hile var” demek yetmiyor ki. Gerekeni yapmak icap ediyor.
Kaygılı Veli
Yeni nesillerin problemli olduğunu düşünenler, yeni nesillerden önce onların velilerine baksınlar. Bence asıl problem velilerde.
Bakın size bir tablo çizeyim… Karne günü bir ilkokul önü… Veliler bahçeyi hınca hınç doldurmuşlar. Öyle ki, öğrencilerin çıkış yaptığı kapının ağzına kadar veli dolu. Kapıdan çıkan küçücük öğrenciler karşılarında bir veli duvarı görüyorlar. Anne babalarını göremedikleri ve yabancı yetişkinleri karşılarında gördükleri için başlıyorlar ağlamaya.
Buna rağmen veliler bir adım geriye çıkmaya yanaşmıyorlar. Israrla aynı yerde durmaya devam ediyorlar. Maksat çocukları çıktığında onu hemen görebilmek!
Hayatımda bu kadar kaygılı ve paranoyak bir veli profili görmedim. Fırsat bulduklarında sınıfın, bulamadıklarında okulun kapısından ayrılmıyorlar. Teneffüs zilini zor bekleyen veliler bunlar. Zil çalar çalmaz sınıfa girip çocuklarına iyi olup olmadığını soruyorlar. Sanki çocuk cezaevinde. O kadar kaygılı ve panikler ki, sanki çocukları onları göremezse buharlaşıp uçacak. Onlar çocuklarını göremezlerse sanki düşüp bayılacaklar.
İnsan ebeveyn olduysa kendi üzerinde daha fazla düşünmeli, evhamlarını kontrol etmeyi öğrenmeli değil mi? Ebeveynlik çocukça, saçma sapan evhamlarımızı çocuklara transfer ettiğimiz bir müessese değil. Bu ebeveynlik değil, bu kötülük!
Biraz rahatlayın, gevşeyin ve birkaç adım geri çekilin! Bırakın kapıdan çıkan çocuğunuz sizi anında bulmayı versin. İnanın bir şey kaybetmezsiniz ama çok şey kazanırsınız.
HABERE YORUM KAT