Fatih Demir-HAKSÖZ HABER

Rus Karadeniz Filosu'nun amiral gemisi Moskva, Rus kuvvetlerinin onu Kırım'daki Sivastopol'a çekmeye çalışması sırasında batarak Karadeniz’in derinliklerine karıştı. 15 Nisan'da batan geminin Ukrayna tarafından Neptün füzeleriyle vurulduğu belirtilirken bu durum net olarak doğrulanamadı.

Rusya Savunma Bakanlığına göre de kruvazör gemide çıkan yangın ve mühimmat patlaması nedeniyle gemi su almış, limana çekilme sırasında da gemi batmıştı. Gemide ölen denizcilerin kesin sayısı ise bilinmiyor.

186,4 metre uzunluğundaki Moskva'da 510 kişilik mürettebat yer alıyordu. Saatte 59 kilometre hıza çıkabilen kruvazörün menziliyse 19 bin kilometreydi. Guardian'ın aktardığına göre savaş gemisinde 16 adet Vulkan gemisavar füzesi ve bir adet S-300 hava savunma sistemi yer alıyordu.

Moskva, 1982'deki Falkland Savaşı'nda Birleşik Krallık Donanması'na ait HMS Conqueror nükleer denizaltısının etkisiz hale getirdiği Arjantin'e ait General Belgrano kruvazöründen bu yana bir “savaşta batırılan en büyük gemi” oldu.

Moskova yıllar içerisinde Karadeniz’de onlarca savaş gemisi ve denizaltı ile adeta gövde gösterisinde bulunarak Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin gözünü korkutuyordu. Suriye’de Esed kasabına yardım ve destek sunan Rusya, Karadeniz’deki öncü gemilerini Akdeniz filosuna destek amacıyla Türkiye karasuları üzerinden defalarca götürüp getirdi. Ukrayna’daki Rus işgali nedeniyle ise Türkiye, Rusya dahil tüm ülkelere boğazlardan savaş gemi geçişlerini kapatarak sözleşmelere uygun olarak önemli ve kritik bir karar aldı. Moskva kruvazörünün batmasıyla beraber de Rusya’nın Karadeniz’deki gücü önemli oranda azalırken Türkiye’nin Karadeniz’deki gücü katlandı.

Ayrıca Suriye’ye askeri ikmal ve mühimmat gönderen Rusya’nın, Suriye’ye deniz yolu ile Karadeniz üzerinden ulaşması artık daha zor bir hale geldi. Geçtiğimiz hafta içerisinde Rusya’nın Akdeniz’deki etkinliğini önemli oranda azaltan bir gelişme daha yaşandı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya’nın Suriye’ye askeri ve sivil uçuş yapmasına imkan tanımayacaklarını belirten bir açıklamada bulunarak Rusya’nın da bu durumu kabul ettiğini ifade etti.

Karadeniz’de yaşanan güç değişiminin Rusya’yı Akdeniz'de de köşeye sıkıştırdığı düşünülürken Rusya, yıllardır Esed katiline sivil gemi ve uçaklar da dahil olmak üzere birçok yoldan askeri, ekonomik ve gıda yardımı ulaştırarak uluslararası arenada köşeye sıkıştırılan Suriye’yi kendi çıkarları için ayakta tutuyor.

Yine de Moskva’nın batışı ve Ukrayna’daki askeri kabiliyet yoksunluğu, Rus ordusunun köhne bir yapıda geçtiğimiz yüzyılın teknolojisi ile bu yüzyılın teknolojisini harmanladığını tüm dünyaya kanıtladı. Rusya'nın şuanda Suriye’de işgalci pozisyonda Esed güçlerine destek veren birçok askeri karakolu olduğu ve Suriye'yi örtülü bir biçimde yönettiği atmosferde “ikmal krizi” ile karşılaşacağı tahmin ediliyor.

Moskva gemisi 1982'de hizmete alınmış, eski sayılan ve silahları da geçen yüzyıldan kalma olarak görev yapan bir kruvazör olarak sınıflandırılıyordu. Buna rağmen Moskva kruvazörü, Suriye'deki Rus işgaline destek sağlıyor hatta Türkiye’nin Rus uçağını düşürdüğü zamanlarda Rus uçaklarına koruma kalkanı görevi üstleniyordu. Suriye'deki Himeymim ve Tartus'taki Rus üslerine de hava savunması sağlıyor, S-300 hava savunma sistemlerinin komutasına yardımcı olarak Suriye’de önemli bir rol üstleniyordu. Şimdi ise Karadeniz’in dibinde Rusya’nın gelip kendisini çıkarmasını bekliyor.

Baltık ve Kuzey Filolarından gelenler de dahil olmak üzere Rus tank çıkarma gemilerinin çoğu, boğazların kapatılması ile beraber Rusya’nın Karadeniz limanlarında mahsur kaldı. Rus medyasında Rus çıkarma gemilerinin Suriye'ye düzenli seferlerini tanımlamak için kullanılan bir terim olan “Suriye Ekspresi” de Karadeniz’de kalarak seferlerine ara vermek zorunda kaldı.

Her ne kadar gemileri Karadeniz’de sıkıştığı düşünülse de Rusya’nın hava kuvvetleri aracılığıyla daha önce Kazakistan’a hızla birlikler naklettiği, Ukrayna ve Suriye’ye ise sürekli birlik takviyeleri yollama kabiliyetine sahip olduğunu unutmamak gerekiyor.