1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. “Recep Bey” dersen “Deniz Bey”i hatırlatırlar…
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

“Recep Bey” dersen “Deniz Bey”i hatırlatırlar…

24 Mayıs 2010 Pazartesi 00:28A+A-

Neydi o öyle “Recep Bey” sataşmaları? Doğrusunu isterseniz kötü bir başlangıçtı Kılıçdaroğlu'nunkisi... Baykal'ın bıraktığı yerden yani Başbakana kafayı takmışlıktan yola devam edeceği aşikar, o polemikçi dil. Bu sataşkan dil aslına bakarsanız Kılıçdaroğlu'na ait olmayan bir söylem. Hem de üstüne üstlük yaşanmış bunca skandaldan sonra, eski kavgacı dilin devamı kabak tadı veriyor. Sanki Baykal, yukarılardan bir yerden konuşmaya devam ediyormuş gibi, görüntüde Kemal Bey var ama ne konuşma ne de konuşmanın saldırgan semptomları, konuşmacıyı değil, sahibini hatırlatıyor...
Oysa yeni bir şans tanımıştı Kılıçdaroğlu’na, Baykal'ın yaşadığı şanssızlık. Ama medya öyle bir kara büyü salgılıyor ki, skandallar ve skandalların yaslı olduğu iddialar bile açık yüreklilikle silinemeden hafızalardan... Sanki hiçbir şey yokmuş gibi, ki hiçbir şey yok da demedi hiçbirisi... Peki bu ne heves? Peki bu ne hesap? Üstelik de Deniz Bey hadisesi hâlâ uyanılmamış bir kabus gibi ortadayken...
Beklerdik ki Kemal Bey, CHP'nin yeni vizyonlarından bahsetsin, beklerdik ki memleket meselelerinden söz açsın. Olmadı. Ama o ne yaptı? Baykal'ın bıraktığı yerden devam edeceğini dün bir bugün iki, teyit etmiş oldu.
CHP, klasik ezberi devam ettirecek öyle görünüyor.
Yine ne yapacağını değil de ne yapmayacağını söylüyor. AK Parti ne yaparsa onu karalamak. İstihza ve boş atışlarla kişisel saldırılar...
Başka?
Bula bula “Recep Bey” sloganını mı buldunuz? Aferin... Sizin o alaycı söyleminiz, yoksulluk ve işsizlik gibi devasa sol ve sosyal demokrasi dinamolarını yine boşta bırakacağınızın en büyük delaleti...
Ciddi sol bir boşluk...
Ciddi muhalefet boşluğu...
Olsun. CHP'nin umrunda değil...
Nasıl olsa iktidarın Ak dediğine Kara, iktidarın Evet dediğine Hayır deyince muhalefet tıkır tıkır işliyor. Kafa çalıştırmaya, vicdanın sesini dinlemeye ve söylemeye gerek yok. Nasılsa merkezçek partisi resmi ideolojinin... Nasılsa Atatürk'ün Partisi ya... Bu yeter.
CHP, merkeze dair bu mirası, har vurup harman savurduğunu göremiyor mu?
Görse ne olur görmese ne olur?
Skandaldan bile kendisine köpüklü ve bol şekerli bir kahve çıkartabildiğine göre... Çalışmasına ne gerek var? Zihnini ve vicdanını memleket meselelerine açmasına ne gerek var?
Allahaşkına büyük umutlarla Kurultay'a çıkartılan Kılıçdaroğlu'nun Kongre konuşmasında memleket meselelerine dair söyleyebildiği hangi sahici teklifi dinlediniz? Varsa yoksa Başbakan’la didişme, varsa yoksa polemik çekişmesi. Hoş buna polemik çekişmesi de diyemeyiz ya... “Recep Bey” üzerine kurulmuş bir holiganlık...
Ne olacak yani?
Başbakan’a ön adıyla hitap edince, AK Parti seçmeni titreyerek kendisine gelip, “aa Recep Bey dendi, öyleyse oy vermeyelim” mi diyecek? AK Parti'nin puanlarını mı düşürecek Recep Bey buluşu?
Tam tersine, Recep Bey hitabı, Tayyip Erdoğan beğenisini daha da körükleyecek bir vurgudur...
Recep, Şaban, Ramazan... Bu mukaddes aylarla mı dalga geçiyorsunuz? Mübarek üç aylara dair çarpık bir işaretleme mi yapıyorsunuz denecek... Bunlar daha iktidara gelmeden mütedeyyin insanların “Recep” kavramıyla uğraşmaya başladılarsa, sonrasında neler olur deyip, tam tersine daha iştiyakla sarılmayacak mı “Recep Bey”in partisine?..
Kemal Kılıçdaroğlu şehirlerin arka mahallelerinde yaptığı kapı ziyaretleriyle, konfeksiyon işçileriyle, işsizlerle yaptığı görüşmelerle, kavgacı olmayan üslubuyla, yükselmeyen sesi ve ince pardesüsü ile ilgi toplarken... Birden bir zile basıldı. Kendisini Kurultay masasında buldu. Belli ki dersine çok çalışmamış. Baykal'ın kötü bir taklidi olarak plağı bozuk yerinden gıcırdatmaya devam ediyor... İğnesi kırık, yüzeyi çiziklerle dolu bu taş plağın miadının dolduğunu bilmiyor mu? Üstelik de çıkarttığı sesler, plağın markasını, SAHİBİNİN SESİ olarak tescillerken...
Yazık. Kötü bir başlangıç...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT